Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Gelen için önceliğimiz ne?

Türkçe mi, İngilizce mi?

Türkçe mi, İngilizce mi?

Dizlerinin üzerine çöken dünün kent kimliğini omuzlayan ve ayağa kaldıran Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Habib-i Neccar noktasında hayata geçirdiği mucize için merak edip de sorulan bir şey var…

Habib-i Neccar Camii Çevre ve Meydan Düzenlemesi Restorasyon çalışmaları sonlandı. Dükkânları ihale aşamasında olan başarılı çalışmanın gerisinde durup da bitene bakanlar ise elde kalan bu Antakya’dan büyük bir keyif aldığını söylüyor. Söylerken de, ortaya çıkan bu keyifli işçilik adına Vakıflar’a teşekkür ediyor.
-DİL TERCİHİMİZ-
Mevcut beton yapıların süreç içinde yıkılması ile beraber ortaya çıkan tarihi konakların restorasyonu sonrasında oluşan yeni yaşam alanının kent turizmi adına yepyeni bir cazibe merkezi oluşturacağını söyleyenlerin dikkatle izlediği görselliğe ekli bir soru ise cevabını arıyor. Özellikle de, geleneksel Antakya’nın silueti içinde yer alan bu yapıların turizm sektörüne hitap edebilmesi adına çok dilli bir yapıya kavuşturulmasını bekleyenler noktasında.
-HEDEF KİTLE NE?-
Konuya ilişkin konuşan bir turizmcinin tespitleri de bu yönde:
“Yapıları izleyenler, içeride ne olduğunu merak ediyor ya da ne olacağını… Öncelikle net olan bir şey var ki, burası, Antakya’nın dününü anlatıyor. Geleneksel olanını. Ara ara unutulanı ve hatırlanması gerekeni. O yüzden de, bu yapılar grubu içinde, modern dünyada ayakta durmaya çalışan bir eski atmosfer olacak. En azından bizlerin beklediği biraz bu…
Şu an yapılanı dışarıdan izleyenler, ‘Restaurant, Yöresel Ürünler ya da Yöresel Tatlılar’ yazan bölümler görüyorlar. Bunların çok daha fazlası var içeride. Ancak başlarken eksik başlamama adına bir şeyin altını çizmemiz gerekiyor. Bir kere burası bir turizm noktası. O yüzden de hedef kitlenin ne olduğunu iyi bilmemiz ve iyi belirlememiz gerekiyor. Çünkü Antakya’nın bugün yaşadığı yalnızlık geçici bir durum. Bir gün bölgede her şey yoluna girdiği zaman, bu kentin sokakları sadece ‘gap turları’ ile gelen birkaç turistle değil, dünyanın her yerinden gelenlerle dolacak.
O nedenle, Vakıflar’ın bunca yorgunlukla ortaya çıkardığı bu yapıyı o günlere şimdiden hazır hale getirmesi gerekiyor. Bir dünya kenti olan Antakya’da böylesi çalışmalara İngilizcenin ‘olmazsa olmaz’ bir şekilde eklenmesi gerekiyor. Aslında farkında olmadan bir tanesinde yapmışız bunu! Lokanta yerine ‘Restaurant’ yazmışız, sanki ‘Türkçe’ gibi! Diğer tabelaları da iki dilli hale getirirsek, uygun olanı eksiksiz bir hale getireceğiz. Kendimizi diğerlerine anlatırken de sorun yaşamayacağız. Aksi halde kendimizi ‘kendimize’ anlatmanın ötesine yine ve yine geçemeyeceğiz.”
-SÜREÇ-
Medrese odaları ile çevrili taş avlusu, 17 yüzyıla ait minaresi ve avlusundaki 19. yüzyıl eseri şadırvanı ile Antakya tarihinin dünden bugüne eklenenleri arasında özel bir yeri olan Habib-i Neccar Camii’nin olduğu alanda devam eden çalışmalara dair startı verilen Özel Proje Alanı Uygulama Restorasyon İşi ihalesi 30.01.2014 tarihinde gerçekleşirken, 06.02.2014 tarihinde 3.026.835,00.-TL (KDV hariç) bedelle sözleşme imzalandı ve 22.05.2014 tarihinde de temel atma töreni gerçekleşti.
-KULLANIM-
Restorasyon projesinde, Habib-i Neccar Camii’nin, tarihi ve kültürel değeri göz önünde bulundurularak; zemin katlarda; yerel, geleneksel sanatların sergilendiği ve satışının yapıldığı mekanlar ile Habib-i Neccar’ın ve Antakya’nın tanıtımının sunulacağı ve camiyi ziyaret eden yerli ve yabancı turistlerin günübirlik gezisi sırasında duraklayabileceği mekanlar, 1 katlarda ise; Antakya ve yakın çevresinin kültürel, tarihi, teolojik, etnografik, sanat tarihi ve arkeolojik çevrede değerlerin sunulması, araştırılması, belgelenmesi ve korunması gibi araştırmaların bilimsel araştırma düzeyinde yapılması ve bölge halkına yönelik eğitici, konferans, seminer, belgesel nitelikte film gösterimleri ve benzeri organizasyonlar düzenlenerek aktarılmasıyla, yaşayan bir kültür ve sanat merkezi haline getirilmesi amaçlanıyor. -Tamer Yazar-