2024-2025 eğitim-öğretim yılı, Türkiye’nin eğitim sisteminde süregelen ve giderek derinleşen sorunlarla başladı. Eğitim Sen Genel Merkez Örgütlenme Sekreteri İzzet İldeş’in de katıldığı yürüyüş sonrası, Necmi Asfuroğlu Anadolu Lisesi önünde yapılan basın açıklamasında, eğitimdeki temel sorunlar bir kez daha gündeme getirildi. Bu eğitim yılında, ekonomik kriz nedeniyle artan eğitim masrafları, ÇEDES projesi ve eğitimin dinselleştirilme çabaları, laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşma, Mesleki Eğitim Merkezleri’ne (MESEM) yönlendirme, Öğretmenlik Mesleği Kanunu (ÖMK) tartışmaları ve taşımalı eğitimin sonlandırılması gibi birçok sorun öne çıkıyor.
Piyasa Merkezli Eğitim Politikalarının Sonuçları
Yıllardır uygulanan piyasa merkezli, rekabetçi ve sınav odaklı eğitim politikaları, eğitim sistemini derin bir çıkmaza sürükledi. Okulların fiziki altyapı eksiklikleri, kalabalık sınıflar, taşımalı eğitim ve dini vakıfların etkisi, geçen yıllarda olduğu gibi bu eğitim yılında da sorun olmaya devam ediyor. Öğretmen açıkları, ücretli ve sözleşmeli öğretmenlik uygulamaları eğitimde adaletsizliği derinleştiriyor. Öğretmenlik Meslek Kanunu ise, “eşit işe eşit ücret” ilkesine son vererek eğitim emekçileri arasındaki eşitsizliği artırıyor.
Eğitimde Eşitsizlikler Artıyor
Türkiye’de eğitim, bölgesel farklılıklar nedeniyle eşitsizliğe sürükleniyor. Kırsal alanlardaki okullarla büyük şehirlerdeki okullar arasındaki farklar, öğrencilerin eğitimde eşit olanaklara sahip olmasını engelliyor. Kız çocukları, mülteci çocuklar ve engelli öğrenciler en dezavantajlı gruplar arasında yer alıyor.
Müfredat Değişiklikleri Laikliğe ve Bilime Aykırı
2023/2024 eğitim-öğretim yılında yapılan müfredat değişiklikleri, laik ve bilimsel eğitim ilkelerine açıkça meydan okuyor. Siyasal-ideolojik dayatmalarla hazırlanan yeni müfredat, öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerini zayıflatıyor ve Türk-İslam sentezi temelinde şekillendiriliyor. Bu durum, özellikle bilimsel eğitimin bazı alanlarında olumsuz etkiler yaratıyor.
Artan Eğitim Masrafları Velileri Zorluyor
2024-2025 yılı başında veliler, artan okul ve kırtasiye masrafları nedeniyle büyük bir ekonomik yük altında. Kayıt ücretleri, kırtasiye ve okul kıyafetleri gibi temel ihtiyaçlara gelen fahiş zamlar, dar gelirli ailelerin eğitim masraflarını karşılamasını zorlaştırıyor. Devletin eğitim masraflarını üstlenmesi, ailelerin üzerindeki bu yükü hafifletebilir.
Deprem Bölgelerinde Verilen Eğitimdeki Eksikler
Deprem bölgelerindeki okulların fiziki altyapıları halen yetersiz. Yıkılan okul binalarının yerine yenilerinin inşa edilmemesi ve hasarlı okulların güçlendirilmemesi, öğrencilerin eğitimini aksatıyor. Ayrıca, deprem sonrası öğrencilerin yaşadığı psikolojik travmaların yeterli destekle giderilememesi, öğrenme süreçlerini olumsuz etkiliyor.
Çocuk Yoksulluğu ve Beslenme Sorunu
Türkiye’de yaklaşık 5,4 milyon çocuk yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Yoksulluk, çocukların eğitim ve sağlık gibi temel haklarına erişimini de engelliyor. Öğrencilerin okullarda beslenme sorunu büyük bir problem olmaya devam ediyor. Çok sayıda öğrenci okula kahvaltı yapmadan gitmek zorunda kalıyor ve okulda yemek yemeden günü tamamlıyor.
Mesleki Eğitimde Sömürüye Karşı Uyarı
Mesleki Eğitim Merkezleri’nde (MESEM) öğrenci sayısının hızla artması, eğitimin niteliğini olumsuz etkiliyor. Genç işçilerin düşük ücretlerle sömürülmesi ve uzun çalışma saatleri gibi sorunlar, bu merkezlerin temel işlevini sorgulatıyor. Eğitimde nitelikten çok niceliğe odaklanılması, eğitimin kalitesini düşürüyor.
MEB’in Açık Liseye Yönlendirme Adımları
MEB’in açık liseye geçişi kolaylaştıran adımları, örgün eğitimi bırakan öğrenci sayısını artırıyor. 2024 verilerine göre, açık öğretim lisesinde okuyan öğrenci sayısı 1 milyon 750 bine ulaştı. Bu durum, öğrencilerin örgün eğitimden kopmasına yol açıyor.
Eğitim Hakkına Erişimin Engelleri Kaldırılmalı
Eğitim, her çocuğun anayasal hakkıdır ve bu hakkın korunması için devletin acil adımlar atması gerekmektedir. Okul ve kırtasiye masrafları devlet tarafından karşılanmalı, eğitim bütçesi artırılmalı ve okullarda dini değil bilimsel eğitim esas alınmalıdır.
Bu kapsamlı rapor, Türkiye’deki eğitim sisteminin mevcut durumunu ve çözüm bekleyen sorunlarını gözler önüne sermektedir. Eğitimde eşitlik, laiklik ve bilimsel esaslar çerçevesinde acil reformlar gerekmektedir. – Duygu Ertaş-