Hatay Gazeteciler Cemiyeti, kurulduğu günden bu yana Hatay basınında adeta amiral gemisi özelliğindedir. 90’lı yıllarda değerli Hatay eski valilerinden Utku Acun’un dönemin saygın gazetecilerine verdiği tavsiye ile ilk kez filizlenen cemiyetçilik kültürü bugün bambaşka bir noktada, hayli ilginç bir dönüşüme uğramıştır.
Başta; Antakya Gazeteciler Cemiyeti efsane kurucu başkanı Günay Çelenk ve rahmetli babam Nezih Gassan Seyfittinoğlu’nu, o dönemin kurucular kurulunu saygı ve rahmet ile anıyorum. Ancak maalesef şunu dile getirmeliyim ki; yıllar sonra 90’lardan 2024 yılına geldiğimiz süreçte cemiyetler dağıldı, çoğaldı ve ayrıştı. Tam da bu aşamada birbirinden ayrık sayısız cemiyet ortak bir hataya imza attı. Üye kaydı meselesi. Cemiyetlerini şişkin ve güçlü gösterebilmek için gazetecilik mesleğiyle uzaktan yakından alakası olmayan çok sayıda kişinin tarafgirlik mantığıyla üye yapıldığı bu cemiyetler, günümüzde bu sorunlu yapının faturasını olumsuz etkilerle ödüyor. Hatay Gazeteciler Cemiyeti yönetimi de bu noktada yeni bir karar ile, seçime bir yıl kala üyelerine yaptığı bilgilendirmede, cemiyet üyeliklerini güncelleyeceğini ve çalışmayan sektör içinde olmayan gazetecileri ayıklayacağını ve üyelikten çıkaracağını açıkladı. Şimdi bu noktada yıllardır bu alanda çalışmış, mesleğin mutfak ve mektebinden gelen bir gazeteci olarak fikrimi beyan etmek istiyorum: Hatay, asrın felaketi büyük bir yıkım ve yıkılış öyküsünü yaşıyor. Deprem sonrası her camiada olduğu gibi gazetecilik camiasında da rahmetle andığımız meslektaşlarımız hayatını kaybetti. Birçoğu evsiz barksız kaldı. Göç etmek zorunda olanlar oldu. Hepimiz biliyoruz ki işini kaybedenler, emekli olmak zorunda kalanlar barınma sorununu çözmeye çabalayanlar oldu. Ve biliyoruz ki depremin üzerinden 20 ay geçmiş olmasına rağmen basın camiamız hala yaralarını saramadı. İşte bu aşamada HGC’nin aldığı üyelikten çıkarma adımı dikkatle irdelenmelidir. Haklılar; artık çalışmayanlar, meslek içinde olmayanlar, gazetecilik yapmayanlar vardır camiamızda. Fakat, bu denli büyük bir felaketin henüz yaraları sarılamadan bu konuyu gündeme taşımak üyelerimiz arasında ciddi bir mağduriyet yaratma riski taşımaktadır.
Şahsi fikrim şudur ki; üyelikten çıkarma ve güncelleme kararlılığı zamanlama hatası içindedir. Acele edilmemeli; bir süre daha üyelerimizin yaralarının sarılması için çaba sarf edilmeli, işsiz kalan, sigortasız kalan çok sayıda üyemizin ayağa yeniden kalması aşamasında sabırlı olunması gerekmektedir. Yaralar sarılmadan atılacak adımlar bizleri yanlışa sürükleyebilir. O vakit ben bir HGC üyesi ve gazeteci olarak; yönetimin aldığı üyelikten çıkarma, güncelleme ve sadeleştirme kararının yanlış olduğunu, bir yıl sonraki seçimlerden sonra, tüzük değişikliğiyle adilane bir yeni düzenlemeyle şekillendirilmesini ve o zaman bu adımların atılmasını doğru buluyorum. Meslektaşlarıma saygılarımla, bu kararın camiamızda tartışılması gerektiğini düşünüyorum.
YORUMLAR