Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Diziler Cannes’da…

Şehirler de… Fransa’nın Cannes

Şehirler de…

Fransa’nın Cannes kentinde düzenlenen Avrupa’nın en büyük TV içerik fuarı MIPCOM’da gündem, Mardin’de çekilen “Hercai” adlı dizi oldu. Eski kentin büyülü atmosferinin paylaşıldığı dizi; Bulgaristan, Arnavutluk ve İspanya’ya satıldı. Yaşananlar, Antakya merkezli dizilerin bir bir sona erdiği Hatay adına kayıpları özetlemeli mi?

Fransa’nın Cannes kentinde açılan ve TV içerik endüstrisinin en büyük pazar yeri MIPCOM Fuarı’nda, ekranların popüler dizileri noktasında sıkı bir rekabet yaşandı. Dizi, film, içerik, TV ve yapım sektörünün en prestijli fuarı olan, Cannes şehrindeki MIPCOM kapsamında, Mardin’in mistik, eski kent atmosferinde çekilen “Hercai” dizisinin afişleri  Cannes sokaklarını süsledi. Başrol oyuncuları Akın Akınözü, Ebru Şahin ve Ayda Aksel’i karşılarında gören hayranları, onlara sevgi gösterisinde bulunurken, geçen sezon Şili televizyonu tarafından satın alınan “Hercai” dizisi, bu ülke medyası tarafından da abluka altına alındı. Şili televizyon ekibi, Hercai oyuncularıyla buluşup onlarla özel bir röportaj gerçekleştirdi, konu da gündem de Mardin oldu, eski kent oldu, buradaki kültür oldu ve hatta yemekler ve ötesi oldu… Ekip,  İspanyol televizyonu AtresMedia’nın çekimlerine de katıldı.
-BİZ Mİ?-
Daha önce de altını çize çize ifade ettiğimiz gibi… Binlerce yıllık bir geçmişin bugününde kalanlarla kendini anlatmaya çalışan Antakya, bu oldukça ‘ticari’ olan rüzgârı, 2007-2009 tarihleri arasında yayınlanan Asi Dizisi ile fazlasıyla yaşadı. Hatay coğrafyasında geçen dizi, iki ailenin dört kuşağa varan hikâyesini anlattı. Asi Kozcuoğlu (Tuba Büyüküstün) ve Demir Doğan’ın (Murat Yıldırım) aşk hikâyesi ve aileleri arasındaki gerginlik, dizinin ana temasını oluşturdu.
Dizi sayesinde; Antakya’nın eski kent kimliği, kültürü, taş ve ahşap evleri, insan yüzleri ortaya çıktı, doğal güzellikleri paylaşıldı, bugün artık ‘gastronomik’ bir kimliği olan mutfağından bahsedildi, geleneksel yaşamından kesitler sunuldu. Bu ise beraberinde ciddi kalabalıkları Antakya’ya çekti. Ancak “Asi” dizisi ile yaratılan rüzgârın ne kadarının ‘tanıtım’ ve ‘reklam’ kısmında kullanıldığı ya da bu tanıtım’ ve ‘reklam’ başlıklarının ne kadarının kent turizmine bir 2strateji2 olarak yansıdığı oldukça tartışmalı!
-SONUÇ!-
Çok izlenen yerli TV dizilerinin çekim mekânlarını Anadolu’ya taşıması mı? Oldukça renkli ve ekonomik bir tablo yarattı. Bu durum, iç turizmde çok da bilinmeyen yeni bir akım yarattı. Kültür turizminde uzmanlaşan birçok firma, tur programlarını artık günün popüler dizilerine göre düzenlemeye başladı. Tur güzergâhlarına ise dizilerin setleri, oyuncuların kaldıkları oteller, yemeğe gittikleri restoranlar eklendi. Peki, yine soralım… Antakya, bu rüzgârdan ne kadar yararlandı?
-NE YAPTIK?-
Bir turizmci, Hercai dizisi ile yaşananları özetlerken, oldukça net bir eleştiri yapıyor…
“Mardin kenti, ‘Hercai’ dizisi ile Fransa’nın Cannes kenti sokaklarında boy boy fotoğraflarla kendini ve hikayesini anlatırken ve bu hikaye bir çok ülke televizyonu tarafından satın alınırken, bizler, oldukça şikayetçi bir profil sergiledik, ki mekan olarak Antakya’yı kullanan dizileri ve hikayeleri takip etmek yerine, o hikayelerin tüm ögelerini ‘kendimize yapılmış birer saldırı’ olarak kabul ettik ve bazılarını da, çok güçlü oyuncu kadrolarına rağmen, yayından kalksın diye ekstra mesai yaptık, şikayet ettik! Sonuç mu? Hercai’yi izleyin, Mardin’i de…”
İfade edilenlerin, ‘Peki, o şikâyet bağlamında bizler ne yaptık’ kısmını da dünden bugüne ekleyelim!

