2023 yılında yapılması gereken seçimlerin öne alınıp alınmayacağı hususunda fikirler üretile dursun, ufukta erken bir seçim olacağının sinyalleri yavaş yavaş duyulmaya ve görülmeye başlandı.
Elbette ki seçim tarihinin öne alınmasında, en büyük karar verici olan AKP ile MHP’nin oluşturduğu Cumhur ittifakıdır.
Bu ittifak içerisinde son söz AKP’de olsa bile, MHP’nin destek vermesi şart olduğu için, gelişmeler elbette ki beklenecektir.
Siyasette başarılı olabilmenin, sandıktan ön sıralarda çıkabilmenin yol ve yöntemleri, siyasiler tarafından aranır ve kendilerine en uygun bir zaman dilimi içerisinde sandığa gitme kararına varılır.
Eğer meclisteki gücü, belirlenen tarihte seçim yapılması kararını alacak çoğunlukta ise, bu gerçekleşir. Aksi halde yeni bir süreç arayışı başlar.
31 Mart ve bunu izleyen 23 Haziran İstanbul Büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerinde, muhalefetin ülkemizin önemli belediyelerinde seçimi kazandığı ve böylece uzun yıllar iktidar kanadının elinde olan belediyelerin el değiştirdiği bilinen bir gerçektir.
Şimdi yapılması gereken iş; kazanılan belediyelerde seçmenin güvenini devam ettireceği ve aynı zamanda yerel yönetimler seçimlerinde muhalefete oy vermeyen seçmenlerin de oyunun kazanılacağı doğrultuda bir çalışma yapılmasıdır.
Eğer tüm seçmenlere güven verici ve onları tatmin edici, onların gönlünü kazandırıcı şeffaf ve dürüst bir politika izlenirse, ister 2023 yılında yapılsın, isterse erken veya baskın bir seçim olsun, yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinde muhalefet kanadının iktidar olacağından ve çoğunluğu sağlayacağından şüphe etmemek gerekir.
Hatırlanacağı üzere doksanlı yıllarda, yerel yönetimlerde muhalefet yine çoğunluğu sağlamış ve iktidar olmuş idi.
Ama buna rağmen geçen süreç içerisinde, muhalefetin kazandığı belediyelerde seçmenin güvenini sağlayacak ve sandıktan bir kez daha başarılı çıkmasına neden olacak bir politika izlenememişti.
Bunun sonucu olarakta daha sonraki yıllarda yapılan seçimlerde, hem yerel yönetimlerde, hem de parlamentoda muhalefet, sosyal demokrat anlayış, başarıya ulaşamamış ve o günden bu yana bu durum aynen süre gelmiş idi.
Ne zaman ki; İktidar kanadının oy deposu olarak gördüğü ve devamlı olarak ordan gelen oylarla sandıktan başarılı çıktığı bölgelere girilmeye, oralarda yaşayanların sorunları ile ilgilenilmeye, içinde bulunulan durumdan başarı ile çıkılabilecek yol ve yöntemlerin, ancak sosyal demokrat partiler tarafından sağlanabileceği hususu anlatılmaya, özetle sosyal demokrat partilerin öteki olmadığı, kendilerinden biri olduğuna inandırılmaya başlandıktan sonra, denge muhalefetin ve doğal olarakta CHP’ nin lehine değişmeye başlamıştır.
İşte bu gerçeklerin ortaya çıkması, bu gerçeklerin görülüp anlaşılması ve tespit edilen gerçekler doğrultusunda bir politika üretilmeye başlanması sonucu 31 Mart’taki başarı gerçekleşmiştir.
Şimdi vakit geçirilmeden, muhalefetin ve dolayısı ile CHP’nin bu yeni anlayışını daha tutarlı bir şekilde yaşama geçirmesi, seçmene öteki olunmadığını, kendilerinden biri olunduğunu anlayacağı bir dille anlatması için büyük bir fırsat doğmuştur.
Eğer kazanılan belediyelerde bu fırsat en iyi bir şekilde değerlendirilir ve 90 lı yıllarda yapılan hatalar tekrar edilmez, şeffaf ve güven verici bir belediyecilik anlayışı ortaya konulursa, muhalefetin ve doğal olarak CHP’nin iktidar olması mümkün olabilecektir.
Ufukta erken bir seçimin olabileceğine dair işaretler giderek daha belirgin bir hal alıyor.
Bu nedenle zaman kaybetmeden, rehavete kapılmadan, daha 2023 e uzun bir zaman var denilmeden, sanki yarın seçim olabilecekmiş gibi çalışmak ve sosyal demokrat anlayışı başarıya ulaştırabilmek için gereken yapılmalıdır.
Bu kez iktidar olmak imkanı net bir şekilde var olduğuna göre, bu imkan yine heba edilmemeli ve umutlar 2023 sonrasına bırakılmamalıdır….
YORUMLAR