CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi uygulamasının deprem bölgesinde mağduriyete yol açtığını söyledi.
Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi uygulamasının deprem bölgesinde mağduriyete sebep olduğunu vurgulayan Nermin Yıldırım Kara, bu konuda şunları söyledi:
“15 Temmuz tarihli ve 32249 sayılı Resmî Gazete ile kanunlaşan Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi uygulamasının deprem sebebiyle oluşan ekonomik kayıpların telafi edilmesi için hazırlandığı söylenmişti. Ancak bunun depremden daha çok yönetilemeyen ekonominin bir sonucu olduğunu biliyoruz. Maalesef iktidar her zaman yaptığı gibi yine faturayı yurttaşlara çıkarmayı uygun gördü. Bu nedenle de Cumhuriyet Halk Partisi olarak Ek MTV konusunu Anayasa Mahkemesi’ne taşımıştık, 28 Eylül 2023 tarihinde gündeme alınmasına rağmen iptal edilmedi. Deprem bölgesinin muaf tutulacağı ilan edilen bu düzenlemenin uygulanışı ise tam bir karmaşıklığa ve sorunlar yumağına sebep oldu. 28 Temmuz 2023 tarihli ve 32262 sayılı Resmî Gazete ile Hazine ve Maliye Bakanlığı bir tebliğ yayınladı. Bu tebliğe göre; deprem tarihi itibarıyla deprem bölgesinde kayıt ve tescilli olan taşıtların istisna olarak tutulacağı ilan edildi. Bu düzenlemenin ikametgaha göre yapılmaması deprem bölgesinde yaşamasına rağmen aracı farklı şehir plakası taşıyan depremzedeler için ciddi bir mağduriyet yarattı.”
Milletvekili Kara, Örnek olarak 2017 yılında Hatay’da 34 plakalı bir araç alan yurttaşın, plaka bedeli masrafından da kaçınmak için o tarihlerde plakasını bulunduğu şehre tescilleyemediğinin altını çizdi ve şöyle devam etti:
“Yıllardır Hatay’da ikamet etmesine ve depremden etkilenmesine rağmen Ek MTV ödemek zorunda kaldı. Diğer yandan; başka bir şehirde ikamet edip aracı deprem bölgesindeki bir şehirde tescilli olanlar ise ödemeden muaf tutuldu. Doğru düşünülmemiş bu uygulama yüzünden bazı depremzede yurttaşlarımız yaralarının sarılmasından çok ciddi bir adaletsizlik ve ödeme yüküyle baş başa bırakıldı. Birçok yurttaşımız da vergi dairelerine konuyla ilgili başvurduğunda yetkili mercii bulamadıklarını ifade ediyorlar.” (Adil Yeşilağ)