Hatay’da Euronews’e konuşan Suriyeli sığınmacıların birçoğu, güvenli bölge olsa dahi geri dönmeye sıcak bakmadıklarını belirtiyor. “Kalmak ve burada bir hayat kurmak istiyorum” diyen Suriyeli mülteci Beraa, onlardan biri. Bir diğer Suriyeli mülteci Fatma ise “Asla dönmek istemiyorum. Çünkü oradaki durumun eski haline dönmesi için 10-15 yıl gerekir” diyor.
Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaşla Türkiye’ye gelen sığınmacılar için Ankara tarafından sınırın güneyinde inşa edilen yerleşim birimi tamamlanmak üzere. Ancak geri dönüşler konusunda, Suriyeli sığınmacılar farklı görüşler dile getiriyor.
Danimarka’nın, bazı Suriyeli mültecilerin oturum izinlerini uzatmayarak ülkelerine geri dönmeye zorlaması, son dönemde uluslararası basında sıkça yer aldı. Kopenhag Hükümeti, tepki çeken bu kararına gerekçe olarak, Suriye’nin artık “yaşanabilir, güvenli bir ülke” olduğunu savunuyor. Benzer bir durum, Türkiye’de yaşayan Suriyeliler için de geçerli. Ancak Türkiye, Danimarka’dan farklı olarak, geri dönecek Suriyelileri Şam yönetiminin kontrolündeki bölgelere değil, bizzat kendi kontrolünde, “güvenli bölge” olarak ilan edilen yerleşim birimlerine göndermeyi planlıyor. Bu bölgelerin başında, Hatay’a komşu İdlib vilayetinde, Türkiye sınırına yaklaşık 5 kilometre mesafedeki Meşhed
-SIKINTI!-
Peki, sınırın Türkiye tarafında, Hatay’da, bu konut projesine nasıl bakılıyor? Euronews Türkçe, hem Türk vatandaşlarına hem de Suriyelilere mikrofon uzattı. “İnsanlar, artık evlerine dönmeli” diyen Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, “Nüfus olarak, Hatay, 1 milyon 660 bin civarında. Ancak 500 binin üzerinde Suriyeli misafirimiz var. Ve bütün misafirlerimize, halkın haklarından veriyoruz. Böyle olunca, kendi insanımıza hizmet verme aşamasında sıkıntı yaşıyoruz” ifadelerini kullanıyor.
Hatay’da Euronews’e konuşan Suriyeli sığınmacıların birçoğu ise güvenli bölge olsa dahi geri dönmeye sıcak bakmadıklarını belirtiyor, “Döneceğimiz yerde hayat var mı” sorgusunda duruyor!
-HİKAYELER!-
Hatay ve diğer kentlerde biriken hayatlar adına paylaşılanlar da o sorgunun tutsak halinde ve bir gün özgürleşeceği günü bekliyor.
Bu konuda VOA Türkçe’ye konuşan Suriyeli mülteci Beraa, Türkiye’de en çok zorlandığı konunun dil olduğunu söyledi. Geri dönmeyi düşünmeyen Beraa, Türkiye’de onu karşılayan şartları anlatırken, “Ben, kötülük yaşamadım. Hep iyi insanlarla karşılaştım. Ancak anlatılanlara bakınca, güvensiz hissediyorsunuz. Üniversite okuyorum. Türkiye’yi çok seviyorum. Kalmak ve burada bir hayat kurmak istiyorum” şeklinde konuştu. Bir başka Suriyeli mülteci Fatma da Beraa gibi, yaşadıkları en büyük sorunun dil sorunu olduğunu belirtti. “Dil bilmediğimiz için kendimizi de anlatamıyoruz” diyen Fatma, ırkçılıkla çok karşılaştıklarının altını çizdi.
-RAKAMLAR-
Hatay’da da sık sık kurumsal kimlikler tarafından dile getirilen ‘Geri Dönüş’ başlığında duran Suriyeli sığınmacı sayısı ise her geçen gün azalıyor. Bu, kurulan hayatların, yaşanan tüm zorluğa rağmen toprağa kök saldığının da bir karşılığı. Peki, kök salanların rakamlarında duralım mı?
İstanbul Merkezli Mülteciler Derneği’nin İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi kaynaklı Mayıs verilerine göre, Türkiye’deki geçici koruma altındaki kayıtlı Suriyeli sayısı, 26 Mayıs tarihi itibariyle bir önceki aya göre 2 bin 304 kişi artarak toplam 3 milyon 672 bin 646 kişi oldu. Bu kişilerin 1 milyon 740 bin 677’sini (%47,4) 0-18 yaş arası çocuklar oluşturuyor. 0-18 yaş arası çocukların ve kadınların toplam sayısı ise 2 milyon 601 bin 387 kişi (%70,8).
