Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Çiğdem Mater gibi isimlerin cezaevinden gönderdiği mesajlar, katılımcılara umut verdi. “Vera’nın ahı sizi boğacak” sloganı etkinliğin en çarpıcı ifadesiydi. Gezi Parkı direnişi, Türkiye’nin yakın tarihindeki en önemli toplumsal hareketlerden biri olarak hatırlanıyor. Bu hareketin sembol isimlerinden olan Can Atalay, Çiğdem Mater, Tayfun Kahraman ve Mine Özerden, Gezi Parkı Davası kapsamında tutuklanarak, yıllardır özgürlüklerinden mahrum kaldılar. Bugün, 1000. günlerinde, onların ve tüm Gezi tutuklularının sesini duyurmak için bir kez daha TMMOB binası önünde toplandılar.
Eylem, Gezi’nin simgelerinden biri haline gelmiş olan “Vera’nın ahı sizi boğacak” sloganı ile başladı. Bu güçlü ifade, Gezi direnişinin yıllar sonra bile ne kadar derin bir etkisi olduğunu gösteriyor.
Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan’dan anlamlı destek
Eyleme, Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan da katıldı. Elvan, oğlunun ölümünden sonra adaletin peşinden gitmeye devam ettiğini belirterek, “Arkadaşlarımızı alana kadar ayakta olacağız” dedi. Bu sözler, hem Gezi tutuklularına hem de tüm topluma bir umut ışığı oldu.
Gülsüm Elvan, Gezi direnişinin her aşamasında bir umut olduğunu, ancak hâlâ haksızlıklarla mücadele etmek zorunda kaldıklarını ifade etti. “Öfkeliyiz, üzgünüz, acımız git gide katlanıyor. Ama vazgeçmiyoruz. Arkadaşlarımızı alana kadar ayakta olacağız” diyerek, eylemin amacını net bir şekilde dile getirdi.
Can Atalay’dan 1000. günde mesaj: “Demokrasi için kaybettiğimiz değerler için üzgünüz”
Eylemde okunan mesajlardan biri de Can Atalay’a aitti. Atalay, tam 1000 gündür tutuklu bulunuyor ve cezaevinden gönderdiği mesajda, “Demokrasi ve hukuktan günbegün uzaklaşan memleketimiz için üzgünüz” dedi. Atalay, özgürlük ve adalet mücadelesinin devam edeceğine olan inancını vurgularken, “Birlikte mücadele edecek, birlikte kazanacağız” diyerek katılımcılara moral verdi.
Atalay’ın mesajı, Gezi Parkı eylemlerinin ve direnişinin sadece bir anlık bir çıkış olmadığını, aynı zamanda hukuksuzluk ve adaletsizlik karşısında bir öfke birikimi olduğunu da ortaya koydu.
Tayfun Kahraman: “Umudumuz hiçbir zaman tükenmeyecek”
Bir diğer mesaj ise Tayfun Kahraman’a aitti. Kahraman’ın mesajı, eşi Meriç Kahraman tarafından okundu. Kahraman, mesajında “Güzel ve özgür günler için umudumuz hiçbir zaman tükenmeyecek” diyerek, zor günlerde bile umut ışığının yanmaya devam ettiğini belirtti. Bu sözler, katılımcılara adaletin bir gün mutlaka sağlanacağına olan inancı pekiştirdi.
Çiğdem Mater’den adaletsizliğe karşı sert sözler
Çiğdem Mater’in mesajını eşi Murat Utku okudu. Mater, haksız tutuklamaların 1000. gününde de mücadeleye devam edilmesi gerektiğini ifade etti. Mater’in mesajı, hukuksuzluk ve adaletsizlik karşısında yılmadan mücadele edilmesi gerektiğini bir kez daha hatırlattı. “Bizlerle başlamadı ama, umarım, haksız, hukuksuz, adaletsiz günlerin son demleridir” diyerek, Gezi direnişinin yalnızca bir başlangıç olduğunu vurguladı.
Mine Özerden sistemi eleştirdi
Son olarak, Mine Özerden’in mesajı da büyük bir dikkatle okundu. Özerden, Türkiye’deki hukuksuzluk ve haksızlık sistemine karşı sert eleştirilerde bulundu. “Bir bebekten katili yaratan karanlığı sorgulayabildik, Bitirebildik mi?” sorusu, adaletin ve doğruluğun her zaman sorgulanması gerektiğine dair bir çağrıydı. Özerden, bu soruları sormaya ve her türlü baskıya karşı durmaya devam edeceklerini belirtti.
TMMOB: “Siyasi zorbalıktan derhal vazgeçin”
Eylemin sonunda, TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu tarafından yapılan basın açıklamasında, Gezi Parkı’nın korunmasının ve mesleklerin halka hizmet etmesinin önemine dikkat çekildi. Açıklamada, “Bu siyasi zorbalıktan derhal vazgeçin ve arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın” ifadesi yer aldı. TMMOB, Gezi Parkı ve Türkiye’deki diğer kamusal alanların korunmasına yönelik mücadelesini sürdüreceğini belirtti.
Eylem, 1000 günün sonunda bir kez daha adaletin peşinden gitme kararlılığını ortaya koyarak sona erdi. Gezi tutsakları ve onların savunduğu değerler, Türkiye’nin geleceği için hâlâ bir umut kaynağı olmaya devam ediyor.