Halaylı 1 Mayıs Kutlaması

      1 Mayıs İşçi Bayramı, Emek ve Dayanışma Günü, ilimizde yoğun katılımla, coşkulu atmosferle, halaylar eşliğinde bayram tadında gerçekleştirildi. Geçtiğimiz Cumartesi günü Doğuş Okulları önünde toplanan kitleler, ellerinde pankartlarla, sloganlar atarak miting alanı olan Şükrü Güçlü bulvarına kadar yürüdü.       Kitlelerin davul zurna eşliğinde bol bol halay çektiği kutlamada, DİSK/Genel-İş Sendikası Mali İşler Daire Başkanı […]

      1 Mayıs İşçi Bayramı, Emek ve Dayanışma Günü, ilimizde yoğun katılımla, coşkulu atmosferle, halaylar eşliğinde bayram tadında gerçekleştirildi. Geçtiğimiz Cumartesi günü Doğuş Okulları önünde toplanan kitleler, ellerinde pankartlarla, sloganlar atarak miting alanı olan Şükrü Güçlü bulvarına kadar yürüdü.

      Kitlelerin davul zurna eşliğinde bol bol halay çektiği kutlamada, DİSK/Genel-İş Sendikası Mali İşler Daire Başkanı Mehmet Güleryüz bir konuşma yaptı, kutlamanın finalinde müzik grupları konser verdi, var olan coşkuya coşku kattı.  

      Güleryüz, sloganlarla desteklenen konuşmasında, kapitalizmin geleceğimizi tüketmeye devam ettiğini vurguladı. Varlığı işçinin emek gücüne bağlı olan kapitalizmin; insanlığın, tüm canlıların ve doğanın geleceğini yok ettiğini söyleyen Güleryüz, kamusal olan ne varsa parçalayan kapitalist sistemin, içinde bulunduğu yapısal sorunların salgın ile beraber daha da büyüdüğünü ve kapitalizmin cilasının iyiden iyiye dökülmeye başladığını bildirdi. Yaşanan her kapitalist krizde olduğu gibi son salgın sürecinde de insanlık dışı çalışma koşullarının yaygınlaştığını söyleyen Güleryüz, sermaye sahiplerinin işçi sınıfı üzerindeki tahakkümünü artırdığını, işçileri daha uzun, daha sağlıksız, daha güvencesiz, daha ucuza çalıştırarak kârlarını koruduğunu dile getirerek, “Kapitalist sistemin son kullanma tarihi geçti! Bu düzeni değiştireceğiz!” mesajını verdi.

İktidar; Emeği Ucuz, Yaşamı Pahalı Hale Getirdi!

      Emeklerinden, eşitlik ve özgürlük taleplerinden vazgeçmediklerini söyleyen Güleryüz, konuşmasında şunları dile getirdi: “DİSK/Genel-İş Sendikası olarak, 60 yıldır yılmadan, inatla ve ısrarla emek ve demokrasi mücadelesi veriyoruz. Belediye işçilerinin insanca yaşama ve insanca çalışma mücadelesini her türlü zorlu koşula rağmen sürdürüyoruz. İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs; işçilerin, emekçi halkın, ötekileştirilen, yok sayılan tüm kesimlerin bir araya gelerek güçlerini yeniden hatırladıkları, daha çok güç kazandıkları ve onları görmezden gelenlere karşı emeğin hakları, demokrasi ve eşitlik taleplerini özlemle haykırdıkları umudun günüdür. Bugün, sömürü düzenine karşı gücümüzü göstermek, hakkımız olanı almak için geri durmayacağımızı, yılmayacağımızı ve vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha -ama bu defa bizi yok sayanlara alanlardan, meydanlardan taşan varlığımızla- gösterdiğimiz gündür.

İşçi Sınıfı; İşsizlik, Yoksulluk, Yüksek Enflasyon, Düşük Ücret, Uzun Çalışma Saatleri ve Güvencesizlikle Ezilmek İsteniyor!

