Toyama Satoru uzun yıllardır Antakya’ya gelip giden, Hatay’ı çok seven ve adeta bir Hatay sevdalısı olarak yaşayan Japon bir genç. Yıllar önce Antakya’ya gezmek amaçlı geldiğinde burada çok sayıda dost edinmiş. 6 Şubat depremini Japonya’nın Niigata şehrinde öğrenen Toyama Satoru Antakya’daki dostlarıyla bağ kurarak Hatay için ne yapabileceğini araştırdı.
Sosyal sorumluluk projesi geliştiren Satoru; Japonya ve Türkiye arasındaki bağları inceledi. Niigata şehrinin en önemli üretim değerlerinden biri olan Lale çiçeklerinin Japonya’ya Türkiye’den gittiğini öğrendi. Bunun üzerine Japonya’daki Niigata şehrinde lale bahçelerinden biri ile anlaşarak Japon çocuklarla Türkiye’ye ve tabi ki Hatay’a moral olsun diye bir proje geliştirdi. Proje kapsamında Japon çocuklar lale çiçeklerinden Türkiye ve Suriye bayrakları yaparak dostluk mesajı verdiler. Ardından lale çiçeklerinden elde ettikleri boyalar ile japon çocuklar mendilleri boyadı. En eski haberleşme eşyalarından biri olan mendillere de her çocuk birer mektup yazarak paketledi. Japon çocukların lale çiçeği boyasıyla boyanan mendil ve mektupları alan Toyama Satoru Hatay’a gelerek burada belirlediği depremzede çocuklara mendil ve mektupları dağıttı.
Proje ile Jopan ve Antakyalı depremzede çocukların bağ kurması ve arkadaşlık ilişkisi geliştirmesi hedefleniyor. Jopan çocukların mendille gönderdikleri mektuplardaki ana mesaj ise “ Geçmiş olsun, kendinize dikkat edin” oldu. Toyama Satoru bu proje kapsamında bir sosyal medya hesabı açarak Japon ve Türk çocukların buluşabileceği ve iletişim kurabilecekleri bir de platform yaratıyor. Amaç uzun vadede Hatay’lı depremzede çocukların Japon çocuklar ve onların ailesiyle buluşmalarını sağlamak.
Toyama Satoru hayranlık duyduğu Antakya’nın depremde yıkılmasından dolayı büyük üzüntü duyuyor. Buradaki dostlarına ve unutulmaz anılarına ithafen böyle bir proje geliştirerek Japon çocuklar ile depremzede çocukları bir araya getirmeyi hedefliyor. Satoru belirlediği okullarda depremzede çocuklara Japonya’dan gönderilen mendil mektuplarını dağıtıyor. -Meriç Demiray-