Göç İdaresi’nin yayınladığı yaş aralığı tablosuna göre, Suriyeli erkekler, toplam Suriyeli sayısının %53,8’sini oluşturuyor. Suriyeli kadınların oranı ise %46,2. 10 yaşın altındaki Suriyelilerin sayısı, 1 milyon 63 bin 629 (%28,9). Tabloya göre, Suriyeli erkeklerin sayısı, Suriyeli kadınların sayısından 278 bin 330 kişi daha fazla. Erkek-Kadın sayısı arasındaki en büyük fark, 69 bin 593 kişi ile 19-24 yaş aralığında. Yaş sayısı artıkça, bu fark azalıyor. 55 üzeri yaş aralıklarında kadınların sayısının erkeklerden daha fazla olduğu görülüyor. Genç nüfus olarak tanımlanan 15-24 yaş aralığında, 749 bin 881 kişi bulunuyor. Suriyeli genç nüfusun toplam Suriyeli sayısındaki oranı, %20,4. Yaş tablosuna göre, kayıtlı Suriyelilerin yaş ortalaması 22,2
-KAMPLAR-
26 Mayıs 2021 tarihi itibariyle, Hatay ve diğer bazı kentlerde bulunan geçici barınma merkezlerinde kalan Suriyelilerin sayısı 56 bin 191 kişi olarak açıklandı. Bu sayı geçen ay (28 Nisan 2021) 57 bin 691 kişi, 2019’un başında 143 bin 558 kişi, 2018’in başında ise 228 bin 251 kişiydi. Suriyelilerin yalnızca %1,5’u kamplarda yaşıyor.
Şehirlerde yaşayan Suriyeli sayısı ise 3 milyon 616 bin 455 kişi olarak açıklandı. Şehirlerde yaşayan Suriyeli sayısı, geçen aya göre 2 bin 804 kişi arttı. Suriyelilerin %98,5’u şehirlerde yaşıyor. Suriyelilerin hangi şehirde yaşayacağına Göç İdaresi karar veriyor. Hatay ve İstanbul başta olmak üzere, bazı büyük şehirler, Suriyeli alımına kapalı tutuluyor.
-İllere Göre-
Göç İdaresi’nin 26 Mayıs 2021 tarihli verilerine göre, en çok Suriyelinin yaşadığı 30 şehir ve bu şehirlerdeki Suriyeli sayısına bakıldığında, Hatay, üçüncü sırada yer alıyor. Sıralamaya göre; ilk sıradaki İstanbul, 525.241 sığınmacıyla ilk sırada. İstanbul’u 449.667 sığınmacıyla
Suriyelilerin, yerli nüfusa oranla en yoğun yaşadığı şehir, %74,2 ile Kilis. Kilis’te 142 bin 792 Türk Vatandaşına karşılık 105 bin 6 Suriyeli bulunuyor. Suriyeli yoğunluğunda Kilis’i %21,6 oran ile Gaziantep takip ediyor. Suriyelilerin en az olduğu şehir ise 23 kişi ile Bayburt. Bayburt’u, 38 kişi ile Artvin, 43 kişi ile Tunceli takip ediyor. Suriyelilerin, Türk nüfusuna oranla yoğunluğunun en az olduğu şehir ise %0,02 oran ile Artvin. Artvin’de 169 bin 501 Türk Vatandaşına karşılık yalnızca 38 Suriyeli bulunuyor. Türkiye’de Suriyelilerin olmadığı bir şehir bulunmuyor.
Mevcut tüm bu rakamların kıyısında, geride bıraktıkları adına düşünenlerden birinde duralım! 2011’deki iç çatışmaların bir iç savaşa dönüştüğü Suriye’den çıkan ve geldiği Hatay’da, Antakya’da bir hayat kuran yaşlı bir Suriyeli, Antakya Gazetesi’ne, geri dönüşün maliyetinde durdu ve nedenlerini paylaştı.
“Türkiye’nin ‘güvenli’ dediği yerlere gitmek bir çözüm mü? Bazıları için belki ama, bizim için değil. Her şeyimiz, evimiz, tarlamız, tüm emeğimiz, rejimin kontrolündeki bölgede. Peki, oraya dönebiliyor muyuz? Şam, bizi kabul eder mi? Sorgusuz sualsiz, bize ait olanları geri verir mi? Bize güvenir mi? Tüm bunlara ‘evet’ diyorsanız, dönelim!
Bizim istediğimiz, Ankara ve Şam’ın anlaşması. Aksi halde hiçbir şartta dönmek bize bir hayat sağlamayacak. Sahip olduklarımız Suriye’de dururken, ‘güvenli bölge’ denen yere gidip, buradakileri de bırakıp, yeniden sıfırdan mı başlayacağız? Hayat, bizleri, çok yordu. Yeniden başlamaya, kimsenin gücü de yok, sabrı da.” Tamer Yazar