Algı Kontrolü!
Ankara’nın 2022 karnesini değerlendiren Çalışkan, “Bugün, sınır güvenliği hususunda tarihin en zayıf noktasındayız. 2022 yılı, güvensiz sene olarak tarihe geçti. Göç konusunda karnemiz bayağı zayıf çıktı” derken, en başarılı (!) olunan alan için oldukça dikkati çeken bir tespitte bulundu.
“Hayat, su gibi akıp gidiyor, 2022 yılı da sona eriyor. Her yılın sonunda genel bir değerlendirme yapılır…” diyen, Saadet Partisi Genel İdare Kurulu üyesi, Partinin Hatay’daki güçlü ismi Doç. Dr. Necmettin Çalışkan, “Ülkemizde 2022’nin en başarılı yönü nedir derseniz; ‘algı kontrolü’ denilebilir!” tespitinde durdu.
Ankara’nın 2022 karnesini değerlendiren Çalışkan, ara başlıklar halinde şunları söyledi:
-ENFLASYON!-
Öncelikle ekonomi alanında, enflasyonun 20 yıl sonra 2000’li yılların öncesine döndüğünü gördük. Devletin resmi araştırma kurumu TÜİK ile bağımsız araştırmacıların enflasyon oranlarındaki fark, kıyas bile edilemeyecek düzeye çıktı. Çarşı-Pazar fiyatlarıyla, ekranlara yansıyan rakamlar arasında derin uçurumlar oluştu.
2022 yılında, TÜİK, ülkenin en tartışmalı kurumlarından birisi oldu. Başkanı, Başkan Yardımcıları sürekli değişti. Kamuoyunu sarsacak manipülasyonlara imza attılar. Bugün sadece 20 yıl öncesine dönmedik! 20 yıl önce enflasyon vardı, ama kamu kuruluşları da kamuya aitti. Şimdi dev tesisler, KİT’ler satıldı. Geleceğin teminatı, ekonominin bel kemiği olan yapılar elden çıkarıldı.
-SAVAŞ NEREDE?-
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısında, dış politika açısından, iki ülke arasında kısmen arabuluculuk rolünün üstlenilmesi gibi bir görüntüyle başarılı olduğu söylenebilir. Ancak bütünüyle dışa bağımlı bir ülke olduğumuzdan, tahıl koridoru açılıncaya kadar, savaş sanki ülkemizde oluyor ve bombalar tepemizde patlıyormuş gibi ekonomik sarsıntıyı/acıyı hissettik.
Marketlerde-raflarda yağ yağmalanmasına şahit olduk. Paramızın aşırı değer kaybetmesiyle, komşu ülkelerin vatandaşlarının market ve pazar alışverişlerini ülkemizden yapmasıyla avunur olduk. Tarım ve hayvancılıkta hayli geriledik. Yem ve gübre fiyatları fırladı. Süt hayvanı, masrafları karşılanamadığı için kesime gitti. Süt fiyatları da astronomik derecede yükseldi. Ülke tarihinde belki ilk defa peynir fiyatı, eti geçti.
-DIŞ POLİTİKA-
Algı, her alanda olduğu gibi dış politikada da hayli yoğun geçti. Uzunca bir süre, Yunanistan’a savaş salvolarına şahit olduk. “Bir gece ansızın gelebiliriz” tehditlerini duyduk. Duyan gören de sanki her an Yunanistan’ı tarih sahnesinden silecek bir operasyon başlayacak sandı. Dış politikamız, tamamen hamaset üzerine kuruldu / dönüştürüldü.
Yunanistan’dan netice alınamayınca, Suriye’ye yöneldik. Suriye’de yapılacak operasyonla, “herkese kafa tutan ve herkese savaş açan” bir psikolojiyle, başıboşluk içerisinde bir yönetime şahit olduk. Neredeyse her ay bir ülkeye savaş tehdidine alıştık. İlk önceleri tüm dünya bizi ciddiyetle takip ederken, sonrasında ise savrulan tehditlerin boş olduğunu görünce onlar da takmaz oldular.
Gündem hızlı değişti. İş başındakiler, başarısızlıklarını örtbas etmek için yapmadıkları atraksiyon kalmadı. Hele de kontrollerindeki yandaş iletişim mecralarıyla ve havuz medyasıyla, her geçen gün akla hayale gelmeyecek farklı algı operasyonları yaptılar.
-EKONOMİ-
Hemen her alanda olduğu gibi, bu yıl da ekonomik istatistikler tamamen algı üzerine kuruluydu. “Ekonomi uzmanıyım” diyerek, tüm dünyada alınan kararların tersine politikalar uygulandı. Söz dinlemeyenler görevlerden alındı. Tüm uyarılara kulak tıkandı. Hatta bazı ekonomistlere, yaptıkları açıklamalarından dolayı davalar açıldı! Troller tarafında sosyal medyada linç kampanyalarına maruz bırakıldılar. Katar’dan, Rusya’dan, Çin’den, Suudi Arabistan’dan, Birleşik Arap Emirlikleri’nden ve hemen her yerden çok ciddi oranda borçlanma ve beraberindeki karanlık ilişkiler hayli yükseldi.
-GAZ-
Yıl boyunca hemen her hafta yeni bir kaynak müjdesi ve gaz çıkarma haberi aldık. Bu haberler artık o kadar ileri gitti ki, inandırıcılığını yitirdi, hatta alay konusu oldu. Çünkü her müjdeden sonra değişen bir şey olmaması bir yana, bazı ürünlere zam geldi. Her seferinde keşfedilen rezervler, bir öncekini birkaç kat katlayacak büyüklükteydi. “Şu kadar milyar metreküp doğal gaz daha bulundu. Dünyada bu kalitede başka gaz-petrol yok” manşetleri atıldı. İnandık!
Ortaya atılan rakamları doğru kabul ettiğimizde bile, gazı bulmak, çıkarmak güzel de asıl önemli olan bu kaynakları doğru kullanmak. Nitekim petrol devi Venezuela’nın yaşadığı zorluklar ortada. Dünyanın en değerli madenlerini barındıran Afrika ülkelerinin durumu hiç de iç açıcı değil.
-GÖÇ-
Bugün, sınır güvenliği hususunda tarihin en zayıf noktasındayız. 2022 yılı, güvensiz sene olarak tarihe geçti. Göç konusunda karnemiz bayağı zayıf çıktı. Dış politikadaki zikzaklar aynen devam etti.
AK Partinin -son birkaç yıldır- adeta “beka”sı haline gelen Rabia işareti ise yerle bir oldu. Katar’daki futbol maçında, Mısır’ın darbeci Cumhurbaşkanı Sisi ile sürpriz el sıkışma pozu tüm dünyaya servis edildi. Artık Mısır’da yaşanan trajedi, sessiz çığlıklar, katliamlar, idamlar, yerini Sisi ile el sıkışan kareye bıraktı. Kaşıkçı cinayetiyle donan Suudi Arabistan’la ilişkiler ise normalleşme sürecine dönüştü. Beşar Esad ise Türkiye ile görüşmeyi kabul etmediğinden, şimdilik -dış politikadaki başarılı hamleler!- askıya alındı.
Evet, özetle 2022 yılı, pek çok alanda başarısız bir “sosyal felaketler yılı” olarak tarihe geçti. 2023 yılı ise en az 2022’i kadar hareketli geçecek gibi gözüküyor. İlk yarısında seçim yapılacağından, çok daha fazla tedirgin dönemin olacağı aşikâr.
Umarız, gelen gideni aratmaz. Önümüzdeki dönem mutlu, aydınlık yarınlara açılan bir yıl olur.
Tamer Yazar