Geçtiğimiz hafta sonu, dünya emperyalist anlayışın kumar niteliğindeki oyunu ile büyük bir deprem yaşadı.
Emperyalist anlayışın ve uygulayışın baş temsilcilerinden olan ABD’nin başkanı Trump’ın kararı doğrultusunda İran devrim muhafızlarına bağlı Kudüs gücü komutanı general Kasım Süleymani ile Iraklı Haşti Şabi başkan yardımcısı Ebu Mehdi el Mühendis yapılan bir hava saldırısı sonucu öldürüldüler.
Saldırı ve bu saldırı sonucu Süleymani ile Mühendis’in öldürülmesi dünya genelinde ses getirdi.
Hissedilen bu depremi, ileriki kısa zaman dilimi içerisinde yeni bir deprem yada depremlerinde izleyeceğinden şüphe etmemek gerekir.
Son zamanlarda Trump’ın İran’a karşı tutumunda önemli değişiklikler olmuş ve devamlı tehdit içeren sözler İran yöneticilerine karşı sarf edilmeye başlanmış idi.
Elbette ki bunun böyle olmasında İran’ın tutumununda etkisinin olduğunu kabul etmek gerekir.
Böyle olunca da iki ülke arasındaki gerginlik giderek artmakta ve kopma noktasına gelme durumu ortaya çıkmakta idi.
İşte geçtiğimiz hafta sonu yaşanan ve tüm dünyada etkisi hissedilen deprem bu gerginlik sonucu meydana geldi.
Elbette ki İranlı general Kasım Süleymani önemli bir isim idi.
Sadece İran’da değil, Ortadoğu ülkelerinde de tanınan ve bu ülkelerde birtakım faaliyetleri organize eden Süleymani’yi destekleyen olduğu kadar, ona karşı olanlarda vardı.
ABD ile İran arasındaki gerginliğin, Süleymani’nin öldürülmesi sonucu deprem kuşağındaki enerjinin boşalmasına benzetmek mümkün olabilir.
Süleymani ve El Mühendisin öldürülmesi üzerine sadece Ortadoğu’da değil, tüm dünyada büyük bir gerginlik oluştu ve bundan sonra ne olacak sorularına yanıt aranmaya başlandı.
Öyle ki, bazı çok karamsar görüş sahipleri, 3. dünya savaşımı olacak endişesine bile kapıldı.
Yine bu deprem niteliğindeki olay sonucu, Ortadoğu’da büyük bir mezhep çatışmasının kıvılcımlarının da çıkabileceği doğrultusunda görüş ve endişeler yüksek sesle dillendirilmeye başlandı.
Bu arada İran’ın, Süleymani’nin öldürülmesi nedeniyle ABD’ye aynı şiddette yanıt vereceğinin sinyalleri de yüksek sesle ifade edilmektedir.
İşte tamda bu sırada, diplomasinin devreye girmesi gerekliliği kendini gösterdi.
Bunun sonucu olarakta, bir yandan karşılıklı sert söylemlerde bulunulurken, öte yandan da ortamı sakinleştirmek, diplomasinin dili ile konuşmak suretiyle oluşan yada oluşacak yeni bir depremden sonra gelecek olan artçı depremlerin etkisinin ve zararının aza indirilmesi yolunda görüşmeler, çalışmalar sessizce yapılmaya başlanmıştır kanısındayız.
Elbette ki geçtiğimiz hafta oluşan ve kısa zaman dilimi içinde oluşacak olan yeni bir depremden sonra artçı depremler birbiri peşi sıra gelebilecektir.
Ancak dünyayı sadece ihtirasları uğruna tehlikeye atabilecek insanların yanında, dünyanın huzur ve güven ortamı içinde olması gerekliliğini düşünen büyük bir çoğunluğunda bulunduğunu unutmamak gerekir.
Bu nedenle ileriki günlerde yükselen tansiyonun düşeceği, emperyalist anlayışın başlatmak istediği mezhepler arası bir kavganın oluşmayacağı, aksine bir dayanışma işaretlerinin ortaya çıkacağı akıldan uzak tutulmamalıdır.
Bu bir hayal değil sağduyunun gerektirdiği beklentidir.
Ancak yine de her ihtimali, artısı ile eksisi ile göz önünde bulundurmak suretiyle, gelişmeler sağduyulu bir anlayış içinde beklenmelidir.
Önümüzdeki günlerde, İran’ın yapacağı karşı hareketin oluşturacağı sarsıntının da, bu anlayış içerisinde karşılanması ve dünyanın bir ateş çemberi içine sokulmaması için diplomatların tüm hünerlerini göstermesini bekliyoruz.
Umut ediyoruz ki, sağduyu egemen olur ve bu büyük sarsıntıyı da en az zararla atlatırız….
YORUMLAR