Bu akşam, saatler 24’ ü gösterdiğinde 2019 yılını uğurlayıp, 2020 yılını hep birlikte karşılayacağız.
2019 yılını karşıladığımız 365 gün öncesinde yazdıklarımızı ve beklentilerimizi anımsadığımızda hiçte sürprizle karşılaşmadığımızı görmekteyiz.
Geçtiğimiz yıl bütün umutsuzlukları bünyesinde toplamak suretiyle bize çok acı çektirdi.
Ancak bir yandan acı çektirirken, bir yandan da bize umut ışıklarının ufukta belirmekte olduğunu gösterdi.
Zira 2019 yılında yapılan yerel yönetimler seçimlerinde, muhalefet partileri büyük bir başarı kazanmak suretiyle, ülkemizin üzerini kaplamış bulunan umutsuzluk bulutlarının dağılmaya başlayacağı işaretinin verilmesi sağlanmıştır.
Başta Ankara, İstanbul, İzmir olmak üzere ülke nüfusunun önemli bir çoğunluğunun yaşadığı Büyükşehir belediyeleri ile birçok belediye başkanlıkları, millet ittifakına mensup partilerin adaylarınca kazanılmıştır.
Bu durum, 2019 yılının en önemli siyasi gelişmelerinden biri olarak görülmelidir.
Uygulamaya konulan Türk tipi başkanlık sisteminin, ülkeyi tek adam yönetimine ve her şeyin tek görüş doğrultusunda şekillenmesi gibi bir durumun ortaya çıkmasına neden olacağı endişeleri giderek artmaya başladığından yeniden güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönülmesi istekleri yüksek sesle dillendirilmeye başlanmıştır.
İşte geride bıraktığımız yılın ikinci bir olumlu olayı ise parlamenter sisteme dönülme isteklerinin giderek güçlenmesi ve bu yolda yasal düzenleme yapılma ihtimallerinin belirmiş olmasıdır.
Bunun dışında geride bıraktığımız yılın başkaca olumlu bir gelişmesini hatırlamıyoruz. Aksine olumsuzluklar birbiri peşi sıra gelmiş ve gelmeye devam etmiştir.
Geride bıraktığımız 365 günün ekonomik sıkıntılar içerisinde geçtiğini söylemek heralde bir abartı olmasa gerek.
Çarşıda, pazarda, alışveriş merkezlerinde fiyatların hızla yukarı gitmesi, yurttaşları kara kara düşünceye sevk etmiş ve sonumuz ne olacaktır sorusunu sorup buna cevap aramak zorunluluğuna itmiş idi.
Artık filelerin doldurulabilmesi bile imkânsız hale gelmiş idi.
Nüfusun çok önemli bir kesimi yaşam mücadelesi verirken, ekonominin dar boğazdan çıkması ve bu sıkıntının sona ermesi yolunda olumlu ve doğru adımların atılması beklenmeye başlanmıştı.
Aradan günler, haftalar, aylar geçtiği halde doğru ve olumlu adımların atılamaması nedeni ile zor günler birbiri peşi sıra geldi.
2019 yılının son günlerinde birde Kanal İstanbul diye bir garip projenin yeniden gündeme getirilmesi ve tüm olumsuz yanlarının, olası tehlikelerin dile getirilmesine rağmen buna ısrar edilmesi, geçtiğimiz yılın en önemli yanlış adımlarından biri olarak tarihe not düşülmesine neden olmuştur.
Ekonomideki bu zor ve sıkıntılı günlere ilavetende başta komşularımız olmak üzere dünya devletleri ile olan gelişmeler ve bu devletlerle olan ilişkilerimizdeki olumlu bir gelişmeye rastlanmaması.
Geride bıraktığımız yıl içerisinde dış siyaset açısından da doğru ve olumlu adımların atılamadığı görülmüş, dışişlerinin ve diplomatların devre dışı bırakılması yolunda atılan yanlış adımlarda da ısrar edilmiştir.
Tüm bunlar olurken, yapılan uyarılar dinlenmemiş ve göz ardı edilmek suretiyle de yanlışta ısrar sürdürülmüştür.
İyisi ile kötüsü ile bir 365 günü geride bırakıyoruz. Bu gece saat 24’ten sonra yeni bir yıla, yeni umutlarla gireceğiz.
Dileğimiz yeni yılda, ülkemiz üzerindeki umutsuzluk bulutlarının dağılması ve umut ışıklarının ülkemizi aydınlatmaya başlamasıdır.
Bu beklenti ile 2019 yılına güle güle, yeni yıla ise beklentilerimizin gerçekleşmesi dileği ile hoş geldin diyoruz…
YORUMLAR