Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mehmet Karasu

“Halklara Mal Olan Aydınlar Unutulmaz”

“Güldürmek istiyorum insanları

Hep güldürmek

Bu sevda başka sevda canım” Aziz Nesin

Yaşamıyla, aydın duruşuyla, duyarlılığıyla ve yazdıklarıyla ülkemizin yetiştirdiği örnek aydınlarımızdan olan Aziz Nesin 20 Aralık 1915 tarihinde İstanbul Heybeliada’da doğmuş, 6 Temmuz 1995 tarihinde Alaçatı’da bir söyleşi sırasında kalp krizi nedeniyle yaşama veda etmiştir. Vasiyetine uyularak, kurmuş olduğu vakfın bahçesinde kimsenin bilmediği bir yerde toprağa verilmiştir.

O; soyadı kanunu çıktığında kendine “Nesin” soyadını alacaktı, neden; çünkü o sıralarda bu sorunun yanıtının peşindeydi. İstedi ki; hayatı boyunca “ne olduğunu” unuttuğu zamanlarda bu soyadı kendisini uyarsın, “ne olduğu”nu ona hatırlatsın.

“O, bu sorunun yanıtını verdiğinde de yanıtının gereklerine göre yaşamayı ödev bildi. “Neydi o?” Biz yanıtı onun yaşamına bakarak veriyoruz: Doğru bildiği yolda ısrarla yürüyen, kendiyle birlikte yürüyenlerin yoldaşı olmayı bilen, eğer yoldaşları kendini yalnız bırakacak olursa kendi başına yürümeyi göze almıştı. En sert eleştirilerini yönelttiğinde bunu; halkı, yurdu, dünyası ve insanlık sevgisi için yaptığını insanlara anlatabilecek en güzel yöntemle -mizahla- yapabilmiş, kendisine çok kızan toplumun gericilerini bile “gülümsetmeyi” becerebilmiş bir aydın.”

İnsanın mutluluğuna ve toplumun kıvancına, insanı insana, halkları halklara düşman eden her şeyin karşısındadır o. Siyasetçilerin çıkarları için kurduğu kirli oyunlarına, devletlerin sömürgen politikalarına ve bunu halklara, “kendi yararları için olduğu” palavraları atmalarına cesaretle karşı durandı o.

Bu hoşgörü çığlığı dini ve ulusu kendi çıkarlarına alet eden taş yüreklerde hiçbir karşılık bulmamıştır. Bütün halka mal olan sanatçılar, aydınlar gibi yattığı yer halkının kalbi, evrenin kucağıdır.

2 Temmuz 1993 Sivas katliamından kıl payı kurtulup direnç örneği veren Aziz Nesin’i anmak demokrasi ve toplum savaşımı veren herkesin görevidir.

Aziz nesin bir aydınlanma öncüsüdür, her yapıtı aydınlığımızın damarına eklenen zengin gıdadır.

Aziz Nesin, İlki 1976’da çıkan ve ancak birkaç yıl yayımlanabilen “Nesin Vakfı Edebiyat Yıllığı”nı çıkardı. 120’nin üzerinde kitap yazdı. Onun her yapıtı insanımızın panoramasını, toplumsal gerçekliğimizi yakalamıştır. İşte Zübük, Damda Deli Var, Gol Kralı, Biz Adam Olmayız, İstanbul Kazan Ben Kepçe, Şimdiki Çocuklar Harika, Kazan Töreni, Böyle Gelmiş Böyle Gitmez…. Güncelliğinden bir şey yitirmemiştir.

Aziz nesin, bir aydınlanma öncüsüdür, her yapıtı aydınlığımızın damarına eklenen zengin gıdadır.

Hep düşünmeden yana oldu. “Düşünmemiz gerekir. En az yaptığımız, yapmasını en az bildiğimiz şey: Düşünmek! Düşünmek, niçinin, niçinlerin yanıtını araştırmaktır. Bulmak, demiyorum, araştırmak diyorum. Kolay iş sanılmasın düşünmek. Zor iştir düşünmek, belki de dünyanın en zor işi, belki de değil… Bizler, salt bugün için değil, kuşaklar boyunca düşünmeye, düşündürülmeye alışmamış, alıştırılmamışız.” diyor bir konuşmasında.

1972’de varını yoğunu harcayarak, kimsesiz çocukları okutmayı amaç edinen, Nesin Vakfı’nı kurmuştur. Yaşamını, kitaplarının bütün gelirini Vakf’a ve çocuklara adamıştır. Ölümsüzlüğü, aydınkimliğiyle, yazarlığıyla, doğrunun ve adaletin yanında verdiği mücadeleyle kazanan Aziz Nesin, Mum Hala adlı yapıtında şöyle diyor: “Anadolu’yu otomobille, yaya, trenle, uçakla gezenler çok olmuştur ama benim gibi gezen var mı bilmem ki… Ben Anadolu’yu ellerimde kelepçe, süngülü ve tüfekli jandarmalarla dolaştım bir uçtan bir uca…”

Aziz Nesin’in Türk yazınındaki yeri, kuşkusuz ayrı bir yazı konusudur. Ancak unutulmaması gereken onun öykücülüğümüze yeni bir soluk getirdiğidir. Öykücülüğümüzün yakın geçmişine bir göz atacak olursak 1940-1960 döneminin Türk öykücülüğünde hem yeni açılımların yaşandığı hem de olgunluk dönemi ürünlerinin verildiği yıllar olduğunu görürüz. Bu dönemin ilk kümesinde yer alan yazarlar toplumcu gerçekçiliğe geçiş dönemini hazırlamıştır. Toplumcu gerçekçi öykücülerin içinde yer alan Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz öykücülüğümüzün gülmece türündeki iki büyük temsilcisidir.

Birçok yazar gibi şiir yazarak yazın yaşamına giren Aziz Nesin, ilk öykü kitabını 1948 yılında yayımlamıştır. Tan gazetesinde çalıştığı yıllarda mizah yeteneğini öne çıkaran köşe yazıları ve öyküler yazar. Yıllar geçtikçe de Türk mizahının en ünlü temsilcilerinden biri olur.

Yapıtları en fazla Arapça, elliye yakın dile tercüme edilmiştir.

Aydınlığınla Yaşa Aziz Nesin!

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SON HABERLER