Hatay’ın Erzin ilçesinde, ISSOS-EPİPHANEİA Arkeolojik Araştırmaları çerçevesinde düzenlenen “Kültürel Miras Koruma ve Turizm Boyutları” konulu konferansta, geçmişe ışık tutan önemli bilgiler paylaşıldı. Etkinlik, Erzin Ömer Halis Özdemir Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Kazı Danışmanı Doç. Dr. Banu Özdilek’in Açıklamaları
Konferansa konuşmacı olarak katılan ISSOS-EPİPHANEİA Kazı danışmanı ve Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu Özdilek, yürütülen arkeolojik çalışmalar hakkında katılımcılara bilgi verdi. Doç. Dr. Özdilek, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Hatay Arkeoloji Müzesi’nin de katkı sağladığı etkinlikte, “Uygarlıkların oluşturduğu antik kentler, ören yerleri ve sit alanları, somut ve somut olmayan kültürel miras olarak adlandırılıyor,” ifadelerini kullandı.
İSSOS Antik Kenti’nin Önemi
Doç. Dr. Banu Özdilek, ISSOS Antik Kenti’nin geçmişten günümüze kesintisiz bir yaşam sunduğunu belirterek, “Erzin bu açıdan çok şanslı. Çünkü büyük medeniyetlere ev sahipliği yapmış İSSOS Antik Kenti, Hatay halkı tarafından çok iyi korunmuş. Bu, büyük bir farkındalık ve şans,” dedi. Ayrıca, “İSSOS Antik Kenti’nin birçok değeri ve hikâyesi var. Özellikle Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti dönemlerinde, Atatürk’ün bu bölgedeki önemli rolü de göz ardı edilmemeli,” şeklinde ekledi.
Son Teknolojinin Kullanımı
Konferansta, son dönem teknolojisinin arkeolojik alanlarda nasıl kullanılabileceğine de vurgu yapıldı. Doç. Dr. Özdilek, “Sanal gerçeklik gözlüğüyle antik kentteki yıkılan yapıları ayakta görmek mümkün. Bu tür projelerle genç kuşakları, eski yöntemlerin yanı sıra sanal ve dijital ortamda da bölgeyi tanıtmaya teşvik ediyoruz,” dedi. Ayrıca, Cumhuriyet dönemi yapılarının da önemli bir yere sahip olduğuna dikkat çekti.
Buluntular ve Araştırmalar
Kazı danışmanı Doç. Dr. Banu Özdilek, yapılan çalışmalarda elde ettikleri bulgulara da değinerek, “Antik dönemde sanat ve müziğin izlerini sürüyoruz. İstanbul kemençesinin kökenleri, Girit Adası’na kadar uzanıyor. Burada, Abdülhamit Han döneminde gelen göçmenlerin bu kültüre sahip çıkmasıyla Etnomüzikoloji alanında da önemli bir nokta haline geldik,” diye konuştu.
Ayrıca, fiziksel antropoloji alanında yapılan araştırmalarda Akdeniz anemisinin yanı sıra, tarihsel dönemlere ait çeşitli buluntuların da tespit edildiğini belirtti.
Sonuç ve Gelecek Perspektifi
Doç. Dr. Banu Özdilek, “İskender’in savaştığı bu bölgeye yönelik araştırmalarımız sürüyor. Antik kentin korunması ve turizme kazandırılması adına atılacak her adım, Hatay’ı uluslararası alanda daha önemli bir noktaya taşıyacaktır,” diyerek sözlerini tamamladı.