Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Av. Nabi İNAL

Emanet…..

      Anayasamızın değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek olan maddeleri arasında yer alan laiklik ilkesini benimsemeyen, bu ilkeye karşı olanların ayak sesleri görülmeye, duyulmaya başlanmış ve bu anlayışta olanların ülkeyi çağın gerisine götürmek için yapmak istedikleri eylem ve davranışlar son zamanlarda giderek artmıştır.

      Bunun tipik örneklerinden biri de yurdun çeşitli bölgelerinde öğrencilerin kız- erkek ayrımına tabi tutulması yolundaki söylemler ve davranışlar olarak gösterilebilir.

      Bilindiği gibi çağdaş bir yaşamın hüküm sürdüğü ülkelerde kadın- erkek ayrımcılığının yapılması söz konusu olamaz.

      Yine bu ülkelerde eğitimde de bir ayrım düşünülemez.

      Bu nedenle okul sıralarında eğitim gören çocuklarımızın, gençlerimizin,  kız-erkek ayrımına tabi tutulması ve bu ayrıma göre de oturum düzeni sağlanması söz konusu olamaz.

      Çağdaş bir yaşamın ve laiklik ilkesinin sonucu olarak kız- erkek ayrımı yapılması yoluna gidilmesi mümkün değildir.

      Buna rağmen yurdun çeşitli yörelerinde böyle bir ayrımın yapılması yolundaki söylemler, atılmak istenen adımlar oldukça dikkat çekicidir.

      Yine anayasamızın yürürlükte olan maddeleri arasındaki İnkılap kanunlarının korunması başlıklı 174.  maddesinde anayasanın hiçbir hükmünün anayasaya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamayacağı ve yorumlanamayacağı ilkesi yer almaktadır.

      Bu gerçeğe rağmen devrim kanunlarına ve özelikle tevhidi tedrisat ilkesine aykırı tutum ve davranışların olduğunu ve buna da büyük bir tepki gösterilmediğini gelişmelerden görmekte ve anlamaktayız.

      Oysaki bize Cumhuriyeti kazandıran, çağdaş bir dünya içerisinde yer almamızı sağlayan  ve böylece çağdaş bir yaşam  biçimine kavuşmamıza öncülük eden gazi Mustafa Kemal Atatürk ve dava arkadaşları, Atatürk ilke ve devrimlerini yaşama geçirmek, koruyup kollama yolunda önemli adımlar atmışlar, önemli kararlar almışlardır.

      Bize de genç Türkiye cumhuriyetini bu ilkeler doğrultusunda sonsuza dek koruyup kollayabilmemiz koşulu ile emanet etmişlerdir.

      Yine yürürlükteki anayasamızın inkılap kanunlarının korunması başlıklı 174. maddesinin 3. fıkrası ilede, Tekke ve zaviyelerle türbelerin seddine ve türbedarlıklar ile bir takım unvanların men ve ilgasına dair kanun da anayasamızın koruması altında bulunmaktadır.

      Buna rağmen  bazı yerlerde bu madde hükümlerine aykırı  tutum ve davranışlarda bulunulduğunu, bu maddeyi ihlal eden adımlar atıldığını, söylemler yapıldığını görmekte ve izlemekteyiz.

      Anayasamızın değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek maddelerine göre; Türkiye Cumhuriyeti toplumun huzuru , milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı , Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.

      Cumhuriyetin nitelikleri bu şekilde tanımlandığına ve bunun hiçbir şekilde değiştirilemeyeceğine, aksine bir yol izlenemeyeceğine, ülkeyi çağın gerisine götürecek tutum ve davranışlara asla izin verilemeyeceğine göre, son zamanlarda seslerini giderek daha fazla duyurmakta olan, ülkeyi çağın gerisine götürme isteğindekilerin  tutum ve davranışlarını dikkatle izlemek ve gereken önlemleri vakit geçirilmeden almak zorunluluğu  vardır kanısındayız.

      Eğer bu geriye gidiş isteklerinin ayak sesleri fazlaca önemsenmez, duymazdan gelinmek suretiyle hafife alınmaya kalkışılırsa, ilerde daha büyük seslerin çıkacağını unutmamak gerekir.

      Gerek anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek olan maddelerine ve gerekse anayasanın koruması altında bulunan devrim kanunlarına karşı oluşturulmak istenen bu geriye gidiş sesleri iyice duyulmalı, anlaşılmalı ve buna göre de gereken tedbirler zaman geçirilmeden alınmalıdır.

      Eğer geç kalınırsa, bu geriye gidiş düşüncesinde olanların yapabilecekleri tahribatın onarılması daha zor olacak ve daha uzun zaman dilimin geçmesine neden teşkil edecektir.

      Bu nedenlerle laiklik ilkesinin korunup kollanması, devrim kanunlarının herhangi bir şekilde ihlal edilememesi için herkesin elinden geleni yapmasının zorunlu olduğu hatırdan uzak tutulmamalıdır.

      Bu gerçek unutulmamalı ve Cumhuriyeti bize armağan edenlerin gösterdiği yolda hareket etmek için gerekenler tez elden yapılmalıdır…

                                                                                                                              [email protected]

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER