2004 yılıydı. Deniz Baykal ile birlikte Berlin’deki sosyalist Enternasyonal toplantısına katılmıştık. Toplantının onur konuğu son SSCB devlet başkanı Mihail Gorbaçov’du.Önemli şeyler konuşuldu.Konu başlıklarından biri Türkiye idi.
Türkiye’de AKP iktidara gelmiş ve Erdoğan BOP projesini dile getirmeye başlamıştı…
Sosyalist ve sosyal demokratlar Erdoğan’ın samimiyetine inanmıyordu…
Türkiye’nin hızla eksen değiştirmesini; önce batıdan kopmasını ve ardından AKP’nin verdiği bütün sözlere rağmen sistem ve rejim tartışmasını başlatıp uygar dünyadan hızla kopup Ortadoğu’ya sürüklenmesini bekliyorlardı…
Tartışılan iki konu başlığı vardı; AKP içindeki modern düşünce ve liberallikten yana olanların kişi ve grupların AKP içinde ne kadar uzun süre kalabileceği; Türkiye’nin AKP’nin “Siyasal İslam” ve “İhvancı” çekirdeğinin ne kadar ileriye gitmeyi göze alabildiğiydi…
Ergenekon ve Balyoz operasyonuyla TSK darmadağın edilmediği için Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ordunun tavrı da merak konusuydu…
Ve daha 2004 yılında şu soru soruluyordu; “Türkiye Ortadoğu’da toprak bütünlüğünü koruyabilecek miydi…?”
Yıllar geldi geçti ve 2023 yılında seçim öncesinde İçişleri eski Bakanı Sadettin Tantan ile bir yayın öncesi sohbet ediyorduk. Tantan Türkiye’nin geldiği noktadan endişeleri vardı ve Kemal Kılıçdaroğlu öncülüğündeki “Millet İttifakı” ile ilgili tereddütleri vardı…
Ne Kılıçdaroğlu’nun ne de Millet ittifakının AKP’nin oluşturduğu büyük tehdide karşı bir argüman öne süremediğini düşünüyordu…
Konuşurken bir ara sustu ve canı çok sıkkın bir biçimde şunları söyledi;
“Biliyor musun Fatih…Emperyalizm öyle ustalıklı bir tehdit ve güçtür ki bu güzel ülkede Laikliği bir Alevi’ye, Ülkenin bölünmez bütünlüğünü de bir Milliyetçiye yıktırır…AKP ise kuruluş itibarıyla zaten işin sahibidir…”.
Sayın bakan Tantan’ı dinlerken işin gerçeği MHP’nin bugünkü noktaya sürüklenmeyeceğini düşünerek ileri bir iddia olarak nitelemiştim…
Ama önce Millet ittifakının yani Altılı Masa’da yer alan siyasi partilerin , ana eksenini oluşturacak Ortak Politikalar Mutabakat Metni’ni kamuoyuna açıkladı. Hazırlanan iki bin sayfalık programda “inançlara saygılı laiklik” dışında tek kelime gerçek anlamda “Laik Devlet Yapısından” bahsetmiyordu. İşin ilginç yanı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ağzından laiklikle ilgili düzgün tek bir cümle çıkmıyordu. Bir ara Kılıçdaroğlu “Seyyit” bile ilan edildi.
Kemal bey Fetullah Gülen cemaati değil Siyasal İslamcıların AKP dışındaki bütün kanatlarıyla bir araya geliyor ama Atatürkçü Düşünce Derneği başta olmak üzere laikliğe sahip çıkanlara aniden sırtını dönmüştü. Hiç biriyle seçim öncesi yanyana gelmedi. Tek kelime etmiyordu…
Siyasal İslamcılar bayağı keyiflenmişti…
Anladım ki işin birinci bölümü tamamdı…
Sıra Sayın Tantan’ın sözünün ikinci kısmına geldi; “Ülkeyi Milliyetçilere böldürmek…!”
O da “terörsüz Türkiye” sloganıyla Devlet Bahçeli’den geldi…
Sayın Bahçeli herkesin gözünün içine baka ülkenin bölünmesini bile öngörebilecek bir yeni açılımla aniden Türkiye’nin rotasını “Çok parçalı bir federatif yapı” özlemi çekenlere kırmıştı….
Aklıma yine sayın Tantan geldi;
“Eğer emperyalizm bu ülkeyi ortadan kaldıracaksa; Laikliği bir Alevi’ye yıktırır, ülkeyi bir Türkçüye, Milliyetçiye böldürür…!”
Fatih Ertürk

YORUMLAR