Biri Hatay’dan diğeri İstanbul’dan
Almanya Başbakanı Angela Merkel, koronavirüse karşı aşı geliştiren Prof. Uğur Şahin ile Prof. Dr. Özlem Türeci’yi başarılarından ötürü kutlarken, Özlem Türeci, Almanya’nın önde gelen haftalık haber dergilerinden Focus’un her yıl seçtiği “Yılın 100 Kadını” arasında yer aldı.
“Almanya, bu kalitede bilim insanlarına sahip olduğu için gurur duyuyor…” Bu sözler, Almanya Başbakanı Angela Merkel’e ait.
Mainz’de bulunan BioNTech şirketinin sahipleri, Prof. Uğur Şahin ile eşi Prof. Dr. Özlem Türeci ile video-konferans yöntemiyle görüşen Merkel, aşının Almanya’dan çıkmış olmasından ve özellikle de Türk kökenli göçmen iki bilim insanı tarafından geliştirilmesinden dolayı gurur duyduğunu söyledi.
Kendisinin de fizikçi olduğunu hatırlatan Merkel, “Prof. Şahin ile Dr. Türeci, kendi laboratuarlarında çalışırken, birden tüm dünyanın umudu oldular. Büyük bir sorumluluk üstlendiler. Çok etkileyici iki insan. Almanya, bu kalitede bilim adamlarına sahip olduğu için gurur duyuyor” şeklinde konuştu.
İki bilim insanının, aşı projelerinin başarısına baştan bu yana inanarak çalıştıklarını belirten Merkel, Korona’ya karşı aşının bu kadar çabuk geliştirilmesini “olağanüstü bir bilimsel başarı, ama aynı zamanda bilime inanmamızın, bilim insanlarını desteklememizin bir sonucu” olarak niteledi.
-GURUR-
Video konferansa katılan Federal Sağlık Bakanı Jens Spahn da, BioNTech ve Şahin-Türeci çifti tarafından geliştirilen aşının “Made in Germany” (Almanya’da üretildi) ibaresini tekrardan gururla ifade etme konumunu beraberinde getirdiğini belirtirken, Avrupa Birliği çapında aşılamanın 27 Aralık’ta başlayacağını ekledi.
-DESTEK-
Başbakan Merkel’in şahsında, Alman hükümetine, Korona’ya karşı aşıyı geliştirme sürecinde verdikleri destek ve kendilerine duyulan güvenden ötürü teşekkür eden Şahin-Türeci çifti, “Yıllardır bilimsel çalışmalarımıza yapılan mali ve manevi destek olmasaydı, bir yıldan az bir sürede Korona aşısını geliştiremezdik” şeklinde konuştu.
Bilimsel çalışmalarının 30 yıldır sürdüğünü anımsatan Prof. Şahin, başarılarını, 60 ülkeden gelen ve “çok iyi” diye nitelendirdikleri uzman bir ekibe borçlu olduklarını vurguladı. Aşılama kampanyasına katılımın yüksek olması durumunda, en geç 2021 kışında normal yaşama dönülebileceğine inandığı değerlendirmesinde bulunan Prof. Şahin, aşı konusundaki talebi karşılayabilmek için aralıksız çalıştıklarını ve üretimle, dağıtımın Noel Bayramı’nda da süreceğini duyurdu.
-YILIN KADINI-
Bu arada, yüzde 90’ın üzerinde koruma sağlayan koronavirüs aşısını Pfizer’le birlikte geliştiren BioNTech’in iki kurucusundan biri olan Prof. Dr. Özlem Türeci, Almanya’nın önde gelen haftalık haber dergilerinden Focus’un her yıl seçtiği “Yılın 100 Kadını” arasında yer aldı.
Korona aşısını, eşi Prof. Dr. Uğur Şahin’le birlikte geliştirdiği bilinmesine rağmen, birçok yayında, Prof. Dr. Özlem Türeci’nin bu gelişmedeki rolünün dikkate alınmadığına, kendisine söz verilmediğine ve kendisinden söz edildiğinde ise sadece “Şahin’in eşi” olarak gösterildiğine işaret edilerek, “İşte bu nedenlerle, bu kez yılın 100 insanını değil, 100 kadınını sunuyoruz. Özlem Türeci gibi geleceği düşünen, Almanya’yı daha ileriye taşımayı hedefleyen, ilham veren, yeni bir şeyler yaratanları. Sahne şimdi onların” denildi.
-HİKAYESİ-
Özlem Türeci’yle ilgili tanıtım yazısı ise şöyle:
“Bir sonbahar pazarında, başardıkları haberini aldı. Eşi Uğur Şahin’le birlikte, koronavirüsüne karşı yüzde 90 etkili aşıyı geliştirmişlerdi. Bulgular çok açıktı. Bunu, Türk çayı içerek kutladılar. Bu, onun yeterince anlatıyor aslında. Ne şampanya, ne coşkulu bir kutlama… Çalışamaya, kaldığı yerden devam.
Dünyanın önde gelen bağışıklık uzmanları arasında yer alıyor ve insan vücudu, kendi silahlarıyla kanseri yenene kadar ona rahat yok. Firmaları BioNTech, şu anda Lufthansa’nın dört katı değerli olmasına ve onları milyoner yapmasına rağmen, kızlarıyla birlikte, firmanın yakınlarındaki küçük bir dairede yaşıyorlar halen. Otomobilleri yok ve işe bisikletle gidip, geliyorlar. Çocukken, yaşamını Tanrı‘ya adamak istiyordu, ama sonunda bilime adadı. Balayında bile laboratuarlarında çalışmaya devam ediyordu.” -Tamer Yazar-