Ortak geleceği konuştu
Proje ortakları arasında Antakya Rum Ortodoks Kilisesi Vakfı’nın da olduğu ‘Yanyana Ortak Bir Gelecek’eğitim kampı, 24-27 Temmuz tarihleri arasında İstanbul`da Heybeliada`daki Aya Triada Manastırı’nda gerçekleşti.
Antakya Rum Ortodoks Kilisesi Vakfı, Kültürel Mirası Koruma Derneği (KMKD), İstanbul Süryani Vakfı, Musevi Cemaati’ni temsilen Şalom Gazetesi, Malatyalı Ermeniler Derneği HAYDER ve İmroz Eğitim ve Kültür Derneği’nin proje ortakları arasında yer aldığı ‘Yan yana Ortak Bir Gelecek’ eğitim programı, 24-27 Temmuz tarihleri arasında Heybeliada’daki Aya Triada Manastırı’nda ya da daha bilinen ismiyle Ruhban Okulu binasında düzenlendi. Rum, Ermeni, Süryani ve Yahudi toplumlarından gençlerin katıldığı kamp, 27 Temmuz 2017 tarihinde, sertifikaların dağıtılmasıyla son buldu.
-BİR ARAYA GELMELİYİZ-
Yanlış anlamaları ve nefret söylemini bertaraf etmek, Müslüman olmayan azınlık toplumlarının tarihi, kültürü ve bugünkü ilişkileri açısından korkuyu ve bilgisizliği azaltmak, kültürlerarası diyalogu güçlendirmek, insan haklarını, siyasi çoğulculuğu ve demokratik katılımlarını sağlamlaştırmak, Müslüman olmayan toplum üyelerinin Türkiye’nin sosyal, ekonomik ve siyasi hayatına katılımını çoğaltmaya katkıda bulunmak gibi amaçları bulunan projeye katılım gösterenlerin ortak düşüncesi, azınlıkların sorunlarının ortak olduğu ve çözümleri için bir araya gelmenin faydalı olacağı ve projenin başarılı ve verimli olduğu yönündeydi.
Proje, Türkiye’nin değişik illerinde atölyelerle, film ve belgesel gösterimler ile daha birçok etkinlikle Ocak 2018’e kadar yürütülecek.
-GENÇLER KONUŞTU-
Proje kapsamında “Yan yanayız” diyen Ermeni, Süryani, Rum ve Yahudi gençleri Heybeliada’da bir araya gelirken, düşüncelerini de paylaştılar.
Nor Zartonk üyesi Ermeni Arev Mirakyan, projenin genel hedef kitlesinin gençler olduğunu vurguladı. Proje kapsamında 4 günlük bir eğitim kampı yaptıklarını söyleyen Mirakyan, “Bu kampta, azınlık toplumuna mensup gençlerin yan yana gelip diyalog kurmasını sağladı. Gençler birbirlerini tanıma fırsatı buldular. Dışarıdan bakıldığında birbirlerine çok benzeyen toplumlar olduğumuz sanılsa da, aslında kültürel olarak çok farklıyız ve birbirimizin kültürleri hakkında o kadar da bilgi sahibi değiliz. Ama aynı zamanda ortak bir geçmişe sahibiz ve şuanda da ortak sorunlarımız mevcut” dedi.
Birçok farklı konuya eğilmeye karar verdiklerini ifade eden Mirakyan, “Azınlıklar arasında LGBTİ+’lara karşı farkındalığın arttırmaya, 1915’in üzerine yanlış bilinenlere eğilmeye, anadil sorunlarına, ve benzeri birçok soruna karşı mücadele etmeye karar verdik” diye konuştu.
Yahudi bir genç olan Danny Baran ise son dönemde azınlıklara, özelde ise Yahudiler’e yönelik ayrımcı, ötekileştirilen ve fiziksel saldırılar olduğunu hatırlattı.
Baran şunları söyledi:
“Irkçı saldırılara uğrayan bir topluluğun ferdi olarak birliktelik kavramı yani diğer bir değişle yanlız olmadığımız hissiyatı benim için çok değerli. Bu proje kapsamında Türkiye’de yaşayan diğer azınlık topluluklarını gençleri ile tanışıp karşılıklı yakınlaşma fırsatı bulduk. Şunu biliyoruz ki Yahudi, Ermeni, Rum, Süryani fark etmeksizin bu toplumda azınlık olmak, ‘öteki’ olmak genç de olsak hepimizde aynı etkiyi, aynı izi bırakıyor. Bu yüzden birlikte bir yola girmek bizim açımızdan da çok değerli.”
-KAYNAŞTIK-
Adıyamanlı Süryani bir genç olan Barsavmo Polat da bu projede kültürel bir zenginliğin olmasına dikkat çekti. Programın farklı kültürler arası kaynaşmaya olanak sağladığını belirten Polat, “Program Ermeniler, Rumlar, Yahudiler ve Süryaniler arasındaki bilgiyi, iletişimi, iş birliğini arttıracak bir zemin oluşturdu. Programın Süryaniler cephesinden önemi ise kendi yaşayışımız ve kültürümüz hakkında bilgi aktarmak; azınlık toplumları arası diyaloğu ve iş birliğini arttırmaktı. Hıristiyan Kiliseleri arasındaki bu görüş ayrılıklarının, gerçekle ilgisi olmadığını, sadece kelimeler ve terminolojilerle alakası olduğunu fark ediyorsunuz. Çünkü; hepsi de tabiatların kaynaşma, karışıklık veya yanılgıya yol açmadan Rabbi’miz Mesih ‘in mükemmel Tanrı ve mükemmel insan olduğunu belirtiyordu. Anladım ki, tüm Hristiyan toplulukları farklı kristolojik durumlarına rağmen, aynı temelden yola çıkmışlar” dedi.
-FARK ETTİM-
Katılımcılardan Evridiki Pingo ise şöyle konuştu:
“Program sayesinde, daha önce etrafımda birçok farklı azınlık grubundan arkadaşım olmasına rağmen onları ne kadar az tanıdığımı anladım. Diğer yandan da kültürlerimizin ne kadar birbirine benzediğini fark ettim. Bu kadar samimi ve eğlenceli bir ortam olacağını tahmin etmiyordum. Her azınlık grubunun içinde de farklı alt gruplar olduğunu bilsem de, burada o arkadaşlarla konuşup düşünce alışverişinde bulunabildim. Programın, eğitim verme ve proje oluşturma konusunda bana katkı sağladığını düşünüyorum.” -Tamer Yazar-