Sözcü TV Ana Haber sunucusu Fatih Portakal’ın, Barış Pehlivan’ın gözaltına alınmasının ardından yaptığı açıklamalar, hem sosyal medya hem de gazetecilik camiasında büyük yankı uyandırdı. Portakal, Pehlivan’ın gözaltına alınmasının Türkiye’deki gazetecilik şartlarını bilmemekle ilişkilendirilmesine dair sert eleştirilerde bulundu. Ancak, bu yorumlar karşısında Şule Aydın’dan gelen tepki, gazetecilik etiği ve dayanışma anlayışını yeniden gündeme taşıdı.
Fatih Portakal, Barış Pehlivan’ın gözaltına alınmasından sonra yaptığı açıklamalarda, “Türkiye’deki gazetecilik şartlarını bilmiyorsunuz,” diyerek Pehlivan’ı eleştirdi. Portakal, Pehlivan’ın bir kişiden alıntı yapmadan önce onay alması gerektiğini belirtti. Ancak bu yorum, Pehlivan’ın gözaltı süreci ve gazeteciliği ile ilgili ciddi bir tartışmanın başlangıcını oluşturdu. Pek çok kişi, Portakal’ın açıklamalarını gazetecilik etiği açısından hatalı buldu.
Şule Aydın’dan Fatih Portakal’a sert eleştiri
Fatih Portakal’ın sözlerine karşılık, gazeteci Şule Aydın’dan sert bir yanıt geldi. Aydın, Portakal’ın açıklamalarını eleştirerek, “Barış Pehlivan gazetecilik yaparken, siz ekranlardan kaçıyordunuz,” dedi. Aydın, gazetecilerin birbirlerini desteklemesi gerektiğini vurgulayarak, gazetecilikle ilgili yapılan yorumların doğru zamanlarda yapılması gerektiğini belirtti.
Gazetecilikte dayanışma eksik mi?
Şule Aydın, açıklamalarında gazetecilerin birbirine destek olması gerektiğinin altını çizdi. Aydın, “Ne zamandan beri gazeteciler birbirlerinin gözaltına alınmalarını eleştiriyor? Barış Pehlivan gözaltına alındığı gün dahi gazetecilik yapmaya devam etti,” diyerek, gazetecilik camiasındaki dayanışma eksikliğine dikkat çekti. Aydın, aynı zamanda Fatih Portakal’a, gazetecilik etiği hakkında ders vermeden önce kendi geçmişini gözden geçirmesi gerektiğini ifade etti.
Gazetecilik ve bedel ödemek
Şule Aydın, Barış Pehlivan’ın gazetecilik yapmaya devam ederken bedel ödediğini belirterek, gazeteciliğin her zaman bedel ödeyen bir meslek olduğunu vurguladı. Aydın, gazetecilerin halkın doğru bilgiye ulaşabilmesi için çalıştığını, kişisel çıkarlar için gazetecilik yapılmaması gerektiğini söyledi. Ayrıca, gözaltına alınan bir gazetecinin hâlâ gazetecilik yapmaya devam etmesinin, aslında gazetecilik mesleği açısından büyük bir anlam taşıdığını ifade etti.
İsmail Küçükkaya da Fatih Portakal’a yönelik eleştirilerini canlı yayında dile getiren isimler arasına girdi. Barış Pehlivan’ı ve diğer gazetecileri savundu. Küçükkaya, “Ben Barış Pehlivan’ı iyi tanıyorum, Seda Selek’i iyi tanıyorum. Çok iyi gazeteciler,” diyerek, bu isimlerin gazetecilik yeteneklerini vurguladı. Küçükkaya, eski yıllarda programlarına katıldığı Serhan Asker’i de anarak, onun da çok iyi bir gazeteci olduğunu belirtti.
Küçükkaya: “Onların gazeteciliğini sorgulamak kimsenin haddi değildir”
Küçükkaya, Barış Pehlivan ve diğer gazetecilerin gazeteciliğini sorgulamanın “kimsenin haddi” olmadığını söyledi. “Bu üç gazeteci arkadaşım bir yurtseverdir,” diyerek, ülkelerine bağlılıklarını vurguladı. Ayrıca, bu gazetecilerin Anayasaya bağlı olduklarını belirten Küçükkaya, gazetecilik mesleği için bedel ödediklerini de hatırlattı.
“Her sabah atan bu nabzın birilerine mesaj olmasını dilerim”
İsmail Küçükkaya, açıklamalarında daha geniş bir bakış açısına sahip olduğunu belirterek, “Burada her sabah atan bu nabzın birilerine mesaj olmasını dilerim,” şeklinde konuştu. Bu sözlerle Küçükkaya, medyanın özgürlüğünü ve gazetecilik anlayışını savundu. Küçükkaya, gazeteciliğin yalnızca doğru haber yapmayı değil, aynı zamanda özgür ve tarafsız bir şekilde ülkenin nabzını tutmayı da kapsadığını ifade etti.
Sosyal medyada yankılar: Portakal’ın sözlerine tepkiler
Fatih Portakal’ın yaptığı açıklamalar, sosyal medyada büyük yankı buldu. Birçok kullanıcı, Portakal’ın sözlerini eleştiri yağmuruna tuttu. “Çıldırıyorum,” ve “Saçmaladın,” gibi yorumlarla tepkiler dile getirildi. Gözaltına alınan gazetecilerle ilgili yapılan yorumların, dayanışma anlayışını zedeleyeceği vurgulandı. Sosyal medya kullanıcıları, gazetecilerin birbirini desteklemesi gerektiğini belirtti.