Bir Gastronomi Hikayesi…
Antakya kent merkezinin, uzun yıllar tartışılan ve kamulaştırılması istenen iki yapısı, Adalı Konağı ve Meclis Binası, bugünlerde kalabalık bir ekibin çalışmasına sahne oluyor.
Bir tarafta, çalışmaları tamamlanma aşamasına gelen Şehir Müzesi, diğer tarafta ‘Gastronomi ve Kültür’ başlıklarında şehrin gündelik yaşamına hizmet vermeye hazırlanan, Adalı Konağı ve Meclis 
Binası. Kent merkezinde uzun zamandır beklenen canlılığı yaratması beklenen bu iki önemli projeye işaret eden vatandaşlar, yaşanan gecikmeden çok, bundan sonrası için konuştular, ama bir şeyin de altını özenle çizdiler.
J.Ö. >> Açıkçası, bunları izlerken, gözüm bir taraftan Vakıf İşhanı’na takılıyor. Görüntüsü, güvenliği hiçe sayan terk edilmişliği, şehrin görseline kattığı çirkinlik ve uzayıp giden bilinmezliği… Hepsi! Çok yorucu. Ne olacak, bilmiyoruz. Ama bu kadar güzel şeyler olurken, birileri çıkıp da bu bina için de ‘artık yeter’ desin.
F.O. >> Belediye’nin Gastronomi Evi’ni çok seviyorum. Ortam, yemekler. Ama yaşanacak rekabeti de merak etmiyor değilim. İki Gastronomi Evi olacak, bir anlamda. Bir tarafta Belediye, diğer tarafta Valilik. Bence, Valiliğin Gastronomi Evi daha iddialı bir yer olacak. Menüsü, sunumu, görseli. Zaten binası muhteşem.
G.Ç. >> Tatile gidemeyenler için şehirde zaman geçirecek yerlerimiz çok değil açıkçası. Dilerim, vatandaşın da oturabileceği, yemek yiyebileceği düzeyde fiyatlandırma yapılır da, yapılana uzaktan bakmayız.
-Tamer Yazar-