Antakya’yı çekim platformu olarak kullanan birkaç dizi daha oldu, ama beklenen olmadı! Dizi turizmi noktasında iyi yönetilemeyen ‘süreç’, hiç beklenmeyen tepkilerle, her bir diziyi kısa zaman içinde yayından kaldırdı!
Bu diziler arasında, Fox TV’de 2017 senesinde yayınlanan ‘Deli Gönül’ dizisi var. Murat Ünalmış, Tuvana Türkay, Çiğdem Batur ve Ogün Kaptanoğlu gibi isimlerin Antakya macerası çok uzun sürmedi! Dizi, kent kimliğine zarar verdiği yönünde bir kampanya ile karşı karşıya kaldı! Antakya’yı çekim platformu olarak kullanmak isteyen bir diğer dizi, Nefes Nefese oldu! Usta oyuncu Uğur Yücel’in başrolünde oynadığı, yönetmenliğini de gerçekleştir-diği, çekimleri Adana ve Antakya’da gerçekleşen Nefes Nefese de benzer suçlamalarla birkaç bölüm ilerledi ve ardından başlatılan bir benzer kampanya ile yayından kalktı! Son sırada ise Show TV kanalında yayınlanan ‘Nöbet’ dizisi var! O da Antakya’nın rol aldığı bir diğer dizi! Ancak ona da tepkiler benzer!
Sorun genel olarak diziler mi, içerik mi, yoksa dizilerle oluşan merakı yönetemeyen bizler mi? Hangisi?

Soru net! Cevap var mı? En çok da, kendi marka kalabalığında ulusal ve uluslararası adımlar atmaya çalışan Hatay coğrafyasının, aslında bu sürece ciddi katkı sağlaması beklenen dizileri yönetemeyen haline dair!
-ARAŞTIRMA-
“İnsanların televizyon dizilerini, filmleri izledikten sonra, bölgeyi, ülkeyi, şehri ziyaret etmeleri, filmler ve diziler tarafından teşvik edilmiş turizm hareketliliği olarak adlandırılmaktadır.” Bu ifade, “Filmlerin ve Televizyon Dizilerinin Destinasyon İmajina Etkileri” başlıklı bir Araştırma yapan, Gazi Üniversitesi’nden R. Pars Şahbaz ve Arzu Kılıçlar’a ait.
Peki, ne yapılabilir? Film ve TV dizisi teşvikli turizm, bir pazarlama fırsatı olarak değerlendiriliyorsa eğer, yapılması gerekenler nelerdir? İşte o öneriler…
1-TV dizisi ve film yapımcılarını, faaliyetlerini bölgede gerçekleştirmeleri yönünde ikna etmeyi, cesaretlendirmeyi amaçlayan ileriye yönelik çabalar içerisinde olmak,
2- Hatay’ın, kitle iletişim araçlarında daha fazla yer almasını sağlamaya yönelik faaliyetler gerçekleştirmek, iletişim araçlarını hedefleyen tanıtımlar yapmak,
3- Filmin ve TV dizisinin çekim aşaması tamamlandıktan sonra, Hatay’ı tanıtacak faaliyetler gerçekleştirmek,
4-Hatay’ın film ve TV dizisi teşvikli turizm potansiyelini canlandıracak, ileriye götürecek pazarlama faaliyetleri gerçekleştirmek…
-ÖZETLE!-
Bu yol haritası önemli. Çünkü Mardin’de çekilen Hercai dizisinin kente kattıkları noktasında izlenen Cannes-Fransa (Avrupa’nın en büyük TV içerik fuarı), birçok ülkede günlük yaşamın bir parçası haline gelen Türk dizilerinin, küresel başarı hikâyesi yazmaya devam ettiğinin son örneği… Peki, Antakya özelinde Hatay neden bu süreçte değil, soralım mı? Ya da mevcutlar neden şikâyet konusu oldu, bunu!
Bu konuya, bir turizmci nokta koysun…
“Antakya adına bence en büyük şans, Uğur Yücel gibi bir ismin, Nefes Nefese adlı dizisi ile şehrimizi çekim platformu olarak kullanmasıydı. Ama durum, ‘şehrimizin imajı’ kısmına kurban edildi. Oysaki güçlü bir oyuncu kadrosu olan bir diziydi ve kentin vitrini adına, hikâye değil, ama kendisi çok önemliydi. Bugün dizilerin, çekildikleri şehirlere verdiği katkı sadece Türkiye’de değil, dünyada da kabul edilen bir gerçek.
Peki, biz bu gerçeğin neresindeyiz? Sahi, dışarıdan bakanlar için Antakya’nın Paris olduğunu mu sanıyoruz? Sahi, bu kent, mültecilerle iç içe yaşadığı sorunları, belediye başkanları eliyle ha bire ulusala kendisi taşımıyor mu? Vekilleri bile yan yana gelemiyor, bölük pörçük! Bu da mı diziler yüzünden? Antakya’yı yöneten iki belediye arasında bile koordinasyon yok! Bu da mı diziler yüzünden? Tarihi ve kültürü Allah’a emanet’ Bu da mı televizyon yapımları yüzünden? Bence herkes biraz dürüst olsun ve konuyu hep diziler üzerinden tartışmasın, tartışmayı da ‘kent imajı’ başlığına gömmesin! Çünkü bu kentin imajını yerle bir edenler diziler değil, bizleriz! Hadi bu konuda da konuşsun, o cesur ayağa kalkışlar!” -Tamer Yazar-