Türkiye, koronavirüsle mücadelede en kritik haftaya girdi. Halkın sokağa çıkıp çıkmamaktaki tercihi, bu mücadelenin kaderini belirleyecek. Antakya kent merkezinde bu anlamda sıklıkla duyulan ‘evde kalın’ çağrılarına rağmen yaşanan kalabalıklar ise, eldeki adına hem soru işaretleri yaratıyor, hem de ‘sokağa çıkma yasağı son çare mi’ sorusunu gündeme taşıyor.
“Biz, çalışmak zorunda olanlarız ama… İnsanların, hala hiçbir şey yokmuşçasına dışarıda gezip, spor yapmasını… Çocuklarını alıp, yol boyu yapma gayretlerini… Hele ki oltalarını Asi Nehri’ne savurup balık çekme çabalarını izledikçe, deliresim geliyor…”
-YA BERABER!-
Bu konudaki düşüncelerini ve gündelik yaşama dair tespitlerini Antakya Gazetesi ile paylaşan bir sağlık çalışanı, tedbirlerin sıkılaştırılmasından yana, hatta ‘sokağa çıkma yasağı’ fikrinin pratiğe geçirilmesinden!
Peki, devamında söyledikleri mi?
“Şu ana kadar paylaşılan bilgi, sadece bizlere ait bilgi değil ki! Türkiye’den İtalya’ya, dibimizdeki İran’a ve hala orada ne olup bittiğini bilmediğimiz Suriye’ye kadar…
İnsanlar ölüyor, vakalar artıyor ve söylenen şey çok net, çok basit! Evde kalın, temiz kalın! Bizlerin evde kalma şansı var mı? Birebir vakalarla karşı karşıyayız. Ama bu süreç öyle bir süreç ki, sağlık çalışanlarının bu zor mücadelesine vatandaşların uyması ve katkı sunması gerekiyor. Dışarıda gezerek ve diğerleri için potansiyel tehlike yaratarak bunu yapamayız. Öyle bir hale geldik ki, sokaktan ‘yaşlı insanları’ topluyoruz. Buna gerek var mıydı? Demek vardı! Ama bence, daha fazlasına ihtiyaç var. Sokaklarda olanları, ‘bana bir şey olmaz’ diyerek, öncelikli bir nedeni yokken ‘hava almak’ ve ‘gezmek’ için dışarı çıkanları da ciddi ciddi uyarmak gerekiyor. Devletin bizlere verdiği ‘evde kalın’ tavsiyesi ve işlerimizden uzaklaşmış hallerimiz bir tatil dönemi değil, ama bir önlem ve karantina dönemi. Bu dönemi ya beraber ve güçlü atlatırız ya da durumu daha da kötüleştiririz. Herkese uyarı da bu yüzden, anlayalım!”
-10 MART!-
İlk koronavirüs vakasını 10 Mart’ta açıklayan Türkiye’de, koronavirüs kaynaklı ölümler ise hız kesmiyor. Bu ölümlerin hız kesmesi ve vakaların azalması için sosyal izolasyonun vazgeçilmez sayılmasına dair “Evde Kal” çağrıları yapılmasına rağmen halkın sokağa çıkmaktaki ısrarı, dar kapsamlı sokağa çıkma yasağını da beraberinde getiriyor. 65 yaşın üstündekilerin virüs karşısında en riskli grup sayılması nedeniyle, bu yaş grubuna sokağa çıkma yasağı getirilmesi de bundan. Ancak, Türkiye’de insanların çoğu, hâlâ çok zaruri olmamasına rağmen sokağa çıkmakta ısrar etmeyi sürdürüyor.
Hükümetin bu ısrar karşısında ekstra önlemler alıp almayacağından öte, geniş kapsamlı bir sokağa çıkma yasağı ilan edip etmeyeceği tartışılıyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, hükümetin bir Olağanüstü Hal (OHAL) ilan etmesine gerek olmadığını söyledi. Ancak Koca’nın bu açıklamasında, “Herkes kendi OHAL’ini kendi ilan etsin. Mümkünse herkes evinde, kendi odasında kendini izole etsin” mesajı da dikkat çekti.
Bu mesaj, Türkiye’de koronavirüsle mücadelede “en kritik hafta”nın yaşandığına da işaret ediyor. Koronavirüs Bilim Kurulu üyeleri ise “Bu hafta, mevcut ölümlerin ve vakaların 3-4 katına çıkarsak, dahası ölümleri durduramazsak salgının kontrolü mümkün olmayacak. Herkesin evde kalması şart” uyarısı yapıyor.
-UYARI NET!-
Antakya Gazetesi ile düşüncelerini paylaşan bir sağlık çalışanının vatandaşa yönelik çağrısı ve uyarısının bir benzeri, Bilim Kurulu üyesi Prof. Mehmet Ceyhan’dan geldi.
Genel bir OHAL kararının hükümet için zor olduğunu, ancak insanların sokağa çıkmaktan vazgeçmemesi durumunda bu kararın da alınabileceğine işaret eden Mehmet Ceyhan, “Virüs, Türkiye geneline yayılırsa, kontrol edilmesi cidden zorlaşacak. Virüse karşı halkın bilinçlenmesi şart. Herkese bulaşıyor” uyarısında bulunuyor.-Tamer Yazar-