Divanü Lügatit Türk

Değerlerimizin hiç ayrımında olmadık. Bir eşsiz kültür kaynağımız da Divanü Lügatit Türk’tür. 1072-1074 yılları arasında, Kaşgarlı Mahmud tarafından yazılan yapıt çok önemli bilgiler içerir. Sözlük, derleme, tarihsel-halkbilimsel-insanbilimsel-toplumbilimsel, doğallıkla dilsel araştırma niteliğindedir. Kaşgarlı Mahmut bir bey oğludur. Araştırmaya tutkundur. Bu amaçla ülkeyi adım adım gezer. Yazar. Kitabında Araplara Türkçe öğretmeyi amaçladığını yazar. Tarihe ussal bakmak zorunluluktur. […]

Değerlerimizin hiç ayrımında olmadık. Bir eşsiz kültür kaynağımız da Divanü Lügatit Türk’tür. 1072-1074 yılları arasında, Kaşgarlı Mahmud tarafından yazılan yapıt çok önemli bilgiler içerir. Sözlük, derleme, tarihsel-halkbilimsel-insanbilimsel-toplumbilimsel, doğallıkla dilsel araştırma niteliğindedir. Kaşgarlı Mahmut bir bey oğludur. Araştırmaya tutkundur. Bu amaçla ülkeyi adım adım gezer. Yazar. Kitabında Araplara Türkçe öğretmeyi amaçladığını yazar.

Tarihe ussal bakmak zorunluluktur. Ahlaksal gerekliliktir. 1070 sularında Avrupa’da sözlük düşünmek çok zordur. Bu tarihten sonra da çöküş epey zaman sürecektir. Kilise-monarşi ortaklığına din kılıflı yağma savaşları ile savrulacaktır.

Türk tarihinde birçok ayrıntı görmezden gelinir. Göçebelik savında önemsizleştirme vardır. Oysa göçebelik her zaman yerleşikliğin zıttı değildir. Göçebeler hayvan ve süt ürünleri üreterek belirli bir bölgede göçerler. Belli zamanda yaylaya çıkar, belli zamanda düze inerler. Bu yerler rastgele değildir. Kilimlerindeki işçilik, desenler, boyalar, kaplarındaki incelik, altın, bronz, bakır… alaşım yapısı hayran bırakır. Kırgızistan’da, Kazakistan’da kurganlarda bulunanlar yüksek bir kültürün ürünleridir. Örneğin MÖ 300’lerden tarihlenen halı tarihin ilk ilmikli halısı olduğu gibi, üzerinde geyikler, kareler, uyumlu boyalar taşır. Dile gelince, Orhun Yazıtlarını, Runik yazıları, Göktürk abecesini göz önüne alsak bir gecede olabilecek, başarılabilecek iş değildir. Dilin, yazının oluşması binlerce yıl gerektirir. Türkçenin Sümer diliyle benzerlikleri kimine göre yaklaşık 200, kimine göre ise 900 sözcükle somutlaşır. Sümerlerin tarihinin MÖ 3000-3500 dolayları olduğunu anımsatmak yeterlidir. Türkçenin İsveççe ile benzerliğini kitaplaştıran İsveç tarihçiliğinin babası sayılan Sven Lagenbring’tir. Tarihsel kaynaklarda Türk toplulukları anaerkillikleriyle de öne çıkar. Saka (İskit) hükümdarı Tomris, Kiros’u savaş meydanında öldürdüğü belirtilen savaşçı kadındır. Amazonlar ise günümüze kalıtları ulaşan bir kadın egemen kültür.

Bugün Türkçe bir bilim, düşün, sanat, inceyazın dili olarak yaşıyorsa Divanü Lügatit Türk gibi köklere dayanır. Kaldı ki Türkçenin önü hiçbir zaman açık olmamıştır. Sürekli engellenmiştir. Altı yüz yıl Osmanlının Türk ve Türkçeye zulmü çok ağırdır. Türk idraksizdir; Türkçe kabadır. Kıyılmaları “caiz”dir. Sevaptır.

Bir ulus ve dil savında bulunuyorsan söylenceler değil, somut kanıt ortaya koyacaksın. Nedir bunlar? Yazıtlardır, tabletlerdir, açık açık adından, yöneticilerinden, destanlarından, şiirlerinden, anlatılarından söz eden tabletlerdir, Ulusunun, topluluğunun abecesidir. Görkemli resimlerdir, desenler, motifler, boyalardır. Bunları bulamıyorsan büyük sorun değildir. Sorun büyük savlarla kitleleri yönlendirip birbirine düşman etmektedir. Yeryüzünde çok örnekleri var bu belanın.

DNA araştırmalarından, dil (özellikle Hint-Avrupa) yaklaşımlarından fazla söz edilmemesi yeğlenmektedir. Çok sıkışıldığında söylenen “Kaynak yok, bilinmiyor”dur. Yunan uygarlığının yadsımıyoruz ama her varsıllığı, Anadolu’da yaşanmışsa bile Yunana bağlamak da nedir? Yüz yıldır yalandan bıkmadılar. En usta geçinen tarihçileri Türk düşmanıdır, Türkleri söküp atmaktan söz eder (örneğin Arnold Toynbee, Ernest Renan…).

Divanü Lügatit Türk’ü sahafta bulan, ekinimize, dünya ekinine kazandıran Diyarbakırlı Ali Emiri’dir; saygı, sevgiyle anıyorum. İşte kitap sevgisi, sevgiden öte tutkusu böylesi müthiş olaylara da neden olabiliyor. 1915 yılında, İstanbul’da bulmuştur, değerini o an anlamıştır. Kitabu Cevahirun Nahv fi Lugatit Türk adlı kitabı ise kayıptır Kaşgarlı Mahmud’un.

 

 

Exit mobile version