Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Ekonomik kayıplar karşılanmalı

SES Hatay Şubesi Eşbaşkanı Sedat Uslu, Ağustos’ta başlayacak görüşmeler öncesi

SES Hatay Şubesi Eşbaşkanı Sedat Uslu, Ağustos’ta başlayacak görüşmeler öncesi taleplerini sıraladı

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Hatay Şubesi Eşbaşkanı Sedat Uslu, Ağustos ayında başlayacak toplu sözleşme görüşmeleri öncesi taleplerini sıraladı, ekonomik kayıpların mutlaka karşılanmasının önemine vurgu yaptı.
Kamuda çalışan 2 milyondan fazla kamu emekçisini ilgilendiren, onlarla birlikte ailelerini ve emeklileri de eklediklerinde, aslında milyonlarca kişiyi doğrudan etkileyecek olan kamu görevlileri toplu sözleşme görüşmelerinin bu yıl Ağustos ayında gerçekleştirileceğini söyleyen Uslu, öncelikli olarak, 4688 sayılı yasa başta olmak üzere, Türkiye’deki mevzuat ile belirlenmiş olan kamu görevlileri toplu sözleşme süreçlerinin gerçek bir toplu sözleşme ve grev hakkını kapsamadığını ifade etti.
Gerçek bir toplu sözleşmeden bahsedebilmek için TİS’e taraf olan sendikaların iktidardan ve sermayeden bağımsız olmasının gerekliliğinden bahseden Uslu, “Oysa ülkemizde yetkili sendika olan ve TİS’i imzalayan Memur-Sen’in böyle bir bağımsızlığı olmadığı herkes tarafından bilinmektedir. Yine gerçek bir toplu sözleşmeden bahsedebilmek için olmazsa olmazlardan biri olan sendikal örgütlenme özgürlüğünün Türkiye’de olduğunu söylemek mümkün değildir. Ve yine gerçek bir toplu sözleşme için grev hakkının yasal olarak tanınmış olması ve bu hakkın kullanılabiliyor olması gerekmektedir. Uluslararası sözleşmelerde de tanınan bir hak olan grev hakkının, Anayasanın 90. Maddesi gereğince tanınması ve iç mevzuata uyarlanması gerektiği halde ve grev hakkının olduğuna ilişkin AİHM kararları da dahil olmak üzere yüzlerce mahkeme kararı olmasına rağmen iç mevzuatta bir düzenleme yapılmamakta ve grev hakkı engellenmeye çalışılmaktadır, bu hakkı kullananlara yönelik baskılar da devam etmektedir. Sendikamız, bir sendikal hak olarak grev hakkını kullanmaktadır, kullanmaya da devam edecektir. Bu nedenler başta olmak üzere Türkiye’de kamu alanında gerçek bir toplu sözleşme hakkından bahsetmek mümkün değildir.

Gelen zamlarla hayatın giderek pahalılaştığı bir süreçte toplu sözleşme görüşmeleri yapılacak …

