Doğa Kanunu….

.Bir hastanenin ameliyathanesindeyiz. Ortada bir masa ,üzerinde bir hasta ve etrafında müdahalede bulunacak ekip, hazır vaziyette bekliyor. Hastaya daha önce yapılan muayenede teşhis konulmuş, ama ameliyat masasına alındıktan sonrada müdahalede bulunacak hekimler kuruluna hasta şikayetlerini yeniden anlatıyor ve neler yapılması gerektiği konusunda da görüş bildiriyor. Hastanın bildirdiği görüş vücudundaki bazı organlarda “metal yorgunluğu” olduğu yolundadır. […]

.Bir hastanenin ameliyathanesindeyiz. Ortada bir masa ,üzerinde bir hasta ve etrafında müdahalede bulunacak ekip, hazır vaziyette bekliyor.

Hastaya daha önce yapılan muayenede teşhis konulmuş, ama ameliyat masasına alındıktan sonrada müdahalede bulunacak hekimler kuruluna hasta şikayetlerini yeniden anlatıyor ve neler yapılması gerektiği konusunda da görüş bildiriyor.

Hastanın bildirdiği görüş vücudundaki bazı organlarda “metal yorgunluğu” olduğu yolundadır.

Hekimler kurulu kendi aralarında görüşüp, konsültasyon yaptıktan sonra vardıkları sonucu hastaya şu sözlerle bildiriyorlar: “ Evet vücutta bir metal yorgunluğu vardır. Ancak bu metal yorgunluğuna uğrayan parça ya da parçalar vücudun tüm organlarına bağlı olduğu için yorgunluk tüm vücudu kaplamıştır. Bu nedenle tüm parçaların değişmesi , başka anlatımla hastanın bir süre dinlenmeye alınması zorunludur….” diyorlar.

Ancak hasta bunu kabul etmiyor. Sadece işaret ettiği ve metal yorgunluğuna uğradığı kanısında vardığı parçaların değiştirilmesini istiyor.

Operasyonu yapacak olan hekimler zorunlu olarak hastanın şikâyet ettiği parçaları değiştirmeye ve yerlerine yenilerini monte etmeye başlıyorlar.

Ancak tıpta bir kural vardır. Hekimlerin görüşü doğrultusunda işlem yapılmaz ise, ilerde telafisi daha zor komplikasyonlar ortaya çıkar.

Nitekim metal yorgunluğuna uğradığı öne sürülen parçalar değiştiği halde, kişi tam olarak sağlığına kavuşamamıştır. Her gün yeni yeni komplikasyonlar meydana gelmekte, başka parçaların değiştirilmesi zorunluluğu kendini göstermektedir.

Oysaki asıl, vücuda kumanda eden, kişiyi sevk ve idare eden organda metal yorgunluğu oluşmuştur. Bu nedenle tüm vücudun dinlenmeye alınması gerekir. Eğer bu yola gidilmediği takdirde, teker teker bütün parçaların değişmesi zorunluluğu ortaya çıkacak, sonunda operasyon tam anlamıyla başarısızlığa uğrayacaktır.

İşte bir insanın vücudundaki zaman içinde oluşan yıpranmaların, başka bir anlatımla yorgunluğun giderilmesi için, vücudun tümden dinlenmeye alınması ve bir süre dinlendikten sonra sağlıklı bir yaşama ulaşma, doğru kararlar alabilme, isabetli adımlar atabilme imkânları kendini yeniden gösterecektir.

Bu yapılmadığı takdirde tümden etkisiz hale gelme durumu ile karşı karşıya kalınacak ve bunun sonucu olarakta etkin hiçbir karar alma, hareket etme imkânı elde edilemeyecektir.

Bu durum bireylerin yaşamı için söz konusu olabileceği gibi, bunu toplumsal yaşamada indirgemek mümkündür.

Toplumsal yaşamda; kurumların, kuruluşların, derneklerin, siyasi partilerin, kamu kurum ve kuruluşlarının yönetim kadrosunda bulunanları içinde aynı zorunluluk geçerlidir.

Eğer belli bir süre geçtikten sonra belli organlarda metal yorgunluğu ortaya çıkarsa bunun tek çözüm yolu, bedenin tümden belli bir süre için dinlenmeye alınmasıdır.

Eğer beden tümden dinlendirilir ve belli bir süre içerisinde yorulan kısımlar dinlenme sonucu eski gücüne kavuşur ise, kişi bundan önceki zaman diliminde olduğu gibi etkinliğini yeniden kazanır.

Bu bir doğa kanunudur. Bu kanuna uyulduğu takdirde her şey yolunda gider. Ama uyulmaz, aksine yol ve yöntem izlenmeye kalkışılırsa başarısızlık mukadder olur…

nabiinal@hotmail.com

Exit mobile version