Türkiye, 6 Şubat tarihinde Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremin yıkıcı etkileriyle sarsıldı. Deprem, sadece Kahramanmaraş’ı değil, aynı zamanda Hatay, Adıyaman, Gaziantep, Malatya, Elazığ, Diyarbakır, Adana, Kilis, Osmaniye ve Şanlıurfa gibi toplamda 11 ilimizi derinden etkiledi.
Binlerce vatandaşımızın kaybının yaşandığı felaketin ardından, toplumun bir arada durma ve dayanışma ihtiyacı daha da belirgin hale geldi.
Ancak, depremin yarattığı acının ortasında bile, bazı olaylar ve tepkiler toplumu ikiye böldü. Hatay’da çekilen bir film, enkaz alanında çekilmesi sebebiyle sosyal medyada yoğun eleştirilere maruz kaldı. “Şahsi Meselemiz” adlı filmin, felaketin izlerinin hala taze olduğu bir dönemde ticari bir faaliyete dönüştürülmesi, toplumun duyarlılık beklentilerine uymadığı gerekçesiyle tepki topladı.
Malatya’da bulunan İnönü Üniversitesi’nin düzenlediği “Deprem Öyküleri Yarışması” da benzer şekilde tartışmalara neden oldu. Profesörler, doçent doktorlar ve yazarların bulunduğu seçici kurulun belirleyeceği öyküler arasında birinciye 3 bin TL, ikinciye 2 bin TL ve üçüncüye bin TL ödül verileceği yarışma, sosyal medyada çeşitli görüşlere neden oldu. Kimi kişiler, bu tür etkinliklerin deprem sonrası toplumsal farkındalığı artırabileceğini düşünse de, bazıları ise duygusal bir travmanın üzerine ödül konulmasının duyarsızlık olarak algılanabileceğini ifade etti.
Sosyal medyada öne çıkan tepkiler ise şöyle: ‘En çok acı çekeni mi en iyi öleni mi en çok kimin soğuğa dayandığını mı yoksa kimin enkazda daha çok bağırdığını mı gerçekten neyi yarıştıracaksınız? Bir de para ödülü dağıtıyorlar. Allah akıl fikir versin! Acımız sizin malzemeniz değil! Diyerek bu tür organizasyonların yapılmaması gerektiği, Deprem sonrası toplumun hala taze bir acıyla başa çıktığı bir dönemde, duyarlılık ve saygı çerçevesinde yapılan etkinliklerin önemli olduğu bir kez daha anlaşıldı. – Duygu Ertaş-