Bu dönem toplu sözleşme görüşmelerinin, son dönemlerde gerçekleştirilen toplu sözleşmelerle kamu emekçilerinin ekonomik kayıplarının karşılanmadığı, tersine ekonomik kayıplarla süreçleri tamamladıkları, kamu emekçilerinin reel ücretlerinin gerilemiş olduğu bir ortamda gerçekleştiğini savunan Uslu, yine ödemelerin emekliliğe yansıtılması, vergi dilimi oranlarının indirilmesi taleplerinin de karşılanmadığını bildirdi.
4688 sayılı yasa başta olmak üzere gerçek bir toplu sözleşmenin önündeki tüm yasal ve fiili sınırlılıkların kaldırılmasının önemine değinen Uslu, “Uluslararası sendikal haklara ve sözleşmelere uygun olarak mevzuat yeniden düzenlenmeli; sendikal örgütlenme özgürlüğü sınırsız olarak sağlanmalı ve güvence altına alınmalı; iktidarların sendikalar üzerindeki her türlü ilişkisi-tarafgirliği ve baskısı ortadan kaldırılmalıdır. Sendikamız, gerçek bir toplu sözleşme hakkı için fiili mücadelesini sürdürecektir. Bu yıl gerçekleşecek olan toplu sözleşme görüşmeleri OHAL koşullarında, sendikal faaliyetler ve kamu emekçilerinin üzerinde baskının alabildiğine arttığı, sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin sorunlarının artarak biriktiği, ayrıca haklarımıza yönelik yeni kapsamlı saldırıların gündemde olduğu bir süreçte gerçekleştirilecektir. KHK’lar ile 100 binden fazla kamu emekçisinin bir gecede, herhangi bir gerekçe dahi gösterilmeden ihraç edildiği ve kamu emekçilerinin iş güvencesinin fiilen ortadan kaldırıldığı bir süreçte gerçekleşecektir. Kamu emekçilerinin zaten sınırlandırılan iş güvencesinin tamamen kaldırılması için kamu personel rejiminde ve 657 sayılı yasada kalıcı düzenlemeler yapılarak, KHK’lar ile oluşturulan güvencesizliğin yasal olarak kalıcı hale getirilmesi planlandığı, bu yönde mevzuat hazırlıklarının sürdüğü bir süreçte toplu sözleşme görüşmeleri yapılacaktır. Önceki Sağlık Bakanlarından olan, şimdi ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olan Mehmet Müezzinoğlu da bu kapsamlı saldırıyı ‘memurluk tapulu mal gibi olmayacak’ diyerek özetlemiş, hem gerçekleri çarpıtmaya çalışarak sonsuz bir iş güvencesi varmış gibi kamuoyunu yalıtmaya çalışmış, hem de aslında ne yapmak istediklerini açık olarak ifade etmiştir” dedi.

Gerçek bir toplu sözleşme ve grev hakkı sağlanmalı …

Ekonomideki kötü gidişatın derinleşerek devam ettiği ve emekçiler için krize dönüştüğü, enflasyonda, işsizlikte yaşanan ciddi artış yaşandığı, ücretlerin genel olarak her geçen gün eridiği, gelen zamlarla hayatın giderek pahalılaştığı bir süreçte toplu sözleşme görüşmelerinin yapılacağını belirten Uslu, taleplerini şöyle sıraladı: “Gerçek bir toplu sözleşme ve grev hakkı sağlanmalı. KHK’lar ile hukuksuz şekilde ihraç edilen kamu emekçileri işlerine geri dönmeli. Sendikal haklar üzerindeki her türlü baskı kaldırılmalı. İş güvencemize yönelik her türlü saldırıya, kamu personel rejiminde bu yünde yapılmak istenen her türlü düzenlemeye karşı iş güvencemize sahip çıkmak için İnsanca yaşayacak bir ücret için temel ücretimiz artırılmalı. Ek ödemeler emekliliğe yansıtılmalı. Fiili hizmet süresi zammı/ yıpranma hakkının oyalama konusu olmaktan çıkartılmalı, torba yasayla gizlice değil emekçilerin istediği şekilde çözülmeli. Geçmiş çalışılmış yıllar dahil edilerek bir düzenleme yapılmalı, ayrım gözetmeksizin tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçileri yıpranma payından yararlandırılmalı ve yıpranma payından ne şekilde yararlanılacağının yapılan işe, çalışma alanı ve koşullarına göre, yıpranma derecesine göre kademelendirileceği bir şekilde düzenlenmeli. 24 saat açık, ücretsiz ve anadilinde kreşler sağlanmalı. Sağlıkta şiddet yasası çıkartılmalı. Performans sistemi kaldırılmalı. Kadın sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine uygulanan ayrımcılık, mobbing, baskı ve şiddete son verilmeli. Yönetim kademeleri için pozitif ayrımcılık ilkesi gözetilerek kadın kotaları getirilmeli. Sağlıkta cepten ödemeler kaldırılmalı. Sosyal hizmeti bir ‘lütuf’ haline getirilen uygulamalar kaldırılmalı. Sağlık ve sosyal hizmetleri kamusal hizmetler olarak ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir, anadilinde sunulmalı.” -Mehmet ÖZGÜN-