Söyleyecek Sözümüz, Değiştirecek Gücümüz Var…
Hatay Tabip Odası, Dişhekimleri Odası, Aile Hekimleri Derneği ile SES ortak açıklamasında, “Oyalama Değil, Hakkımız Olanı İstiyoruz” mesajı verildi.
Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi kararıyla, dün tüm yurtta doktorlar, acil dışı vakalara müdahale etmedi, poliklinik yapmadı.
Hatay’da, Antakya’da, Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde toplanan doktorlar, dişhekimleri, pratisyen hekimler ile SES üyesi sağlık çalışanları adına yapılan basın açıklanmasında, iktidarın savunduğu ve uyguladığı sağlık sisteminin toplum sağlığı için artık önemli bir risk halini aldığı ve bu sistemin yürütülmesinin olanaksızlaştığı vurgusu yapıldı.
Hastane kapısındaki basın açıklamasını okuyan Hatay Tabip Odası Başkanı D. Sadık Nazik, koronavirüs salgınının, mevcut sağlık sisteminin toplum sağlığını korumak bir yana, daha da riske attığını çok acı bir şekilde önlerine koyduğunu, yüzbinlerce insanın, yüzlerce sağlık çalışanının yaşamını yitirirken, onların, sağlık sistemlerinin ve şehir hastanelerinin güzellemeleriyle günlerini geçirmekte olduklarına vurgu yaptı.
Sağlık emekçilerinin, salgın döneminde canla başla çalışırken, aynı zamanda işsizlikle, işten atılmalarla ve yoksullukla karşı karşıya bırakıldığını söyleyen HTO Başkanı Dr. Sadık Nazik, şunları söyledi:
“Hekimler, sağlık çalışanları, ‘artık bu şartlarda çalışamıyoruz’ diyerek istifa ederken, emekli olurken, genç hekimlerimiz başta olmak üzere, sağlık emekçileri yurtdışına göç ederken, tüm bu sorunları konuşmak, çözüm önerilerimizi iletmek için Sağlık Bakanı’yla görüşme taleplerimizi defalarca ilettik. Sağlık Bakanı’nın, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını, sağlık ve yaşam sorunlarını, toplum sağlığını sağlık emek meslek örgütleriyle konuşmasından daha doğal ne olabilir? Bu görüşme taleplerini karşılamak, Sağlık Bakanı’nın bizlere ve topluma karşı sorumluluğu değil midir?
Artık yaşamımıza bile mal olan bunca sorunumuzu duymazdan, görmezden gelen iktidar, aslında her şeyi görmektedir ve bilmektedir. Yaşanan sorunları, ne yazık ki pandemi döneminde çok daha belirgin olan SALGIN’ı değil ALGI’yı yönetmeye çalışarak, kendisini bir şeyler yapıyormuş gibi göstermeye çalışarak, yok saymaktadır. Bunun en son örneği de, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının artık yoksulluk sınırının çok altına düşmüş, açlık sınırına kadar gerilemiş gelirleri ve özlük hakları ile ilgili düzenleme yapacağı iddiasıyla getirdikleri yasa tasarısıdır. Ancak yasa tasarısı, TBMM’ye getirildiği gibi hızla geri çekilmiştir. Daha önce Meclis’te bütün partilerin oybirliğiyle getirilen düzenleme, 11 Aralık tarihinde bir kez daha komisyona getirilmiş ve içtüzüğe aykırı olarak, komisyon başkanının imzasıyla geri çekilmiştir.
Bizler; tasarının yeterli olmadığını, hekimlerin emeklilik hariç ücretlerinde artış yapmadığını, bütüncül olmadığını, tüm sağlık çalışanlarını, tüm hekimleri kapsamadığını belirtirken, bu teklif bile bize fazla görülmüş, ne zaman tekrar Meclis’e getirileceği, varsa eksiklerin yasa tasarısına eklenerek neden tamamlanmadığı gibi sorular havada bırakılarak, usule aykırı bir şekilde geri çekilmiştir. Meclis’te Milletvekillerine iktidarın resmi olarak veremediği sözel cevap, emekli hekim maaşlarının bu düzenlemeyle çok yüksek olacağı ve bunun kabul edilir olmadığıdır.
Ekonomi de, sağlık gibi iflas etmiş durumdadır ve maaşlarımız, açlık sınırının dahi altındadır. TBMM’de yaşanan bunca süreçte Sağlık Bakanı’na defalarca, yeniden ve yeniden seslenmemize rağmen, ne yazık ki yine sessiz kalmış ve halen de kalmaktadır. Sorumlu olduğu çalışanların hakları için sessiz kalan Bakan, görevini bir kez daha yapmamıştır.”
Basın açıklamasının son bölümünde, verdikleri emek ve gelecekleri için artık görev zamanı olduğunun altını çizen HTO Başkanı Dr. Sadık Nazik, sağlıkta özelleştirmeci, hastaneleri satan politikalara karşı bu uyarı görevini neden yapıklarını şöyle sıraladı:
“Koruyucu sağlık hizmetlerini savunmak içindir. Emekliliğe de yansıyacak yaşanabilir temel ücret talebimiz içindir. Güvencesiz, gerçekdışı bahanelerle işimizden edildiğimiz ve köleliği dayatan çalışma koşullarına son verilmesi, güvenceli çalışabilme talebimiz içindir. Çok kötü koşullarda çalışan asistan hekimlerimizin çalışma koşullarının düzeltilmesi içindir. Şiddete karşı etkili yasa, güvenli işyerleri, sağlıklı çalışma ortamları talebimiz içindir. Kovid-19 başta olmak üzere meslek kaynaklı hastalıklara karşı bütüncül bir meslek hastalıkları yasası çıkarılması, her yıla 120 gün yıpranma payı içindir. Ek göstergelerin, 3600’den 7200’e kadar kademeli olarak yükseltilmesi içindir. SSK ve BAĞ-KUR’dan emekli olan hekimlerin emekli maaşlarının düzeltilmesi içindir.
Bu görev; emeğimize, geleceğimize, halkın sağlık hakkına sahip çıktığımızı gösteren bir uyarıdır. Artık toplumun, sağlık çalışanların çığlığına kulak verilmelidir. Taleplerimiz kabul edilmediği, sağlık çalışanlarının çalışma ve yaşam koşullarını düzeltecek bir düzenleme hızla Meclis’e getirilmediği takdirde, eylemlerimiz devam edecektir. İktidar bilmelidir ki, söyleyecek sözümüz, değiştirecek gücümüz var.” –Cemil Yıldız-