Gelecek

Ortadoğu, Asya, Afrika ya da daha uzağı Bir gezegenin kendini aşan bir umudu olmalı… Dokunacağı farklı bir geleceği… Doğası, tarihi ve kültürünün farkındalığı gibi… Çaresizliğe uzanan el Doğaya ve canlıya değer katan bir tebessümü olmalı… Cell Reports dergisinde yayınlanana araştırmaya göre, “Donör beklemek yerine kendi hücrelerinizden üretilen yeni bir karaciğere sahip olabiliyorsunuz. Bilim insanları yıllardır […]

Ortadoğu, Asya, Afrika ya da daha uzağı

Bir gezegenin kendini aşan bir umudu olmalı…

Dokunacağı farklı bir geleceği…

Doğası, tarihi ve kültürünün farkındalığı gibi…

Çaresizliğe uzanan el

Doğaya ve canlıya değer katan bir tebessümü olmalı…

Cell Reports dergisinde yayınlanana araştırmaya göre, “Donör beklemek yerine kendi hücrelerinizden üretilen yeni bir karaciğere sahip olabiliyorsunuz. Bilim insanları yıllardır kök hücrelerden gerçeği gibi organlar üretmek için çalışıyorlar. Pittsburgh Üniversitesi’nden bilim insanları, insanlardan alınan kök hücrelerden tümüyle fonksiyonel minyatür insan karaciğerleri üreterek, sıçanlara nakletmeyi başardı…”

Kötücül düşler gibi umutsuzlukta zamana oynar…

Geçmişe,

Geleceğe,

Ve hatta hiç beklemediğiniz bir anda sizi yeniden sınayacak kırılmalara seslenir…

Bireyin birey olamadığı,

Toplumun renksiz bir koroya dönüştüğü

Blok halinde beğen butonuna koşturan

Ya da blok halinde kınamaların kaydığı sanal bir zaman…

Oysa bu yerkürede yaşayanların soracağı ve sorgulayacağı daha insancıl istekler olmalıydı.

Doğası, tarihi ve kültürünün farkındalığı gibi…

Geleceğe uzanan el gibi

Bilime, doğaya, canlıya değer katan araştırmalar gibi…

Çin’de yürütülen araştırma, kanser hastalığında erken teşhis ümitlerini artırdı. beş kanser türünü semptom göstermeden birkaç yıl öncesine kadar tespit edebilen bir kan testi geliştirildi. Bilim insanları, PanSeer adı verilen testlerin, örnekler alındığında herhangi bir semptom göstermeyen ve daha sonra kanser teşhisi konulan katılımcıların yüzde 95’inde kanseri tespit etmeyi başardığını açıkladı.”

Sanal dünyanın hızı, şiddet görüntüleriyle sarsılıyor…

Yerkürenin hemen her yanı…

Hemen her yanında ya ölüm, ya da yoksulluk düşüyor çocukların payına…

Ama her şeye rağmen insanın bilincinden taşan o sıcaklığa dokunmalı belki de…

O canlılığa,

Doğayla bütünleşmekten başka kaygısı olamayan o basit dünyaya…

Doğaya ve canlıya değer katan araştırmalara

Çığır açan yeni bir çalışmada, Minnesota Üniversitesi’ndeki araştırmacılar laboratuvarda 3 boyutlu olarak işler durumda olan, santimetre ölçekli insan kalp pompası bastılar. Bu buluş, kalp hastalıklarını önlemek için önemli bir gelişme olabilir.

Çünkü doğa ve canlılık hiçbir boşluğu kabul etmez…

Kendine kimim sorusunu dahi sormayan bireyleri hiç kabul etmez…

Kuşkuyu sevmez, karamsarlığı hiç…

Hatırlanmak ister, hatırlatmak…

Yaşamın bir kırılganlık anı olduğunu bilir.

Bir gölgenin rüyası gibi, bütün renkleri değiştiren sıcak bir mevsim gibi…

Murad DEMİRKOL

Exit mobile version