Haksız gelir ve servet transferleri ile eşitsizlik artarken demokrasinin lime lime edildiği, hukukun siyasallaştığı, insan hak ve özgürlüklerinin otoriter rejim altında ezildiği ülkemizde iktidarın yanlış ekonomi yönetimi ile yaygınlaşan ve derinleşen bir yoksullukla karşı karşıyayız. Ülkenin kamusal kaynakları bir avuç sermayeye peşkeş çekiliyor, varlıklarımız özelleştirme, kamu-özel işbirliği ve yap-işlet-devret projeleriyle elimizden alınıyor, geleceğimiz yok ediliyor.

Milyonlar İşsiz, Milyonlar Geçinemiyor!

      İşsizlik, güvencesiz çalışma ve sefalet artıyor. İşsiz sayısının 9 milyona dayandığı bir ülke olduk. Milyonlarca emekçi açlık sınırının altında bir asgari ücretle çalışmaya mahkûm edilmiş durumda. İşçi sınıfı artık temel gıda ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak duruma geldi.  İktidar sahipleri, asgari ücretin açlık sınırının altında olduğunu, raflardaki fahiş fiyatları, yüksek enflasyonu artık kabul ediyor ama çözüm üretmiyor. Katlanarak artan vergiler ve tükenme noktasındaki alım gücü, başta kadınları, gençleri ve çocukları olmak üzere toplumun tüm kesimlerini yoksulluğun türlü halleriyle yüz yüze bırakıyor.

      İşçilerin sırtından elde ettikleri nimetlerle her gün biraz daha palazlanan bir avuç sermaye sahibinin aksine işçiler, insanca yaşamanın asgari koşulları için mücadele etmek zorunda bırakılıyor. Enflasyon, pahalılık, işsizlik, güvencesizliğin yanında kötü çalışma koşullarıyla iş güvenliğinden yoksun bir şekilde sağlıklarından hatta canlarından oluyorlar.

      Sosyal güvenlik şemsiyesi ise delik deşik edilmiş durumda. Nitelikli, ücretsiz, kamusal sağlık ve eğitimden bahsetmek artık çok zor; sağlık da, eğitim de ticari hale gelmiş bulunuyor.

Kısacası; işçi sınıfı, sermayenin çıkarları doğrultusunda kurgulanmış kapitalist sistemde hukuksuz ve keyfi bir biçimde türlü haksızlığa maruz kalıyor. Fırsat eşitliği, adil bölüşüm, cinsiyet eşitliği ve temel insan hakları bu sistemde yok; işsizlik, yokluk, güvencesizlik, kriz ve yasaklar var.”

Haklarımızı ve geleceğimizi ezdirmeyeceğiz!  

      Güleryüz, artık yeter diyerek taleplerini şöyle sıraladı: “Emeğimizden, eşitlik ve özgürlük talebimizden vazgeçmiyoruz! Haklarımızı ve geleceğimizi ezdirmeyeceğiz!  Sömürüsüz, baskısız, insan onuruna yaraşır bir iş istiyoruz.  Sendikal hak ve özgürlükler önündeki engeller kalksın istiyoruz. Hukukun üstünlüğü, adalet, eşitlik ve demokrasi istiyoruz. Gelir adaleti, güvenceli iş, özgür toplu sözleşme hakkı ve örgütlenme özgürlüğü istiyoruz. Belediye işçileri kamu işçisidir. Ayrımcılık son bulsun. Kadro ve ilave tediye hakkımızı istiyoruz! Asgari ücret başta olmak üzere tüm ücretlerin artırılmasını istiyoruz. Eşit işe eşit ücret istiyoruz. Kamusal, nitelikli, parasız ve erişilebilir sağlık ve eğitim istiyoruz.

      Savaşsız, şiddetsiz bir yaşam istiyoruz. Ücretler üzerindeki vergi yükünün azaltılmasını istiyoruz. 6284 sayılı ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesi yasası uygulansın istiyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz. ILO’nun işyerinde şiddete karşı 190 sayılı sözleşmesi onaylansın istiyoruz. Doğanın talanına son verilsin istiyoruz. Hukuksuz olarak işinden edilenler işlerine geri dönsün istiyoruz. Çocuk işçiliğine son verilsin istiyoruz!”      Mehmet ÖZGÜN

Exit mobile version