Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muhsin Boz

FUTBOL MAÇLARININ ARDINDAN

Okumakta olduğunuz metin, bir spor köşe yazarına ait değil; bir sağlıkçının, daha doğrusu bir doktorun. Futbolu seven biri olarak iki önemli konuyu, kendi bakış açımla paylaşmak istedim sizlerle.

Enfeksiyon ve enflamasyon ile başlayacağım. Bakteri, virüs vb bazı mikropların, bölgesel ya da genel olarak yayılması sonucu vücutta enfeksiyon meydana gelir. Enfeksiyon olması halinde vücudun bağışıklık sistemi harekete geçer; mikroplara saldırılır. Mikroplar yok edilirken, hasar gören dokular iyileştirilir. Dokularda enfeksiyonun yanı sıra enflamasyon, yani yangı da vardır. Şişlik, kızarma, ısı artışı ve ağrı gibi belirtilerle kendini gösterir. Enfeksiyon geçirmekte olan oyuncuların maça çıkması ve top oynaması doğru değildir. Buna itiraz edecek bir kişinin olduğunu sanmıyorum. Ama enflamasyon, sadece enfeksiyon nedeniyle olmuyor. Pek çok nedeni varken, ben sadece birisinden söz edeceğim: Sakatlanma, yaralanma. Evet, bir şekilde sakatlanan oyuncunun sakatlığı nerdeyse, o bölgede bir enflamasyon meydana gelir. Dokularda ödem nedeniyle şişlik, gözle görülen veya görülmeyen morarma, hafif bir ısı artışı ve ağrı vardır. Ağrı bir savunma mekanizması olup beden, şunu demek ister: “Şu bölgem sakat, iyileşme sürecindeyim. Beni dış etkenlerden koru! Dinlen!” Beden dinlenmek isterken, ilgili kişiler söylenenlere kulaklarını tıkar bazen, dinlemezler. Kimdir ilgili kişiler: Takımın teknik direktörü, kulüp doktoru, oyuncunun kendisi… Oyuncu, ağrı kesici yapılarak maça sürülür. İyileşme sürecine girmiş enflamasyonlu doku, ağrı da bir şekilde baskılandığı için daha fazla travmaya uğrar. Belki de bir- iki haftada eski haline dönecek travma yeri, çok daha uzun sürede iyileşecek veya iyileşmeden kronik sorunlar baki kalacaktır.

Bir diğer konu da kafaya ve diğer bölgelere gelen darbeler. Tıpta ani ölümlerin bazıları, inhibisyon ölümlerine bağlıdır. Nedir inhibisyon ölüm? Vücudun dış yüzeyinde bulunan sinir uçları, mekanik, fizik veya kimyasal uyarıyı refleks yolla beyin sapına iletir. Beyin sapında bulunan solunum ve dolaşım merkezlerinin çalışması durdurularak, ani ölüm vuku bulur. Bizi ilgilendiren, elbette ki fizik uyarı, yani darbe. Darbeler en çok nereye gelirse, inhibisyon ölüm olur? Kafa, karın, göğüs, genital bölge… Bir maç sırasında, sert bir şutun ardından, topun bu bölgelere çarpma ihtimali olasılık dâhilinde. Bir oyuncunun mücadele sırasında, istemsiz de olsa söz ettiğim bölgelere darbe vurması yine olasılık dâhilinde. Benim anlamadığım, maçın stresinden, hırstan, kasti olarak bu bölgelere yapılan fauller. Yakın zamanda seyrettiğim bir maçta, bir oyuncu, bir rakip oyuncunun ensesine veya kafasının arkasına bilerek şiddetli bir dirsek vurdu. Tutun ki kafasına /ensesine dirsek darbesi yiyen oyuncu, inhibisyondan dolayı öldü. Ne kadar acı bir son! Darbeyi bilerek yapan kişi için de ne kadar hazin bir durum. Bu cinayet değil de nedir?! Futbol sahalarında ölen pek çok oyuncu var. Ben bunlardan birine değineceğim: 2016’da, Arjantin Bölgesel Ligi’nde oynanan bir karşılaşmada, 24 yaşındaki bir oyuncu, rakibin önce diz, tartışma sonrasında da dirsek darbesine maruz kalıyor ve hastanede hayatını kaybediyor.

Kasım 2023, Eskişehir

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER