İlkbahar yerini yaz aylarına bıraktı. Yaz ayları ile birlikte ülkenin çeşitli bölgelerinde orman yangınlarının çıkacağı daha önceden bilinmekte idi.
Zira sıcaklarla birlikte ormanlık alanlara şu veya bu nedenlerle yangınların çıktığı ve çıkan yangınlar nedeniyle de büyük zararların oluştuğu yıllardan beri görülmekte ve bilinmektedir.
Bunun içinde yangının çıkmaması ya da çıkan yangının en az zarar ile söndürülmesi için gereken önlemler, yaz ayları başlamadan çok önce alınmalı ve yaz aylarına da yangına karşı hazırlıklı bir şekilde girilmeliydi.
Ama ne yazık ki geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi, bu yılda da yeterli önlemlerin alınmaması sonucu, başta Marmaris bölgesi olmak üzere yurdun çeşitli yerlerinde çıkan yangınlar sonucu geniş bir ormanlık alan büyük bir tahribatla karşı karşıya kalmıştır.
Her zamanki huyumuz gereği, zamanında gereken önlemler alınmadığı için çıkan yangınlar nedeniyle karşılıklı konuşmalar, atışmalar, suçlamalar havalarda uçmaya başlamış, neden zamanında gerekenler yapılmadı, gerekli araç ve gereç temin edilmedi, yangının olmaması için yeterli önlemler alınmadı, önlemlere rağmen çıkan yangınların zamanında söndürülmesi için araç ve gereç temin edilmedi hususlarını araştırma yerine birbirini suçlama yoluna gidilmiştir.
Oysa ki gereken önlemler alınsa, gerekli araç ve gereçler zamanında temin edilebilse idi, bu yıl yaz aylarında yaşanan orman yangınları ya olmayacak yada en az tahribat ile söndürülebilecek idi.
Uzun yıllar orman yangınlarının söndürülmesinde kullanılan Türk Hava Kurumu (THK) uçakları son birkaç yıldır yangın söndürme işinde kullanılmıyor. Bunun nedeni ise THK uçaklarının yeterli bakımının yapılmamış olması gösteriliyor.
Bakım için elbette ki paraya ihtiyaç var. Ama THK uçaklarının bakımı için gerekli olan paranın olmadığı söyleniyor.
Geçilmeyen yollar, köprüler, uçulmayan hava alanları için garanti para bulunuyor, ama orman yangınlarını söndürecek Türk Hava Kurumu uçakların bakımı için gereken para bulunamıyor!!!
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu?
İstendiği zaman istenilen yerlere para var, ama istenmeyen yerlere ise para yok.
Şimdi bunun muhasebesi yapılmalı, neden gerekli para bulunamadı sorusu sorulmalı ve tatmin edici yanıtı da biran evvel bulunup açıklanmalıdır.
Bir tarafta yanan ve kül olan ormanlar.
Öte yandan yangında kullanılacak Türk Hava Kurumu uçaklarının bakımı için gerekli para.
Eğer konuya ekonomi açısından bakar ve kâr-zarar hesabı yapmaya kalkışırsak, uçakların bakımı için harcanacak paranın, ormanların yanıp kül olması sonucu meydana gelen zarara göre çok az olacağı görülecektir.
Ormanlık bir alanın yandıktan sonra eski haline getirilebilmesi için uzun yılların geçmesinin gerektiği hatırdan uzak tutulmamalıdır.
Para gelip geçer. Bugün var yarın yok olabilir. Ama ormanlık alanın yok olması, paranın yok olmasından çok daha önemlidir.
Eğer ekolojik dengenin bozulması sonucu dünyada, iklim değişiklikleri oluyorsa, bunun önemli nedenlerinin başında ormanlık alanların şu veya bu nedenle giderek azalması ve suyun toprak ile doğrudan buluşmasını engelleyici yanlış politikaların uygulanması olduğunu görmeli, bilmeli, anlamalı ve bu nedenle de uygulanan yanlış politikadan hızla geri dönmek gerektiği hatırdan uzak tutulmamalıdır.
Yaz aylarının başlaması ile birlikte orman yangınlarının da kızgın yüzünü göstermeye başladığı şu günlerde, bu gerçekleri görmek ve hiç olmazsa önümüzdeki yıllarda aynı felaket ile karşı karşıya kalmamak için, yeterli önlemleri almanın gerekliliğini hatırlatmak istiyoruz.
Sen-ben atışmasını bir yana bırakarak, ilimin ve bilimin gösterdiği yolda gereken önlemleri almak suretiyle, bundan sonra olacak veya gelecekte de sık sık rastlama ihtimalinin bulunduğu orman yangınlarını önlemek ve tamamen olmaması ya da en aza inmesi için gerekenleri yapmak suretiyle doğaya karşı görevimizi yerine getirme zorunda olduğumuzun bilinmesi gerekir.
Bu nedenle de her türlü kişisel hesap ve beklentileri bir yana bırakarak, ülke geleceği açısından el birliği ile orman yangınlarının önlenmesi için gerekenler yapılmalı, doğanın dengesi ile oynanmamalıdır.
Zararın neresinden dönülürse kârdır. Bu konuda uğraş vermenin bir yurttaşlık görevi olduğu unutulmamalı ve buna göre de gereken adımlar atılmalıdır.
Adımlar atılmalıdır ki; umutsuzluk umuda, mutsuzluk mutluluğa, karanlık ise aydınlığa dönüşsün…
nabiinal@hotmail.com