50 yaşındaki Türkan Uzunoğlu, kafenin camında broşürünü gördüğü reçel yapım kursuna katıldı, hayatı değişti …
Yaklaşık 8 yıl önce meme kanseri olduğunu öğrenen ve doktor tavsiyesi üzerine yürüyüşlere başlayan 50 yaşındaki Türkan Uzunoğlu, yürüyüş sırasında tesadüfen broşürünü görüp başvurduğu reçel yapım kursu sonrası evinde yaptığı ürünleri satarak aile bütçesine katkı sağlarken, bu süreçte kanseri yenmeyi de başardı. Samandağ ilçesinde yaşayan ev hanımı ve 2 çocuk annesi Uzunoğlu, yaklaşık 8 yıl önce meme kanseri olduğunu öğrendi. Adeta dünyası başını yıkılan Uzunoğlu’nun geçirdiği iki operasyonun ardından sağ göğsü alındı. Uzunoğlu, amansız hastalığını yenmek için mücadele ederken, kendisini teselli edecek uğraş aramaya başladı.
Doktor tavsiyesi üzerine her sabah yürüyüşe çıkan Uzunoğlu, yürüyüş sırasında bir kafenin camında bulduğu broşürle hayatını değiştirdi. Uzunoğlu, broşür sayesinde Samandağ Kaymakamlığı ve Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü tarafından yürütülen Sosyal Destek Programı (SODES) kapsamındaki “Reçel ve Defne Evi Projesi”yle tanışarak kurslara gitmeye başladı. Kurs sonunda reçel yapımı konusunda eğitim alan ve sertifika sahibi olan Uzunoğlu, evinde elmadan turunca, cevizden çileğe kadar birçok çeşitte reçel yapımına başladı. Ürünlerini titizlikle üretip, açtığı sosyal medya hesabıyla sipariş almaya başlayan Uzunoğlu, bu süreçte gördüğü tedavilerle hastalığını da yenmeyi başardı.
Uzunoğlu, yaptığı açıklamada, zorlukların mücadeleyle aşılabileceğini öğrendiğini söyledi. Hastalık sürecince büyük hayal kırıklığı ve moral bozukluğu yaşadığını ancak reçel üretimi sayesinde hayatının normale döndüğünü belirten Uzunoğlu, şöyle devam etti: “8 yıl önce bir rahatsızlık geçirdim ondan sonra çok kötü günler atlattım. Göğüs kanserine yakalandım iki operasyon geçirdim. Yaklaşık 5-6 yıllık süreç beni çok yordu. Hem psikolojik açıdan dibe vurdum hem de kötü günlerdi. Hatırlamak bile istemiyorum ama olsun hayat her zaman mücadele gerektiriyor. Kötü günler yaşandı ve geçti, doktorumun tavsiyesiyle yürüyüş yapıyordum. Bir gün projenin broşürlerini gördüm ve içeriğini araştırdım. Reçel yapıldığını gördüm ve projeye dahil oldum. Proje daha büyük işler düşündürdü, reçel yaptım ve yaptıkça daha mutlu olduğumu gördüm. Rahatsızlığımla uğraşmaz bir duruma geldim hatta unuttum, beynimi boşalttım ve her şeyimle kendimi buna verdim. Üretiyorum, satışlar yapıyorum, siparişlerden küçük harçlıklarım oluyor, bu beni daha çok mutlu ediyor.” Kurs sayesinde yeni ortamlara girdiğini, sipariş aldığı illerden yeni arkadaşlıklar edindiğini ve böylece olumsuzlukları hayatından çıkardığını aktaran Uzunoğlu, “O hastalığı bir daha düşünmedim. Beyninizden siliyorsunuz, sildiğiniz bir şeyi tekrar yaşamanız mümkün değil. Bir uğraşım var ve mutluyum” diye konuştu.
Uzunoğlu, zamanın çoğunu mutfakta reçel yaparak geçirdiğini ve psikolojik olarak moral ve motivasyonun her zaman yüksek olduğunu söyledi. Aylık ortalama 30 kilogram reçel ürettiğini ifade eden Uzunoğlu, şöyle devam etti: “Zaman oluyor siparişlerime yetişemiyorum. Ayda ortalama 20-30 kilogram reçel yapıyorum. Bu da bazen 400 bazen de 500 lira getiri sağlıyor. Evimin de bütçesine katkı sağlıyorum ama en önemlisi o illet hastalıktan kurtardı bu iş beni. Bu bir sınavdı, ‘Neden ben’ diye düşündüm, bir anda tokat yemiş gibiydim ama yaşanması gerekiyordu, yaşandı. Hayata artık pozitif bakıyorum.
-AA-