Şiirleri, tiyatro oyunları, denemeleri, romanları ve öyküleriyle yirminci yüzyılın en önemli düşünce insanlarından Bertolt Brecht, yaşama gözlerini yumduğu 14 Ağustos 1956 tarihinden kısa bir süre önce, yanındaki dostlarına şunları söylemişti:
“Arkamdan yazın ‘Brecht rahatsız edici biriydi!’ Bu ölümümden sonra da değişmeyecek.”
Bertolt Brecht, Nazilerin Almanya’yı ele geçirmeye başladığı yıllarda tutuklanmaktan, hatta öldürülmekten kıl payı kurtulmuştu. 1933’te ülkesini terk etmek zorunda kalan yazar, birçok ülkede politik sürgün olarak yaşadıktan sonra ABD’ye, savaştan sonra da Doğu Almanya’ya yerleşmişti.
Nazilerin iktidara yürüyüşlerinde ilk hedefleri özgür düşünce olmuştu. Kitap yakmakla başlayan bir cinnet, yaşamın bütün alanlarına nüfuz eden bir ırkçılık, yüzlerce dergi ve gazete kapatılarak basın özgürlüğünün yok edilmesi, bilim insanlarının, aydınların, ilerici yazarların, sanatçıların tehdit edilmesi, tutuklanması ve öldürülmesiyle sürmüş, insanların yakılması, toplama kampları, soykırım ve 2. Dünya Savaşı ile noktalanmıştı.
Bertolt Brecht, Nazileri en çok rahatsız eden, kitapları yakılan ve vatandaşlıktan çıkarılan aydınlardandı. En önemli yapıtlarını sürgünde veren yazar, bu yapıtlarında faşizmin içyüzünü gözler önüne serdi, sömürüsüz bir dünyayı ve barışı savundu, insanları faşizme ve kapitalizme karşı direnmeye çağırdı. En büyük amacı kitleleri bilinçlendirmek, iyiye, cesarete, eyleme, ilerlemeye yöneltmekti.
Yaşamı boyunca savaşa karşı olan yazar, her zaman halkın yanında oldu. En ünlü şiiri “Halkın Ekmeği” adını taşıyordu:
Bilin: Halkın ekmeğidir adalet.
Bakarsınız bol olur bu ekmek,
bakarsınız kıt,
bakarsınız doyum olmaz tadına,
bakarsınız berbat.
Azaldı mı ekmek, başlar açlık,
bozuldu mu tadı, başlar hoşnutsuzluk boy atmaya.
Bozuk adalet yeter artık!
Acemi ellerde yoğurulan, iyi pişirilmemiş adalet yeter!
Yeter katıksız, kara kabuklu adalet!
Dura dura bayatlayan adalet yeter!
….
Ekmek her gün gerekliyse nasıl,
adalet de gerekli her gün,
hem o, günde birçok kez gerekli
sabahtan akşama dek, iş yerinde, eğlencede,
hele çalışırken canla başla,
kederliyken, sevinçliyken,
halkın ihtiyacı var pişkin, bol ekmeğe,
günlük, has ekmeğine adaletin,
Madem adaletin ekmeği bu kadar önemli,
Onu kim pişirmeli, dostlar, söyleyin?
Öteki ekmeği kim pişiren?
Adaletin ekmeğini de
kendisi pişirmeli halkın,
gündelik ekmek gibi.
Bol, pişkin, verimli.
Bertolt Brecht, ölümünden sonra da, roman, öykü ve şiirleriyle, dünyanın hemen her ülkesinde sahnelenen tiyatro yapıtlarıyla diktatörlerin, zorba yönetimlerin rahatını kaçırmayı sürdürdü, özgür düşüncenin engellenemeyeceğini gösterdi.
YORUMLAR