Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Ekonomik planlama olmadan enflasyon önlenemez

Prof. Dr. Mehmet Tomanbay

Prof. Dr. Mehmet Tomanbay ekonomik planlama olmadan enflasyonun çözülemeyeceğini söyledi. Türkiye ekonomisinin 1963 yılından beri kamu kesimi için emredici, özel kesim için yol  gösterici olan planlı ekonomi ile yönlendirildiğini anımsatan Tomanbay ”Ancak 2006 yılında ülke kaynaklarının stratejik hedefler doğrultusunda tahsisinin yapılarak ekonominin yönlendirilmesi ve yönetilmesi için kalkınma planlarıyla çelişmeyeceği amaçlanan üçer yıllık Orta Vadeli Program’lar (OVP) devreye sokuldu. Bu uygulama ile ekonomide beşer yıllık kalkınma planları temel politika aracı olmaktan çıkarılmış öncelik orta vadeli programlara verilmiştir. Yıllık bütçeler temelinde hazırlanan  OVP’ler ile istikrarsızlığın ve belirsizliğin egemen olduğu dönemlerde ekonomi yönetimine esneklik sağlamak, hedeflerden sapmalara kısa sürede müdahale ederek istikrarsızlık ve belirsizliği önleyerek ülke kalkınmasını hızlandırmak amaçlanmıştı. Ancak ne yazık ki OVP’ler döneminde bu beklentilere ulaşılabildiğini söylemek
zordur” dedi.

6 Eylül’de onaylanarak yürürlüğe giren 19. Orta Vadeli Program yumuşatma ve rötuşlama çabalarına rağmen 2023 yılı için yüzde 65’lik enflasyon, yüzde 4.4’lük
büyüme ve yüzde 10.1’lik işsizlik oranlarındaki ekonomik hedefleriyle Türkiye’nin  ciddi bir ekonomik sıkıntı içinde bulunduğunu anımsatan Tomanbay şunları söyledi:

OVP’lerin devreye girdiği 2006 yılından 2022’ye kadar geçen 17 yıllık sürede Türkiye ekonomisi gelişen, refahın arttığı bir ekonomi olmak yerine, ekonomik sıkıntıların arttığı, gelir dağılımının hızla bozulduğu ve yoksullaşmanın hızlandığı bir ekonomiye dönüşmüştür. Özellikle enflasyon, ekonomik büyüme ve işsizlik gibi temel göstergeler
açısından birkaç yıl hariç OVP’lerde hedeflerden büyük oranlarda sapılarak ekonomik dengeler bozulmuş ve istikrarsızlık ekonomiye egemen olmuştur.
Örneğin; gelir dağılımındaki bozulmanın ve yoksullaşmanın en önemli nedenlerinden birisi olan enflasyon özellikle son yıllarda büyük bir soruna dönüşmüştür. OVP’ler
döneminde iki yıl hariç hükümetler hedeflenen enflasyonu yakalayamamış, enflasyon oranı sürekli artmıştır. Özellikle 2022 yılında OVP’de hedeflenen enflasyon oranı
yüzde 9.8 iken, TUİK’e göre yüzde 64.3 oranında gerçekleşmiştir.
Enflasyon en büyük ekonomik sorun olmaya devam etmektedir ve sorunu çözücü ciddi önlemler alınmamaktadır. 26 Ekim’de toplanarak politika faiz oranını beş puan
bir diğer söyleyişle 500 baz puan arttırarak yüzde 35 oranına getiren Merkez Bankamızın bu artış için gösterdiği en büyük gerekçe enflasyonun artmaya devam
ettiğidir. MB Para Politikası Kurulu’nun faiz artışı kararı sonrasında 2 Kasım 2023 tarihinde alınan kararlarla ilgili yaptığı açıklamada önceki toplantılarda hedeflenen
enflasyon oranlarının arttırıldığı görülmektedir. Ekim ayı Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarına göre cari yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 67,22’den 0,79 puan
yükselişle yüzde 68,01’e; on iki ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi yüzde 44,94’den 0,34 puan artışla yüzde 45,28’e; gelecek yirmi dört ay sonrasına ilişkin
enflasyon beklentisi yüzde 23,87’den 1,95 puan yükselişle yüzde 25,82’ye beş yıl sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi ise yüzde 10,03’den 1,73 puan artışla yüzde
11,76 ‘ya yükseltilmiştir. Öte yandan ekonomik büyümede, işsizlikte ve gelir dağılımındaki kötüleşmeler bir türlü iyileştirilememektedir. Yoksulluk artmaya devam etmekte, işçi ve memur emeklilerinin açlık sınırının altındaki maaşları emeklileri ölüme terk etme anlamına gelmektedir. İşçi ve memurların artmaya devam eden enflasyon karşısından her ay eriyen maaş ve ücretlerine bir çözüm önerilememektedir.
DPT’nin kapatılarak yol gösterici planlı ekonominin geriye itilmesi ve OVP’lere dönülmesinin amacı hızlı bir ekonomik kalkınma ile toplumsal refahı arttırmaktı.
Ancak bu amaca rağmen ekonomik sıkıntılar çözülememiş aksine enflasyonun ve durgunluğun egemen olduğu, gelir dağılımının bozulup yoksulluğun hızlandığı kriz
ortamı sürmeye devam etmiştir. Bu gelişmeler vakit yitirilmeden ekonominin temel yol göstericisinin yani pusulasının orta vadeli programlar değil, orta ve uzun vadeli planlamalar olması gerektiğini göstermektedir. Enflasyon orta ve uzun vadeli gerçekçi bir ekonomik planlama olmadan çözülemez. Planlama ile ekonomik, sosyal ve siyasal alanda gerekli yapısal reformlar da mutlaka yapılmalıdır. Bütçe temelli, günlük ekonomik gelişmelere göre hazırlanan OVP’ler ise planların emredici hedefleri çerçevesinde, hedeflerin dışına çıkmadan ekonomik bir disiplin içinde hazırlanmalı ve uygulanmalıdır. Gelişmiş ekonomilerin orta ve uzun vadeli planlar ile bilim ve teknolojiye dayalı ekonomik rekabeti acımasız bir hızla sürdürdüğü günümüzde orta ve uzun vadeli planlı ekonomiyi temel almadan bu rekabetçi ortamda tutunabilmek ve sanayileşip kalkınarak ülkemizi refah toplumuna ulaştırmak olanaklı değildir. (Sami Gökçe)