Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sinan Seyfittinoğlu

Evrensel Bir Manifesto Lazım

Merhaba sevgili okuyucu.

Hong Kong’da gündeme gelen şu görüşü dikkatinize sunuyorum: “Normale dönemeyiz. Çünkü eski normalimiz, sorunun ta kendisiydi!” Bu durumda, eski normal olarak adlandırılan durumu iyice masaya yatırmak lazım.

Eskiden dünya nimetlerinin, evrensel zenginliklerin hunharca kullanımı söz konusuydu. Plansızlık, gelir ve adalet eşitsizliği ilk dikkat çeken unsurlardı. En ciddiyetle mağdur ettiğimiz ise kuşkusuz Doğa idi. Şimdi bu durumda, insanın insanca yaşamasına olanak veren bu satır başlarının bu denli çiğnendiği eski normale kim dönmek ister?

Para ve sermayenin dünya nüfusunun çok küçük bir diliminde birikmesi, zenginin karun olduğu, ama fakirin de ekmek bulamadığı bir sistem söz konusu idi. Sanatın, edebiyatın, kültürün ve bilimin futboldan sonra geldiği bir düzen vardı. Hayal bile edemeyeceğimiz paraları kazanan futbolcuların kendilerine müstakil adalar satın aldığı, ama bir ressamın tablosunun sergide alıcı bulamadığı eski sistemde sadece güçlülerin yaşam hakkı vardı.

Ülkeler, insanlar cehalet ile yönetiliyor, din ve dini kurallar başat kılınıyordu. Akılın, bilimin göz ardı edildiği eski sistemde, bir din adamının fetvasıyla en kutsal canlılardan biri olan kadın linç ediliyordu. Bırakın azınlık haklarının eşitliğini, marjinal olan, farklı olan ne var ise o tu kaka idi. Etnik farklılıkları olanlar, cinsel tercih farklılıkları yaşayanlar, emekçiler, hayvanlar ve doğa katlediliyordu.

Şimdi ısrarla özlemi duyulan eski normale acaba herkes dönmek istiyor mu?

Bir salgın ile başlayan sorgulama sürecinde, yeni yaşam biçimini inşa edecek, eski normale dönmeden yeni normalin kurallarını inşa edecek bir manifestoya ihtiyaç var. Evet, yeni bir insanlık manifestosu tam da bu zamanda kaleme alınmalı ve insanlığın hizmetine sunulmalıdır.

Sekiz milyarı aşkın dünya nüfusunda hiçbir aç ve açıkta insan kalmadan, zengin fakir ayrımı, din, dil, ırk, mezhep, tercih, yönelim, renk, tür ayrışması konmadan, tarihi bir eşitlik eşiği yakalanmalıdır. Biraz kapitalizm ve biraz da sosyalizmden beslenen; bugüne kadar felsefenin insanlığa sunduğu birikimi harmanlayan, kucaklayıcı ve evrensel bir kucaklaşmaya ihtiyaç var.

Dünya vatandaşlığının inşası şart. Bir virüs, ülke ve insan ayrımı yapmaksızın külliyen bizleri etki altına alabiliyor ise; ona karşı küresel ortak bir mücadele yapmak zorunda kalıyor isek; o vakit virüs olmadan da ortaklığımız devam etmelidir.

Bu virüs, biz uslanmadan bizi bırakmayacak.

Bu virüs, biz uslanmaz ve hatalarımızdan dönmez isek, daha büyük artçı felaketlerle yola devam edecek. Ne zaman ki insanlık yeni bir modelde uzlaşır, o vakit bizi ödüllendirecek. Bu virüs, bugüne kadar yaratılmış olan insanlık sistemini sarsıyor.

Hong Kong’dan yükselen sese ses vermeliyiz. “Eski normalimiz sorunun ta kendisiydi” diyorsak, yeni normalimizi düşünmeye başlamalıyız.

Evde kalalım, ama bir şeyler yapalım.

Evrensel bir manifestoya kafa yoralım.

Sevgiyle.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER