Ankara ve Şam denklemi…
“Ülkemizde misafir ettiğimiz 1 milyon Suriyeli kardeşimizin gönüllü geri dönüşünü sağlayacak yeni bir projenin hazırlıkları içindeyiz” diyen Erdoğan’ın ardından gözler Ankara’nın açıklayacağı projeye çevrilerken, eleştiri değişmiyor: “Ankara ve Şam, geri dönüşün senaryosunu ya beraber yazacaklar ya da bu konu, kartopu gibi büyüyerek devam edecek.”
Hatay’dan Bolu’ya, yerel idareciler eliyle, sert söylemlerle gündemde tutulan Suriyeli sığınmacıların ‘geri dönüş’ hikayesi, Ankara’da son yapılan açıklamayla beraber yeniden gündemde.
Suriye’nin İdlib kentinde, AFAD koordinasyonunda, Memur-Sen’in de aralarında olduğu 12 sivil toplum kuruluşu tarafından yaptırılan briket evlerin geçtiğimiz günlerde yapılan açılış ve teslim törenine video konferans yöntemiyle katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ülkemizde misafir ettiğimiz 1 milyon Suriyeli kardeşimizin gönüllü geri dönüşünü sağlayacak yeni bir projenin hazırlıkları içindeyiz” dedi. Suriye’nin kuzeyinde oluşturulan güvenli bölgelerde çadırlarda yaşayan Suriyeliler için 250 ayrı noktada briket evler inşa ettiklerini ifade eden Erdoğan, 77 bin briket evin 57 bin 306’sının tamamladığını söyledi. İnşası biten evlere şu ana kadar 50 bin ailenin yerleştirildiğini kaydeden Erdoğan, bölgeye toplam 100 bin briket ev yapılacağını söyledi.
Göçün, sınır ötesinde tutulmasına yönelik izlenen stratejinin “gönüllü geri dönüşleri teşvik edecek projelerle” de desteklendiğini ifade eden Erdoğan, “Şimdi de, ülkemizde misafir ettiğimiz 1 milyon Suriyeli kardeşimizin gönüllü geri dönüşünü sağlayacak yeni bir projenin hazırlıkları içindeyiz. Bu projeyi, ülkemizdeki ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarının desteği ile hayata geçireceğiz” diye konuştu.
-13 AYRI BÖLGE!-
Erdoğan söz konusu proje ile ilgili şu açıklamayı yaptı:
“Azez, Cerablus, El Bab, Tel Abyad ve Resulayn başta olmak üzere, 13 ayrı bölgedeki yerel meclislerle yürüteceğimiz bu proje, bir hayli geniş kapsamlı. Konuttan, okul ve hastaneye kadar, günlük hayatın tüm ihtiyaçları ile tarımdan sanayiye kadar kendi kendine yeterli tüm ekonomik alt yapı, bu projenin içinde yer alacaktır.
İnşallah, Suriye’nin diğer kısımları da zaman içinde güvenli hale geldiğinde, oralarda da benzer çalışmaları yürüterek, gönüllü geri dönüşler için gereken zemini hazırlamanın gayreti içinde olacağız.”
Erdoğan, oluşturulan güvenli bölgelere, 2016 yılından bugüne kadar yaklaşık 500 bin Suriyeli sığınmacının geri dönüş yaptığını söyledi.
-HATAY İL GÖÇ!-
Bir tarafta Ankara, yeni projelerle soruna çözüm üretmeye çalışırken, diğer tarafta muhalefetin “Türkiye’nin göç politikası olmadığı” eleştirilerine ise Göç İdaresi Başkanlığı, genel merkez binasına, 81 ildeki göç müdürlüklerine, geri gönderme merkezlerine ve kamplara astığı pankartlarla yanıt veriyor. Hatay Valiliği İl Göç İdaresi binasına da asılan ve tüm yabancıların biyometrik yanı sıra kimlik verilerinin tutulduğu ve düzenli olarak güncellendiğinin belirtildiği pankartta, şunlar paylaşılıyor:
“Geri gönderme merkezlerinin kapasitesi 20 bine çıkarılmıştır. Kitlesel akımlar için geçici barınma merkezleri kurulmuştur. İnsan ticareti mağdurları için sığınmacı evleri kurulmuştur. Son 5 yılda, 2 milyon 590 bin 552 düzensiz göçmenin sınırlarımızdan yasa dışı yollarla ülkemize girişi engellendi. 1 milyon 200 bin 392 düzensiz göçmen yakalandı. 320 bin 783 düzensiz göçmen, ülkelerine sınır dışı edildi. 635 bin 517 düzensiz göçmen, ülkemiz üzerinden Avrupa’ya geçti. 494 bin 414 Suriyeli sığınmacı, ülkesine gönüllü geri dönüş yaptı.”
-ŞAM ÇÖZÜMÜ!-
Reyhanlı üzerinden Suriye’ye giden yardımlar çerçevesinde Hatay’da bulunan Avrupalı bir aktivist, Türkiye’de politize edilen Suriyelilerin toplumda yarattığı tehlikeli cepheleşmeye dikkat çekerken, Antakya Gazetesi’ne yaptığı kısa açıklamada, Almanya’da Türklere karşı aşırı sağcı Almanların yarattığı durumun bir benzerinin Türkiye’de de yaşanabileceğini söyledi.
İsmini vermek istemeyen yardım çalışanı, sahada birebir konuştuğu Suriyelilerin birçoğunun da dile getirdiği söylemin değişmediğini aktarırken, şunları dile getirdi:
“Ankara ve Şam, geri dönüşün senaryosunu ya beraber yazacaklar ya da bu konu, kartopu gibi büyüyerek devam edecek. Çünkü konu sadece ülke içindeki Suriyeliler değil! İdlib, hep unutuluyor! Yüzbinler, buradaki terör gruplarıyla iç içe yaşıyor. Bu, hiç normal bir durum değil ve Şam da, Moskova da bu işleyişe bir şekilde ‘dur’ demek için bir gün askeri bir operasyonu hep gündemlerinde tutuyor. Açık ve net, herkes de aynı fikirde! İdlib düzelmeden, Ankara ve Şam el sıkışmadan, hiçbir şey normale dönmeyecek!”
Tamer Yazar