Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Av. Nabi İNAL

Değdi Mi?….

Sanki günler çuvala girmişçesine 29 Ekim Cumhuriyet Bayramına denk getirilen ve adına İstanbul denilen havaalanı gösterişli törenlerle açıldı.

Ama görünen o ki hizmete girdi denilenin, bitmiş, her şeyi ile tamam hale gelmiş, hiçbir eksiği olmayan, tüm bağlantı noktaları faaliyete geçirilmiş, özetle her şeyi ile hazır halde olan bir havaalanı olmadığı gelişmelerden anlaşılmaktadır.

Bir şantiye halinde olan, yapımının tamamlanması daha yılları alacak olan bu havaalanı acaba neden 29 Ekim’e denk getirilmek suretiyle açıldı?

Kamuoyuna duyurulan haliyle İstanbul havaalanı dünyanın en büyük havaalanı imiş!!!

Oysaki medyaya yansıyan haberlere göre İstanbul Havaalanından daha büyük 2 havaalanı var imiş. Buna rağmen dünyanın en büyük havaalanı demekle elbette ki dünyanın en büyüğü olunamıyor. Gerçekler ortaya çıktığında durum anlaşılıyor.

Bırakalım dünyanın en büyük birinci veya üçüncü havaalanı olmasını.

Pazartesi günü açılışı yapılan ve bunun için büyük paralar sarf edilmek suretiyle yapılan gösterişli kutlama törenleri ile alanın bitmiş kısımları konuklara gezdirilen havaalanı Salı gününden beri hizmet vermeye başladı.

Yani böylece İstanbul havaalanından her gün en az yüzlerce uçak inip kalkmalı, binlerce yolcu gelip-gitmeliydi.

Ama ne oldu?

Medyadan öğrendiğimize göre gösterişli bir açılış töreni ile hizmete sokulduğu bildirilen havaalanından günde 5 uçak kalktı, 5 uçakta indi.

Bunun adına kısacası dağ fare doğurdu denilir.

Hani dünyanın en büyük havalimanı idi?.

Hani günde 10 binlerce yolcu bu havaalanından uçaklara binecek yine 10 binlerce kişi uçaklardan inecekti?

Hani bu havaalanı sayesinde Türkiye uçacaktı?

Hani bu havaalanının getireceği dövizlerle ekonomimizin düzelmesi yolunda büyük katkılar sağlanacaktı.

Ne oldu?

Bunların hiçbirisinin gerçekleşmesi yolunda olumlu adımlar atılmasının mümkün olamayacağı daha ilk günden anlaşıldı.

İstanbul havaalanına 30 Ekim’de 5 uçak indi 5 uçak kalktı.

Sonraki günlerde bunun böyle devam edeceği belirlenen tarifeli uçuş tarih ve saatlerinden anlaşılmaktadır.

Şimdi sormak ve inandırıcı bir yanıtını almak gerekiyor: Daha tamamlanmamış şantiye halinde olan bir havaalanının sırf Cumhuriyet Bayramına denk getirilmek için açılışının yapılmasına, gösterişli törenler düzenlenmesine, geleneksel Cumhuriyet resepsiyonunun İstanbul’a taşınmasına, alternatif kutlama törenlerinin düzenlenmesine olanak sağlanmasına ne gerek vardı?

Varsayalım ki dünyanın en büyük havaalanına sahip olacağız.

O vakit bekleyelim, bu havaalanı her şeyi ile tamamlansın. Her türlü bağlantılar sağlansın, dünyanın dört bir yanına uçuş sağlayacak bir şekilde hazırlıklar yapılsın ve ondan sonrada gerçekten ciddi ve inandırıcı bir şekilde açılışı yapılsın.

Böyle yapılsa ve bu havaalanı hizmete sokulsa idi, daha görkemli, daha etkili, daha yararlı olmaz mı idi?

Daha fazla ses getirmez miydi?

Elbette ki ….

Ama bu yapılmadı. Dediğim dedik anlayışı ile hareket edilerek Cumhuriyet Bayramına denk getirilen açılış gerçekleştirilmeye çalışıldı.

Böyle olunca da bu dünyanın en büyük havaalanından günde 5 uçak kalkmaya 5 uçak inmeye başladı.

Değdi mi?….

[email protected]

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER