Gelenlere Broşür…

Ama Sadece Arapça! Burası, 19. yüzyılda inşa edilen, 2 katlı eski bir Antakya Evi. Türkiye’nin, ilk tıbbi ve aromatik bitkiler müzesi. Kadim Antakya’nın tarihi Kurtuluş Caddesi’ne yakın bir noktada, Hatay Valiliği’ne devredileceği zamanı bekliyor, ama beklerken de sorgulatıyor! En çok da, ağırladığı misafirleri ve turistler noktasında! Uzun bir süredir İl Tarım Müdürlüğü’nün sorumluluk alanında bulunan, […]

Ama Sadece Arapça!

Burası, 19. yüzyılda inşa edilen, 2 katlı eski bir Antakya Evi. Türkiye’nin, ilk tıbbi ve aromatik bitkiler müzesi. Kadim Antakya’nın tarihi Kurtuluş Caddesi’ne yakın bir noktada, Hatay Valiliği’ne devredileceği zamanı bekliyor, ama beklerken de sorgulatıyor! En çok da, ağırladığı misafirleri ve turistler noktasında!

Uzun bir süredir İl Tarım Müdürlüğü’nün sorumluluk alanında bulunan, ancak açıldığı 2013 senesinden bu yana ciddi eleştirilerin de odağında yer alan Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Müzesi’nde, kurumsal sorumluluk, yakın bir dönemde Hatay Valiliği’ne geçecek. Bu konuya dair beklenen açıklama; Hatay’ın turizm potansiyeli açısından, bugününün ve yarınının değerlendirmesi; ekonomik, sosyal ve kültürel durumunun istişaresi ile yol haritasının belirlenmesi amacıyla düzenlenen Hatay 2018-2023 İl Turizm Stratejisi ve Eylem Planı Çalıştayı’nda, Vali Rahmi Doğan tarafından dile getirildi.
-ELEŞTİRİ-
Yüzlerce tıbbi ve aromatik bitkinin ziyaretçilerle paylaşıldığı müze, Türkiye’de bir ‘ilk’ olma özelliğine de sahip. Cam kavanozlarda ve el örgüsü sepetlerde kullanıma hazır nihai hallerinin sergilendiği tıbbi ve aromatik bitkilere, hülasa odalarındaki bitkisel yağlar da ekleniyor.
Adaçayı’ndan, Civanperçemi, Tilki Üzümü, Oğulotu, Fesleğen, Defne, Kantaron, Karabaş Otu, Hartlap, Çakşır Kökü, Meyan Kökü, Taş Nanesi, Böğürtlen Kökü, Erguvan Yaprağı, Pelin Otu, Hatmi Gülü, Ebegümeci ve Ölmez Çiçeği’ne, yüzlerce çeşit bitkinin hikâyesi ile zenginleştirdiği müze için ortaya konan eleştiri, Çalıştay kapsamında, Vali Rahmi Doğan tarafından şu şekilde paylaşıldı:
“Botanik ve aromatik bitkilerle ilgili bir müzemiz var. Buranın ‘faal olmadığını’ fark ettim. Bunu, Tarım İl Müdürlü-ğü’nden alıp Valiliğe bağlamak için çalışmala-rımız var. Burayı da biz işleteceğiz. Burada çay ikramı ve kokularla ilgili bir çalışma yapacağız. Buraya yeniden bir işlev kazandırıp, halkımızın hizmetine sunacağız.”
-DEĞİŞİM!-
Vali Doğan tarafından tespit edilen ‘faal değil’ eleştirisi, müzenin açıldığı 2013 senesinden bugüne farklı kesimlerce paylaşılan bir eleştiriydi. Özellikle de, bitki zenginliğinin sunulduğu bir müzenin, gelen misafirlerine, sahip olduğu zenginliği ‘bitki çayı’ eşliğinde sunmaması, sunamaması noktasında!
Bu konuda konuşan bir turizmci devam etsin…
“Yerinde bir tespit ve yerinde bir el koyma hareketi. 2013’ten bugüne geçen süre, kocaman bir ‘kayıp’ süre. Düşünün, 6 koca sene! Eldeki bu görkemli yapının, eminim ki ziyaretçi kalabalığı da skandal düzeyde de düşük seviyede. Hiç açıklandı mı, geçen senelerde kaç kişi gelmiş, bu sene durum ne halde diye?
Bu konuya dair yine konuşmuştuk, ki böyle bir değişim için oldukça geç kaldık ama, zararın neresinden dönsek kar hesabındayız! En çok da şu bitkisel çaylar için bir girişim olursa, bence müthiş olur. Bırakın, insanlar, burada izledikleri bitkilerin tadına baksın, hikâyeleri içinde ilerlesin, hatta ilerlemekle de kalmasın, hissetsin. Sadece görsel bir sunumla olmuyor.
