Demokratik Parti (DEM) eş genel başkanları, Hatay’da gerçekleştirdikleri açıklamada, bölgedeki sosyal ve siyasi sorunları gündeme getirdi. Tuncer Bakırhan, Hatay’da meydana gelen deprem ve Suriye’deki savaşın yarattığı insanlık dramına dikkat çekti. Hatay’daki katılımcılara teşekkür eden Bakırhan, özellikle Rojava’daki halkların özgürlük ve barış taleplerinin altını çizdi.
Hatay’da neler yaşanıyor?
Hatay’da hala derin izler bırakan depremin ardından bölgenin yeniden inşası için atılacak adımlar büyük önem taşıyor. DEM Partisi eş genel başkanları, Hatay’da yaşamını yitirenleri saygıyla anarken, hükümete de depremin yaralarını sarmak adına somut adımlar atılması gerektiğini hatırlattı. Hatay’daki halkın hala konteynerlerde yaşadığını vurgulayan Bakırhan, hükümete çağrıda bulundu. “Hatay’daki yaraları daha fazla gecikmeden sarmalıyız” diyerek, deprem bölgesindeki halkın yaşam standartlarını iyileştirmeleri gerektiğini ifade etti.
Rojava’da barış ve özgürlük mücadelesi
Tuncer Bakırhan, açıklamalarında Suriye’nin kuzeyinde bulunan Rojava bölgesindeki duruma dikkat çekti. Rojava’nın, Kürtlerin ve diğer halkların birlikte barışçıl bir ortamda yaşadığı örnek bir bölge olduğunu belirten Bakırhan, burada yaşanan özgürlükçü mücadeleyi desteklediklerini dile getirdi. 100 yıl önce bölgedeki halkları ayıran ve birbirlerine düşüren ulus devlet anlayışının artık geride bırakılması gerektiğini savundu.
Bakırhan, “Rojava halkları, kimliklerine sahip çıkarak özgürce yaşamaya devam ediyor. Bu mücadeleye saygı duymalıyız” dedi. Ayrıca, Suriye’de tekçi bir yönetim yerine halkların eşit haklarla bir arada yaşayacağı demokratik bir yönetim anlayışının inşa edilmesi gerektiğini belirtti.
Türkiye’nin barış süreci ve Rojava ile dayanışma
Bakırhan, Türkiye’deki barış sürecine de değindi. “Türkiye’de barışı sağlarsak, Suriye’deki barışı da kolaylıkla inşa edebiliriz” şeklinde konuştu. Türkiye’nin Kürt, Alevi, Türk ve diğer etnik grupların bir arada, barış içinde yaşamasının sağlanması gerektiğini vurguladı. Aynı şekilde, Rojava’daki halkların haklarının korunması ve bir arada yaşama hakkının tanınması gerektiğini belirtti.
Bakırhan, Türkiye’deki hükümete seslenerek, barış politikalarını benimsemenin ülkenin geleceği için hayati önem taşıdığını ifade etti. “Barış, sadece Türkiye için değil, Suriye için de bir zorunluluktur” diyen Bakırhan, halkların özgürce yaşaması için büyük bir çaba sarf edilmesi gerektiğini söyledi.
Suriye’de barışın sağlanması için uluslararası çağrı
Demokratik Parti’nin eş genel başkanları, Suriye’deki mevcut yönetimi de eleştirerek, özellikle Alevi ve Kürt halklarının güvenliğinin sağlanması gerektiğini dile getirdi. Hükümetin, Rojava’da ve Suriye genelinde yaşayan tüm halkların kimliklerini tanıyacak bir politika izlemesi gerektiği ifade edildi. Suriye’deki tüm halkların eşit haklarla bir arada yaşaması için barışın sağlanması gerektiği vurgulandı.
Rojava ve Türkiye halkları arasındaki dayanışma
DEM Partisi eş genel başkanları, Rojava’da yaşayan halkların, Türkiye halklarıyla aynı barışçı ve özgürlükçü değerleri paylaştığını belirterek, dayanışma çağrısı yaptı. “Bu topraklar, kan ve gözyaşı görmek yerine barış ve huzur içinde yaşamalıdır” diyen Bakırhan, Rojava’daki barışçı mücadeleye destek verilmesi gerektiğini ifade etti.
Bakırhan, Suriye’deki Alevi ve Kürt halklarının güvenliği için hem Türkiye hem de uluslararası kamuoyunun sesini yükseltmesi gerektiğini vurguladı. Suriye’nin yönetimiyle yakın ilişkiler kuran Türkiye hükümetine de çağrı yaparak, Alevilerin ve Kürtlerin haklarının korunması adına daha somut adımlar atılmasını istedi.
Rojava’nın statüsü ve Türkiye’deki barış süreci
Demokratik Parti’nin liderleri, Rojava’nın statüsünün tanınmasının, bölgedeki barış sürecine katkı sağlayacağına inanıyor. Rojava halklarının kendi kimliklerini özgürce yaşayabilmesi için Türkiye’nin de bu sürece destek vermesi gerektiği ifade edildi. Türkiye’deki barış süreci ile Suriye’deki barışın paralel olarak ilerlemesi gerektiğini savunarak, “Barışa giden yol, halkların eşit haklarla bir arada yaşamasından geçiyor” dediler.