Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Eğitim Emekçilerinin Alım Gücü Düştü, Kredi Borcuna Gömüldü

Sadış, “Dünya Öğretmenler Günü”nde,

Sadış, “Dünya Öğretmenler Günü”nde, meslek mensuplarının sorunlarına dikkat çekti

Eğitim-İş Hatay Şube Başkanı Suat Sadış, 5 Ekim Dünya öğretmenler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamadaki meslek mensuplarının sorunlarına bir kez daha dikkat çekti. Sadış, eğitim emekçilerin alım gücünün düştüğünü, kredi kartı ve kredi borcuna gömülmeyen öğretmenin kalmadığını vurguladı.
Türkiye’deki eğitim emekçilerinin, OECD ülkeleri arasında ekonomik, sosyal ve özlük haklar açısından son sıralardaolduğunu belirten Sadış, öğretmenlerin kadrolu, ücretli, sözleşmeli gibi kavramlarla bölünerek sömürüldüğünü, yakın geleceklerinin ne olacağını dahi bilmeden mesleklerini icra etmeye çalıştığını ifade etti. Kamuda çalışan öğretmenlerin ne kadar yandaş oldukları konusunda yarışan, liyakatsızca seçilen yöneticiler tarafından haksızlıklara maruz bırakılırken, özel okullardaki öğretmenlerin de eğitime rant kapısı gözüyle bakan patronların insafına terk edildiğini belirten sadış, aldığı ücretlerin, çalışma koşulları iyileştirilmek bir yana dursun her geçen gün daha kötüye giden öğretmenlerin, toplumdaki yerinin de yanlış politikalarla sarsıldığına dikkat çekti.
İktidarın söylemleri öğretmene şiddet vakalarını arttırdı …
Öğretmenlerin toplumsal statülerinin, ekonomik, sosyal ve özlük haklarının, AKP iktidarı döneminde ciddi şekilde gerilediğine değinen Sadış, açıklamasında şunlara yer verdi: “Eğitim sisteminde yaşanan köklü değişiklikler, 4+4+4 gerici eğitim yasasıyla Öğretim Birliği’ne vurulan darbe, okul dönüşümleri, siyasi kadrolaşma, yandaş yönetici atama gayreti, eğitimin dini referanslara göre şekillendirilmek istenmesi, ihraçlar ve açığa almalar, sürgünler, güvencesiz istihdam uygulamalarıyla öğretmenlerin yaşadığı sorunlar daha da derinleştirmiştir. Öğretmenin emeğini görmezden gören, küçümseyen iktidar ve onun söylemleri öğretmene şiddet vakalarını artırmış; öğretmenlere kendi alanları dışında angaryaların yüklenmesi adeta bir rutin haline gelmiştir. Atanamayan öğretmen ordusunun her yıl biraz daha büyümesi de, Türkiye’de eğitimci olma sevdası taşıyan gençlerin bile öğretmenliği seçmesi önünde bir engel teşkil etmektedir.
Pandemi süreci, öğretmenlerimizin omzundaki yükü daha da artımıştır. Öğretmenler, eğitimin sorunları karşısında gerçekçi teşhisler koymayan, hakkaniyetli politikalar üretmeyen Milli Eğitim Bakanlığı’nın eksik bıraktığı alanları kendi imkanları ve inisiyatifleriyle kapatmaya çalışmaktadır. Fırsat eşitsizliğinin kucağına itilmiş öğrencilerine salgına rağmen bilgi aşılamaya çalışan öğretmenlerimiz, salgın şartlarında eğitim gibi kritik bir başlıkta dahi alınan kararların hiçbirinde söz sahibi yapılmamıştır. Ancak bu karanlık tablo, Köy Enstitüleri’nin, TÖS’ün ruhunu yaşatmaya çalışan bizleri karamsarlığa değil, daha büyük bir kararlılıkla mücadeleye itmektedir.
Liyakat dikkate alınmalı …
Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitim neferlerinin ortak çatısı olan Eğitim-İş olarak; Laik, parasız, adil ve bilimsel eğitim için, Eğitim emekçilerinin insan onuruna yakışır ücretlerle, meslek onuruna yakışır koşullarda çalışabilmesi için, Yandaşlık kriterlerinin değil, liyakatın dikkate alındığı bir eğitim sistemi için, Eğitimi her türlü gerici ve ırkçı örgütlenmelerden kurtarmak için, Öğretmenlerin boynunun büküleceği değil, kutlama yapacağı 5 Ekimler için mücadele etmeyi sürdüreceğimizin altını çiziyor; 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü’nü yürekten kutluyoruz.”
Mehmet ÖZGÜN