Yaz sıcaklarının, yerini yavaş yavaş baharın serin havasına bıraktığı Antakya’da, gecelerin en büyük keyfi, açık havada oturup, bu kentin tescilli tatlısından bir dilim yemek ve üstüne de kahve içmek.
Nar gibi kızarmış bir künefe, üstüne dökülmüş şiresi ve ilk çatal darbesinde sünen ünlü peyniri ile kent insanının vazgeçemediği tatlıdır, Antakya Künefesi. UNESCO tarafından gastronomi alanında “Yaratıcı Şehirler Ağı”na dahil edilen Hatay Mutfağı’nın bu ünlü tatlısı, hafta sonları misafirlerini ağırlayan bir çok işletmenin de ana menüsüdür.
-SIRRI!-
Tel kadayıfın arasına konulan özel tuzsuz peyniriyle, tereyağıyla kızartılan ve üzerine dökülen şerbetiyle eşsiz bir tada dönüşen Antakya künefesi, sade tercih edilse de, fıstıklı da tüketiliyor. Ancak dışarıda tüketilen tatlının bir diğer adresi de evlerdir. Bugün hala birçok Antakyalı, malzemesini hazır ettiği tatlıyı evinde yapmayı tercih ediyor.
-OSMANLIDAN!-
Osmanlı mutfağının en önemli tatlıları arasında yer alan, dünyanın ilk peynir tatlısı olarak bilinen künefe, yüzyıllardır Türk damak tadına hitap ediyor. Yüzlerce yıllık geçmişine rağmen bugüne kadar özelliğini kaybetmeden gelen; tel kadayıf, tereyağı, tuzsuz peynir ve şerbetten yapılan künefe, kenti ziyarete gelen yerli ve yabancıların tüketmek istedikleri tatlılar listesinde ise her zaman ilk sırada yer alıyor.
Yaklaşık 4 yıl önce coğrafi işaret belgesi almaya hak kazanan Antakya’nın künefesi için şimdi de Avrupa ‘da marka tescili alınması için çalışmalar yürütülüyor. -Tamer Yazar-