Demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile var olduğu ülkelerde “dikensiz gül bahçesi” olmaz.
Bilindiği gibi, gül hem aranan, özlenen, şiirlere, şarkılara konu olan bir çiçektir, hem de dikenleri vardır.
Meşhur bir söz var: “Gülü seven dikenine katlanır”
İşte demokrasi de tıpkı gül gibidir.
Eğer demokrasiyi, demokratik sistemi, demokratik düzeni tüm kurum ve kuralları ile özümsüyor ve ülkenizde egemen olmasını istiyorsanız, tıpkı güldeki diken gibi, demokrasinin de dikenlerine katlanmak gerekir.
Nedir demokrasinin dikenleri?…
Bilindiği gibi demokrasi çok seslilik demektir.
Bu sistemde herkes şiddete başvurmamak koşulu ile görüş ve düşüncelerini serbestçe söyleyebilme, ifade edebilme özgürlüğüne sahiptir.
Yine bu sistemde, düşünceler, sözle, yazıyla ya da açık veya kapalı toplantılar düzenleyip buralarda meramını anlatabilme suretiyle yaşama geçirilir.
Özgürlükçü demokrasilerde, demokratik kurallar hâkimdir.
Bu kurallar, kanunlar, tüzükler, yönetmeliklerle belirlenir.
Kanunlar yasama meclisi tarafından yapılır.
Tüzük ve yönetmelikler ise yürütme organı tarafından oluşturulur.
Gerek meclisin, gerekse yürütmenin faaliyetleri bağımsız yargı tarafından denetlenir. Anayasa Mahkemesi, önüne gelen başvuruları değerlendirmek suretiyle bir karara varır. Anayasa mahkemesinin kararları kesindir ve derhal uygulanması gerekir.
Özetle demokrasilerde kuvvetler ayrılığı ilkesi vardır. Yasama, yürütme ve yargı erkleri tarafından ülkenin demokrasinin gereği olan bir düzen içerisinde topluma ve bireylere hizmet etmesi sağlanır.
İşte böylesi kuralların geçerli olduğu özgürlükçü demokrasilerde “tek seslilik yerine çok seslilik” egemen olur.
Hiçbir şekilde bir görüş, bir düşünce, bir anlayış, bir istek, bir beklenti tartışmasız bir şekilde kabul edilip yürürlüğe geçirilemez.
Demokrasilerde fikirler çarpışır ve bu karşılıklı fikir çarpışmasından ortak bir yol ortaya çıkar.
Ortaya çıkan bu yol doğrultusunda da adımlar atılır.
Yani demokrasilerde tekseslilik söz konusu olamaz. Başka bir anlatımla demokrasilerde “dikensiz gül bahçesi” beklentisi mümkün değildir.
Mutlaka çeşitli görüşler, düşünceler, izlenecek yoldaki farklılıklar ortaya çıkacaktır.
Zaman zaman bu farklılıklar, tıpkı çok sevilen gülün dikeni gibi parmaklara batabilecek, parmakları acıtabilecektir. Ancak “gülü sevenin dikenine katlanacağı” özdeyişi gibi bu farklılıklara, bu farklılıkların ortaya çıkardığı ya da çıkaracağı kırgınlıklara, hüsranlara katlanmak zorunludur.
Esasen demokrasinin de erdemi bundan kaynaklanmaktadır.
Tek doğru vardır o da benim doğrumdur anlayışı yerine, muhtelif fikirler vardır, bu fikirlerin, bu düşüncelerin içinde doğru olanda, doğru olmayanda bulunabilir, karşılıklı görüş alışverişi, kamuoyu önünde yapılacak fikir tartışmaları, özgür basının kamuoyunu aydınlatma görevini serbestçe yerine getirebilmesi sonucu, en doğru olan yol bulunup yaşama geçirilir.
İşte böylece “dikenli gül bahçeleri içerisinde gerçek ve doğru olan yol ve yöntem bulunur, gülün güzelliği, gülün çekiciliği, gülün kokusu yüreklerin en derinlerine kadar işlemek suretiyle huzurlu, mutlu, geleceğe umutla bakan, aydınlık günleri coşku ile kucaklayan bir toplum oluşur”.
Bu nedenle bir kez daha anımsatmak istiyoruz: Demokrasilerde tek seslilik olamaz. Çok seslilik egemen olmalıdır. “Demokrasilerde dikensiz gül bahçesi beklentisi olamaz”….
[email protected]
YORUMLAR