Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Av. Nabi İNAL

Geçmişi bilmeyen…

Geçmişi doğru bilmeyen geleceğin şekillenmesinde de doğru adımlar atamaz ve kalıcı bir söz sahibi olamaz.

Bu kural yaşamın her alanında ve her konusunda geçerlidir.

Bu nedenle ülkesinin tarihini, gerçek anlamda bilmeyen ve anlamayanların, yine ülkesinin geleceği içinde doğru, kalıcı ve tarih sayfalarında hayırla anılıcı bir yer almaları mümkün olamaz.

Bunları böylece belirttikten sonra gelelim konumuza.

Genç Türkiye cumhuriyetinin nasıl kurulduğu ve hangi zorlukları aşma mücadelesi verdikten sonra Cumhuriyet rejimine kavuştuğu, tarihin en seçkin sayfalarında yerini almış bulunmaktadır.

Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışından sonraki geçen tek partili yaşam süreci 8 yıldır.

8 yıl sonra, 1946 seçimleri ile çok partili yaşama geçebilmenin ilk adımları atılmış idi. Ancak gerçek çok partili yaşama ve demokrasiye girişin sağlam ve olumlu adımları ise, 1950 seçimleri ile gerçekleşmiştir.

Bu nedenle tek parti ve tek adam yönetiminin 1950 yılında sona erdiğini kabul edersek, ulu önderin aramızdan ayrılışından bu yana geçen sürenin 12 yıl olarak kabul edilmesi gerekir.

İşte bu 12 yıl içerisinde birçok olumlu adımlar atılmış, önemli kararlar alınmış ve aynı zamanda 2. dünya savaşından yurttaşlarımızın burnunun dahi kanamasına izin verilmeyen bir dış politika izlenmek suretiyle kazasız belasız kurtulma imkânı sağlanmıştır.

Yine bu 12 yıllık tek adam rejimi denilen süreç içerisinde, ekonomide kalıcı hamleler yapılmış, kendi kendimize yetebilmemizi sağlayacak olan fabrikalar kurulmuş, bu fabrikaların üretime başlaması sonunda da dışa bağımlı olmaktan kurtulma imkânları elde edilmiştir.

Bu 12 yıllık süreç içerisinde, Türk lirası değer kaybetmemiş, aksine aranan bir para birimi olarak dünya piyasalarında yerini bulmuştur.

12 yıl içerisinde, eğitimde çağdaşlığı yakalayabilmemiz için gereken her türlü adımlar atılmış ve dünyaya rol model olacak olan köy enstitüleri kurulmuş, asırlar boyu cahil bırakılan köy çocuklarının aydınlanma devrimine katkı vermelerini sağlayacak olan bir eğitimin yaşama geçirilmesi yoluna girilmiştir.

Tüm bunlar olurken de, parlamento etkin bir şekilde görevini yerine getirmiş ve ülkeyi yönetenlerin parlamentonun aldığı kararlar doğrultusunda adım atmaları, hareket etmeleri anlayışından sapma gösterilmemiştir.

Bu süreç içerisinde, eğitilmiş kadroların iş başına gelmeleri sağlanmış ve böylece liyakate gereken önem ve özen gösterilmiştir.

Bu dönemde hiçbir zaman ağır sözler sarf edilmemiş, hakaret içeren kelimeler havalarda uçuşmamış, şeffaf bir yönetimin uygulanması yoluna gidilmek suretiyle gizli saklı hiçbir şeyin oluşmasına izin verilmemiştir.

Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir ülkesinde, tek adam denilen, diktatör denilen bir kişinin ve bir yönetimin kendi isteği ile bir iktidar değişikliği yapılması yolunda adımlar attığı görülmemiş iken ülkemizde bu gerçekleşmiştir.

Ve bu 12 yıl içerisinde, Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve dava arkadaşlarının gerçekleştirdiği devrimlerden geriye gidiş olmamış, laik sosyal hukuk devletinin gerekleri yerine getirilmiş, çağdaşlık yolunda ödünsüz yol alınmış böylece aydınlık günlere ulaşabilme imkânları sağlanmıştır.

Diktatör denilen, tek adam denilen, tek parti yönetiminin başındaki kişi olarak adlandırılan İsmet İnönü, seçmenin iradesine saygı göstermiş ve iktidardan muhalefete geçme erdemliliğini göstermek suretiyle tarihin en seçkin sayfasında yerini almasını bilmiştir.

İşte demokrasi tarihimizin kısa bir özeti bundan ibarettir.

Tek adam denilen bir yönetimden, demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile var oluşunun alt yapısını hazırlayan, çok partili yaşama geçilmesi için gerekenleri yapanlar dünyanın saygı duyduğu örnek ülkeler içinde yerini almasını bilmiştir.

Bu nedenle, 1950 öncesi Türkiyesini yönetenleri her zaman hayırla anmak ve onların attığı olumlu adımlar ve kararlar ile bugünlere gelebildiğimizi unutmamak gerekir.

Bir kez daha yinelemek istiyoruz: Ülkesinin geçmişini bilmeyen, geleceğinin de şekillenmesinde doğru adımlar atamaz, doğru kararlar alamaz…

[email protected]

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER