Eğitim İş’e göre durum vahim:

Okullardan Yükselen Teneffüs Zili Değil, Alarm Sesi! Öğretmen sendikası Eğitim İş’in Hatay Şubesi, dünyaya bir kabus gibi çöken koronavirüs salgını konusunda, ülkemizde aşılama programının düzgün yönetilemediğini kaydederek; risk gruplarını doğru tayin edememe, pandeminin tahribatına dair halka yalan söyleme ve kötü yönetilen ekonomiyi daha da batırmamak için kapanma kararı alamama gibi nedenlerle 3.dalganın yükselişe geçtiğinin altını […]

Okullardan Yükselen Teneffüs Zili Değil,

Alarm Sesi!

Öğretmen sendikası Eğitim İş’in Hatay Şubesi, dünyaya bir kabus gibi çöken koronavirüs salgını konusunda, ülkemizde aşılama programının düzgün yönetilemediğini kaydederek; risk gruplarını doğru tayin edememe, pandeminin tahribatına dair halka yalan söyleme ve kötü yönetilen ekonomiyi daha da batırmamak için kapanma kararı alamama gibi nedenlerle 3.dalganın yükselişe geçtiğinin altını çizdi.
Hatay Eğitim İş Sendikası Yönetimi adına, Başkan Mustafa Günal tarafından yapılan açıklamada, hükümetin, tehlike çanlarının böylesi sesli çaldığı bir dönemde pandemiyi zayıflatmak için kararlar almak bir yana dursun, aşılama sürecini tamamlamadan yüz yüze eğitimi başlatarak ateşe körükle gittiği öne sürüldü ve şöyle denildi:
“Bilindiği üzere, 24 Şubat’ta aşı olurken poz veren Milli Eğitim (MEB) Bakanı Ziya Selçuk, öğretmenlerin aşılanmasına dair de bir takvim açıklamıştır. Bakan Selçuk, aşılama süreci sayesinde, yüz yüze eğitimde bir tehlike olmadığını, okulların da zaten yüz yüze eğitime hazır olduğunu söylemiş, ancak süreç yine kendisini yalancı çıkarmıştır.
Ortada, kasıp kavuran bir salgın varken, eğitim emekçilerini aşılamadan yüz yüze eğitim kararı veren MEB, bu yolla hem eğitim emekçilerinin canını hiçe saymış, hem de öğrencilerin birbirlerine ve evlerine virüs taşıma ihtimalini görmezden gelerek, toplum sağlığını tehlikeye atmıştır. Öğretmenlerimiz, aşı randevularını kendileri almaya çalıştığında, hala ‘Risk grubunda değilsiniz’ cevabı verilmektedir. Belli ki MEB, her gün yüzlerce insanla odalara kapanan bu meslek grubunun risk altında olduğunu Sağlık Bakanlığı’na izah etmeyi bile becerememiştir.
Okulların, pandemi koşullarında eğitime hazır olduğu da MEB’in bir başka yalanıdır. Temizlik materyallerinin masrafı yine velilerin ve öğretmenlerin sırtına bindirilmiş, çoğu okula, sağlık personeli şöyle dursun, temizlik personeli bile istihdam edilmemiştir.
Herkes için en güvenli çatı olması gereken okullarımız, bu haliyle, hem eğitim emekçileri hem de öğrenciler için salgın zamanında en tehlikeli yerler haline gelmiştir. Her geçen gün, ülkemizin en doğusundan en batısına, en kuzeyinden en güneyine vaka ve karantina haberleri gelmekte, fakat uygulamada dahi birlik olmadığı anlaşılmaktadır.
Eğitim-İş olarak, MEB’e ve öznelerinin neredeyse hepsi, hiçbir ülkede olmayan “devlet büyüğü” kriteriyle aşılanan hükümete sesleniyoruz… Vakalar yükselmek-tedir. Virüsün, daha bulaşıcı olan varyantları hızla yayılmaktadır. Okullardan yükselen o ses teneffüs zili değil, salgının alarm sesidir. Bu sesi duyup, yüz yüze eğitimi aşılama tamamlandıktan sonraya ertelemez-seniz, birçok cana kıymış, toplum sağlığına ihanet etmiş olacaksınız.” -Cemil Yıldız-

Exit mobile version