BİR’di, İKİ oldu!
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından gastronomi alanında ‘Yaratıcı Şehirler Ağı’na layık görülen Hatay mutfağı lezzetlerinin tescilli tariflerini sunan Büyükşehir destekli Gastronomi Evi’ne Hatay Valiliği destekli bir başka Gastronomi Evi daha katılıyor! İki ayrı kurumsal yönetim ve iki ayrı Gastronomi Evi, Hatay Mutfağı hikâyesinin yeni stratejisi mi?
Türkiye: Gaziantep ve Hatay, Amerika Birleşik Devletleri: San Antonio ve Tuscon, Meksika: Ensenada, Panama: Panama City, Brezilya: Belem, Paraty, Florianopoli, Bolivya: Cochabamba, Kolombiya: Popoyan ve Buenaventura, Japonya: Tsuruoka, Güney Kore: Jeonju, Çin: Macao, Shunde, Chengduİtal, Tayland: Phuket, İran: Rasht, Lübnan: Zahle, İspanya: Burgos ve Denia, İtalya: Parma ve Alba, Norveç: Bergen, İsveç: Östersund.
Sıralanan kentler, UNESCO’nun dünya gastronomi şehirleri! Peki, Hatay noktasında, Gastronomi politikası ‘nasıl’ bir kurumsal koordinasyon ile belirleniyor, soralım mı? Sorarken de, Hatay Valiliği’nin, son kamulaştırma haberi bağlamında kamuoyu ile paylaştığı ‘projeleri’ noktasında duralım!
“Aslanlı Ev” olarak ifade edilen eski bir Antakya evinin restore edilmesiyle hizmete açılan Büyükşehir Belediyesi destekli ilk (!) Gastronomi Evi, oldukça geniş bir hizmet yelpazesi ile hizmet veriyor. Buraya gelenler sadece yemek yemiyor, ama düzenlenen atölye çalışmalarına da katılabiliyor. Yani burası sadece ‘yöresel’ bir lokanta değil, ama eğitim merkezi sıfatı da taşıyor. Buna dair ifade edilen ise oldukça net…
“Burada sadece Hatay’ımıza özgü yemek çeşitleri olacak, kebap çeşidi olmayacak. Hatay’ımıza gelen misafirler burada zengin yemek kültürümüzü tanıyabilecek. Sabah kahvaltısı, öğle yemeği ve akşam yemeği olarak hizmet verecek Gastronomi Evi’nde herkes misafirini gururla ağırlayabilecek. Günübirlik düzenleyeceğimiz workshop’larda insanlar eğitim alıp kendi yemeklerini yapıp yiyebilecek.”
Hatay’ın Antakya’sında hizmete giren Gastronomi Evi, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından projelendirilen Mutfak Sanatları Merkezi (MSM) ile benzerlikler taşıyor. Antakya
-VALİLİK-
Gaziantep’ten Hatay’a, Gastronomi başlığında Büyükşehir Belediyeleri eliyle yükseltilen çalışmaların uzağında, Antakya özelinde Hatay Valiliği’nin ‘bağımsız’ bir proje hazırlığında oluşu ise dikkat çekiyor. Bilindiği gibi mutfağındaki 600 çeşit yemek ve tatlının yanı sıra mutfak kültürü ile de dikkat çeken Hatay coğrafyası, 2015 yılında listeye eklenen Gaziantep’ten sonra bu ödüle layık görülen ikinci Türkiye şehri. Bu anlamda yapılacak çalışmaların koordinasyonu ise beklenen ve istenen şey.
-İKİ KURUM!-
Valilik eliyle kamuoyuna yansıyan son bilgide, hakkında kamulaştırma kararı alınan ve “Meclis Künefe” olarak bilinen eski Meclis Binası ile Adalı Konağı için “Meclis Binası, Hatay Valiliği
Bir turizmci, ‘koordinasyon karmaşası’ olarak ifade ettiği duruma ilişkin şunları dile getirdi:
“Turizme yapılacak hiçbir katkıya hayır demiyoruz, ama… Turizm dediğiniz şeyde sihirli bir kelime vardır her zaman için! ‘Koordinasyon’! Bu, bir kent politikasını gerekli kılar. Kent idarecilerinden de, o politika doğrultusunda hareket etmesini bekler. Buna dair konuşmalar şu an ‘olanı anlama’ düzeyinde. Çünkü ifade edilen, ‘Hatay Valiliği Kültür Sanat Merkezi’ ve ikinci bir ‘Gastronomi Evi’… Bir kere burası için daha önce konuşan başka bir isim daha vardı biliyorsunuz. Kültür ve Turizm Bakan eski Yardımcısı, Milletvekili Hüseyin Yayman. Kendisi, burası için bir ‘Kent Müzesi’ projelendirmişti sanırım ya da buna benzer bir şey. Anlatmaya çalıştığım şey, herkes bir şeyler yapma peşinde. Güzel olmaları yetmiyor ama! Uyum şart. Eldeki her bir parçanın, kent resminde ‘uyum’ adına ahenkli bir mesaj vermesi şart. Ben açıkçası merak ediyorum. Bir ikinci Gastronomi Evi için Büyükşehir ne düşünecek? İlkinin promosyonunda
-MÜZE RAFTA!-
Son gelişme ile beraber, Hatay Valiliği Kültür Sanat Merkezi olacağı ifade edilen ‘kamulaştırılan yapılar’ bünyesinde Ak Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman tarafından daha önce dile getirilen ‘Müze’ projesinin yer almaması, bahse konu ‘müze’ fikrinin rafa kalktığı anlamına da geliyor. -Tamer Yazar-