Yoksa gömdüğümüzü mü çıkartıyoruz?
Ahşap ve taş bedenlerin yanı başında yükselen inşaat iskeleleri… Sökülenler, alttan çıkan taş zeminler… Dünü hatırlatan hikâyeler… Fısıldayışlar… Kayıplar… “Zararın neresinden dönsek kardır”da biriken deyişler… Tamam da, yerel idarelerin beraberce yazmaya başladığı son hikâyede, neyiz? Eski Antakya’yı mı buluyoruz? Yoksa beraberce gömdüğümüzü yeniden çıkarma telaşı mı, yaşanan?
Yaşanan kış şartlarına rağmen süren restorasyon çalışmaları, Antakya merkezli olarak iki belediye eliyle yürütülüyor. Bir tarafta Antakya Belediyesi, tarihi Kurtuluş Caddesi’nde Bakanlık destekli oluşturduğu 5 Milyon TL bütçeli çalışması ile ‘dün’ hikâyesinde yitip giden eski kelimeleri bir araya getirmeye çalışırken, diğer tarafta Hatay Büyükşehir Belediyesi de eski kentin dar sokaklarını işgal eden beton ve bozuk üst örtüyü kaldırıyor. Her iki çalışmanın sonunda ortaya çıkacak kelimelerden nasıl bir kent hikâyesi yazılacak, merak konusu. Bu konuda konuşan vatandaşlar mı?
U.Ç. >> Ortaya çıkanlara bakınca, yıllar içinde bu kentin ne kadar kaybettiğini daha iyi anlıyorsunuz. Diğer şehirlerden eksiğimiz ne? Mardin evlerini biliyorsunuz… Amasya evleri de öyle… Eskişehir’deki Odunpazarı evleri… İstanbul’daki Balat evleri… Safranbolu evleri… Peki, Antakya evleri! Onlar nerede? Burada mı? Peki, ne haldeler? Evet, artık birçoğu kafe, birçoğu restoran ve ev kalabilenler de harabe halde. Büyüklerin dediğindeyiz aslında! ‘Zararın neresinden dönsek, kardır’ diyoruz. Ama bile isteye, kendi kendimize verdiğimiz zararın sorumluluğunda ise durmuyoruz.
P.C. >> Bu kenti 3 kez ziyaret ettim daha önce ve bir iş için yine burada olmak güzel, hele ki böyle bir çalışmaya denk gelmek. Umut verici bence. Başlatılan çalışma çok değerli. Dilerim sonuna kadar ve istisna yaratmadan finali bulursunuz. Çünkü bu kentin dünyada bir ismi var. Tarih ve kültür kimliği var. Sanayi bacanız değil, ama turizm bacanız var. Eğer o bacanın tütmesini istiyorsanız, sizi siz yapan bu kente iyi bakın.
H.Ç. >> Her şey güzel de, bu kış ortamında her yer kazılı vaziyette. Çocuklar yürümekte zorlanıyor. Yaşlılarımız tek başlarına yürüyemiyor. Havalar kötü diye, her gün çalışma da yapılmıyor. Ama sonunda güzel bir şeyler çıkacakmış gibi de görünüyor.
Y.C. >> Geçen gün arkadaşlarla buradan geçerken konuştuk aynı şeyi. Bir tanesi dedi ki, ‘Bak, eski Antakya! Ne güzel, yeniden eskisi gibi!’ Tüm bu çalışmaların maliyetini konuştuk sonra. Tamam, yapılan güzel, yapanı da alkışlamak da lazım ama… Bu kadar masrafın nedeni ne, düşündük mü hiç? Biziz! Tüm o masrafın da, bunca yorucu çalışmanın müsebbibi hepimiziz. Çalışma yaptıkları ve eski hali ortaya çıkartmaya çalıştıkları yerin içine asfalt yol yapalı kaç sene geçti? Daha geçen belediye döneminde olmadı mı bu? O zaman neyin hesabını yapıyoruz? Anlayacağınız, eski Antakya’yı falan bulmadık. Sadece, elde kazma kürek, hep beraber gömdüğümüzü çıkartıyoruz yeniden! -Tamer Yazar-