Ele Verir Talkını….

Ekonomideki yangın giderek genişliyor. Bu nedenle de her geçen gün bu ekonomik yangının söndürülmesi zorlaşıyor.

Döviz ve faizdeki normal olmayan tırmanış tüm hızıyla devam ediyor. Bunun vatandaşa yansıması, ileriki zaman dilimi içerisinde yurttaşların çok acı reçetelerdeki yazılı ilaçları yutmasına neden olacaktır.

Sorumluluk mevkiinde bulunanlar yaşanan süreci ekonomik savaş olarak tanımlıyorlar.

Yine sorumluluk mevkiinde bulunanlar, bu ekonomik savaştan başarıyla çıkılacağını ifade ediyorlar.

Ancak görünen o ki; yaşananlardan, gelişmelerden yeterince ders alınmamış, yaşanan ve yaşanacak olan sıkıntılar için ciddi önlemler alma yoluna gidilmemiştir.

Ekonomik kriz öyle bir canavardır ki; eğer şahlanır ve önüne geleni yutmaya, silip süpürmeye başlarsa, bunun önünü kesmek zor, hatta ve hatta imkânsız bir hale gelebilir. Bu gerçek ortada iken, ne yazık ki işin ciddiyeti bir türlü kavranamıyor, günlük tedbirler ve söylemlerle geçiştirilmeye çalışılıyor. Oysaki içinde bulunulan ekonomik krizin öyle hafife alınır bir yanı yoktur. Hele hele günlük tedbirler ve söylemlerle geçiştirilmeye çalışılması halinde kriz giderek artacak ve başa çıkılmayacak bir boyuta ulaşabilecektir.

Bu nedenle herkesin tehlikenin farkına vararak, krizin en az zararla atlatılabilmesi ve yeniden ekonominin rayına oturtulabilmesi için kendine düşeni yapması gerekliliğinin ayırdına varması zorunludur.

Bu yapılmadığı, tehlikenin farkına varılmadığı, ekonomik kriz önemsenmediği, ciddi önlemlerin alınması yoluna gidilmediği takdirde, önümüzdeki günlerin daha zor geçeceğinden kimsenin şüphe etmemesi gerekir. Ekonomik krizin atlatılmasında başarıya ulaşabilmek için, başta sorumluluk mevkiinde olmak üzere herkesin elini taşın altına koymaktan çekinmemesi gerekir.

Bunda yol gösterici konumunda bulunanlara çok büyük görevler düşmektedir.

Öncelikle bu konumda olanların her türlü tasarruf tedbirlerine sıkı sıkıya sarılması, olabildiğince kemerlerini sıkma yoluna gitmesi ve bu suretle topluma örnek olacak tutum ve davranış içine girmesi zorunludur.

Eğer örnek olması gerekenler bu yola girmez, yaşanılan ekonomik krizi hafife alır, aşırı harcamalara, lüks ve gösterişe devam ederlerse sade vatandaşlardan özveri istenmeye kalkıştıklarında inanılırlıklarını kaybederler, sözlerine, önerilerine, yapılmasını istedikleri tasarruf tedbirlerine itibar edilmez.

Hani meşhur bir özdeyişimiz vardır: Ele verir talkını, kendi yutar salkımı.

İşte bu özdeyiş gereği topluma telkinde bulunulur, öneriler yapılır ama uygulayıcılar, ekonomik krizin ve sıkıntının gereğini yerine getirecek olan eylem ve davranış içine giremezlerse, bilinmelidir ki sonuç hüsran olur.

Şimdi bu gerçekleri gözler önüne serdikten ve bu özdeyişimizi de hatırlattıktan sonra, yönetici konumunda olanların, örnek alınması gerekenlerin, tutum ve davranışları dikkatlice izlenmelidir.
Yastık altındaki altınların, dövizlerin, piyasaya çıkartılması, Türk lirasının güçlendirilmesi için yapılan çağrıların karşılık bulabilmesi için, örnek alınması gerekenlerinde aynı hareketi yapması, aynı kararları alması, aynı adımları atması gerekir. Aksi halde ele verir talkını, kendi yutar salkımı özdeyişinin bu yaşanan ekonomik kriz nedeniyle doğruluğu kanıtlanmış olur ki, bundan herkes, ama herkes onarılması çok zor olacak zararlarla karşı karşıya kalır.

Diliyoruz ki konu hafife alınmaz, tehlikenin farkına varılır, vakit geçirilmeden gereken yapılır….

[email protected]