Hatta şöyle de yapılsın bence… Üst katlarda cam çerçeveler içinde aydınlatılmış alanlar var, bitkilere dair. Bence bu kısımlar da, Arkeoloji Müzesi’nde olduğu gibi, dokunmatik olsun. Yani interaktif bir paylaşım sunulsun. Görüntüler aksın, hatta kulaklıklar yardımıyla, bitkilerin yetiştiği alanlarda ilerlesin, rüzgârın uğultusu içinde adımlasın… Bunu niye söylüyorum, biliyor musunuz? Sunduğunuz şeyi ne kadar gerçeği ile paylaşırsanız, o kadar etkili olur. Aksi halde, Vali’nin de dediği gibi, faal olmayan, ama olan bir müzemiz olur!
Asıl konu da şu broşür sorunu, ki şu aşamada sadece Arapça broşürler var! Böyle bir tercihin nedeni ne, sormak lazım. Hayır, körfez Arap ülkelerinden çok turist çeken bir destinasyon değiliz! Ya da Arap coğrafyasının popüler bir konaklama coğrafyası! O nedenle İngilizce, şart! Yani, olmazsa olmaz!”
-BROŞÜR-
Hatay Valisi Rahmi Doğan tarafından ‘kurumlararası teslim’ hikâyesi paylaşılan Türkiye’nin ilk ‘ünvanlı’ Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Müzesi’nde yönetim hali hazırda Tarım İl Müdürlüğü’nde. Oldukça sakin bir turizm sezonu yaşayan müzeye gelenleri karşılayan geniş taş avlulu, iki katlı büyük yapı için hazırlanan broşür ise, ifade edildiği gibi, şaşırtıyor. Tam da bu noktada, bizleri karşılayan görevliye soruyoruz…
-Buraya dair bir broşür var mı ?
-Evet, size bir tane vereyim…
-Bu, Arapça içerikli…
Peki, başkası yok mu?
İngilizce mesela?
-Ne yazık ki, yok!
-Anladım, teşekkürler…
-BİR TAVSİYE!-
Vali Rahmi Doğan’ın, Hatay Turizm Çalıştay’ı kapsamında yaptığı konuşmasında, “Botanik ve aromatik bitkilerle ilgili bir müzemiz var. Buranın ‘faal olmadığını’ fark ettim” demesiyle bir kez daha gündeme taşınan Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Müzesi’nde ‘ne olmalı’ diye soranlar noktasında konuşan vatandaşlar ise, Valilik başlığında atılacak adımlara adeta yol haritası ekleyecek fikirler paylaştılar.
K.O. >> Müze’nin içinde, bazı odalarda, oturabileceğiniz alanlar da var. Ne isterdim? Mesela, böyle bir yerde oturduğumda, bir kulaklık takmak ve keyif veren bir ses eşliğinde, bana Hatay coğrafyasının bitki zenginliğini anlatacak birini dinlemek isterdim. Tabi arka fonda biraz rüzgar uğultusu, bitki örtüsü içinde ilerleyen adımların yerde çıkardığı hışırtılar da olacak… Abartmadım umarım!
R.V. >> Bir kere, müzeye, caddeden içeriye uzanan dar bir yolu izleyerek ulaşıyorsunuz. Ama bu yol bakımsız, buradaki evler ise oldukça kötü durumda, özellikle de bir tanesi. Bence, bu yolu da elden geçirmek gerekiyor. Tamam, müze güzel, binası mükemmel, ama ona giden yolu da hikâyeye uygun yapmalısınız. Bence!
H.Ç. >> Burası ilk yapıldığında, kütüphaneden de bahsedilmişti. Aromatik zenginliğe dair bir kütüphane odası olacak denmişti. Tabi Vali Celalettin Lekesiz dönemiydi, bu söylendiğinde. Birkaç kez gittim, ama sanırım böyle bir şey hala yok. Belki bugünkü Vali ile her şey değişir. Yazık! Bu kadar güzel bir yere sahipsiniz, ama istenen kalabalığı ve ilgiyi yaratamıyorsunuz. Bu, hem kaynak kaybı hem de turizm geliri kaybı.
N.U. >> Böyle bir yere geldiğimde, beklentim farklı olurdu. Ben, kendi evim için de, mesela çekmecelerimin içerisine, içinde kurutulmuş bitkilerin olduğu, kokulu küçük kumaş kesecikler bırakırım. Müthiş kokarlar. Mesela böyle bir şey… Tüm bitkiler değil ama, bazıları için benzer bir yol izlenebilir. Bitkisel çay sunumu gibi! Üzerinde, müzeye dair bir logo ya da baskının olduğu, kumaş kesecikler içinde kurutulmuş bitkiler… Ben alırdım, hem de hiç düşünmeden… O yüzden de değişimi merakla bekleyenlerden biriyim. -Tamer Yazar-

Exit mobile version