Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Av. Nabi İNAL

Dünya Kız Çocukları Günü

Her yıl 11 Ekim’i Dünya Kız Çocukları Günü olarak kutlamaktayız.
Bu gün Birleşmiş Milletler tarafından 2012 yılında ilan edililmiştir.
Bu özel gün, kız çocuklarının karşılaştığı zorluklara dikkat çekmek ve onların temel haklarını
savunmak adına tüm dünyada farkındalık yaratmayı amaçlamaktadır.
Ancak sadece bir gün hatırlamak, sosyal medya paylaşımlarıyla konuyu geçiştirmek yetmez.
Gerçek bir değişim, ancak sorunun kökenine inerek ve sürdürülebilir çözümler üreterek
mümkündür.
Türkiye’de kız çocukları hem cinsiyetleri hem de yaşları nedeniyle çok boyutlu ayrımcılıkla karşı
karşıya kalıyor.
Suna’nın Kızları Vakfı Başkanı İpek Kıraç’ın da altını çizdiği gibi, kız çocukları kendilerini ilgilendiren
meselelerin konuşulduğu masalarda çoğu zaman yer alamıyor. Oysa, alınan kararlarda onların sesi
duyulmadıkça çözüm yarım kalıyor. Çünkü bir kız çocuğunun neye ihtiyaç duyduğunu, nasıl bir
gelecek hayal ettiğini en iyi yine kendisi anlatabilir.
Ne yazık ki hala ülkemizde birçok kız çocuğu istismar, eğitimden koparılma ve erken yaşta evlilik
gibi hayati sorunlarla yüz yüze.
Bu sorunların başında erken yaşta ve zorla evlendirilme geliyor. Kız çocuklarının çocukluklarını
yaşamalarına bile fırsat tanımayan bu uygulama, onların hem fiziksel hem de ruhsal gelişimlerine
zarar veriyor, geleceklerini ellerinden alıyor.
Bir diğer önemli mesele ise eğitim hakkı. Aile içi bakım sorumluluğu adı altında pek çok kız çocuğu
okulu erken yaşta bırakmak zorunda kalıyor.
Bu durum, onların ekonomik ve sosyal bağımsızlıklarını kazanmalarını engelliyor. Halbuki eğitim,
kız çocuklarının özgürleşmesi ve güçlenmesi için en güçlü araçtır.
Muhtaç ailelerle düzenli gelir sağlanmalı, kreş ve etüt gibi hizmetler yaygınlaştırılmalıdır ki kız
çocuklarının okuldan erken kopmasının önüne geçilsin.
Çözüm net: Laik, bilimsel ve kesintisiz bir eğitim sistemi, kız çocuklarını hayata eşit koşullarda
hazırlayacak en temel adımdır.
Unutmamalıyız ki, kız çocuklarının geleceği yalnızca onların değil, toplumun da geleceğidir. Onları
ikinci planda bırakmak, toplumun yarısını geride bırakmaktır.
Onların sesini duyduğumuz, karar süreçlerine dahil ettiğimiz ve özgürce var olmalarını sağladığımız
bir toplum, ancak gerçek anlamda çağdaş bir toplum olabilir.
Bu nedenle atacağımız her adımın sorumluluğunu taşımalı, günü kurtaran değil geleceği kuran
politikalar üretmeliyiz.
Eğer bu vizyonda hareket edersek, kız çocuklarımızın hayal ettiği aydınlık günler uzak değil.
İnanıyoruz ki; eğer yolumuzu bu doğrultuda çizersek, yarının güçlü kadınları, bugünün kız çocukları
olacak.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER