Son turizm çalıştayını geride bırakan Hatay’ın Samandağ’ı noktasında, yüzlerce metre yükseklikte bir mabed için yazılan, çizilen ‘resmi-kurumsal’ çok şey var. Ama eldekinin gerçeğinde duran bizlerin, gördüğü ‘resmi-kurumsalın’ çok ötesinde!
…Değerli Ziyaretçilerimiz! Tarihi eserlerimizi ve kültürel mirasımızı ‘birlikte’ KORURSAK, bizden sonraki nesillere SAĞLIKLI bir şekilde aktarabiliriz. Bu kapsamda, LÜTFEN Dor Tapınağımıza hiçbir şekilde ZARAR vermeyelim, YAZI yazmayalım, ATEŞ yakmayalım, ÇÖPLERİMİZİ çöp kovasına atalım, çevremizi TEMİZ tutalım. Ayrıca yapıların üzerine çıkılması, uçurum kenarına yaklaşılması, tehlikeli ve yasaktır. Bu UYARI, sizlerin can ve mal güvenliği ile tarihi eserlerimizin KORUNMASI için yapılmıştır. Dikkate aldığınız için teşekkür eder, iyi gezmeler dileriz…
–
Çalıştay raporlarında, mevcut tarihi ve kültürel alanlar için ne tür tespitler yapıldığını, eksikliklerin nasıl resmedildiğini ya da ‘resmi-kurumsal’ kimliklere ne derece bir sorumluluk
O zaman, adım adım ilerleyelim mi? Hadi o zaman…
-BİR TABELA!-
Buraya gelenleri, Dor Mabedi’nin olduğu alanın hemen önüne çakılan, altında Hatay Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü’nün ismi bulunan bir tabela karşılıyor. Bu tabela, daha önceki haberlerde ‘eksikliği’ defalarca dile getirilen kısımlardan biriydi ve bu eksikliğin giderildiğini görmek güzel! Peki, bu tabela neden mi bu kadar önemli!
05.02.2018 tarihli buna dair haberimizin başlığı, “Kaç bin yıllık? Peki, yalnızlık, o kaç yıllık?” olmuş, ‘tabela’ noktasındaki tespitimizi ise şöyle yapmıştık:
“Aknehir’in 500 rakımlı tepesindeki 1500 yıllık Saint Simon Manastırı’nın yaşadığı sprey kirlilik burada da var! Ama en ‘olmayan’ şeye dair konuşalım mı? Burada, Hatay İl Kültür ve Turizm
Bugün, bu eksiklik giderilmiş! Artık gelenler, burada onları karşılayan ‘kurumsal bir kimlik’ görüyor. Sahipsizlik yerine, olması gerekeni! Ama sorun şu ki, her şey o tabela noktasında başlıyor ve bitiyor! Tabelada yazan, “Tarihi eserlerimizi ve kültürel mirasımızı birlikte korursak…” kısmının ‘birlikte’ kelimesinin ‘resmi’ kısmı yok! Bunu da en çok, o tabelanın ilerisinde adımlamaya başlar başlamaz görüyorsunuz! Peki,
O zaman adımlarımız, Samandağ Kapısuyu Köyü’ ne giden yolun 2. km’sinde şahit olduklarımızla devam etsin.
-BALIK*EKMEK-
“Konumuzun bununla ne alakası var?” demeyin! Çünkü Dor Mabedi’ne gelenleri, burada “balık-ekmek” satışı yapan bir minibüs ve mabedin uçuruma bakan kısmına ekli masa sandalyeler karşılıyor. Ama bu kısmı eleştirimizin dışında tutuyoruz. Çünkü burada konuştuğumuz vatandaşların tespitleri ve eleştirileri oldukça çarpıcı. Söylenen mi?
“Burası tarihi bir alan ve korunması gerekiyor! Doğru mu? Ama bu koruma işlevini salt vatandaşa yükleyebilir misiniz? Peki, vatandaşı
-SPREY BOYA-
Antakya’nın tarihi evlerinin dar sokaklarını teslim alan, Saint Simon Manastırı’nda yaşanan sorunların ana başlıklarından birini oluşturan, hatta Titus Tüneli’nde de karşımıza çıkan sprey boya terörü burada da yaşanıyor. Hatta Dor Mabedi içindeki devasa taşların birinin üzerinde, “lütfen yerlere çöp atmayın” uyarısı da buna dair! Tabi tam da bu noktada, girişe tabela ekleyen Hatay Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü’ne, Hatay İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne ve en başta da Hatay Valiliği’ne sormak gerekiyor… Uzun zamandır, tarihi ve kültürel alanlarda yaşanan sprey boya terörü de Hatay 2018-2023 İl Turizm Stratejisi ve Eylem Planı Çalıştayı kapsamında konuşuldu mu? Asıl olarak da, Dor Mabedi konuşuldu mu? Bu tür alanları
-KORUMA!-
“Tarihi eserlerimizi ve kültürel mirasımızı birlikte KORURSAK, bizden sonraki nesillere sağlıklı bir şekilde aktarabiliriz…” uyarısı ile karşılanan ziyaretçilerden birine sorduk, ne düşündüğünü! Söylediği mi?
“Hakkında çok şey duyduğumuz yerlerden biriydi, ama beklediğimizi bulamadık. Aslında neye baktığımızı da anlamadık. Çünkü otlar, ağaçlar o kadar çok ve yoğun ki, görmek istediklerimizi görmeye çalıştık, diyebilirim. Üzücü olan, ülke tarihinin bu sahipsizliği! Ne yazık ki, gelen vatandaşlarda da hata var, ki etraf çöp dolu ve yazık ki, tarihi alanda epeyce bir sprey boya kirliliği de var! Ama koruma algısı da yok, ya da ben göremedim! Belki de korunacak kadar önemli bir yer değil
-ÖZETLE!-
2012-2015 yıllarını kapsayan Hatay ili Turizm Stratejisi ve Eylem Planı ile ne yaptığımızı bilmiyoruz, ancak… 2018-2023 İl Turizm Stratejisi ve Eylem Planı kapsamında konuşulanlar umut verici! Ama anlaşılan o ki, paylaşılan umut adına henüz adımlar atılmaya başlanmamış!