Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Hatay Barosu, Adli Tatil uygulamasına karşı:

“Adalet Değil, Adliyeler Tatil

“Adalet Değil, Adliyeler Tatil Yapsın”

Hatay Barosu, Temmuz ayı ortasında başlayan Adli Tatil’in uygulanış şekline karşı olduğunu bildirdi. Baro Yönetimi adına Başkan Ekrem Dönmez imzasıyla kaleme alınan açıklamada, ülkemizde mahkemelerin her yıl 20 Temmuz ile 31 Ağustos tarihleri arasında adli tatil sebebiyle 42 gün çalışmalarına ara verdiklerini hatırlatarak şunları kaydetti:
“Türk Yargı Sisteminin en önemli sorunlarının başında, yargılamaların makul sürede sonuçlandırılamaması gelmektedir. Bu soruna yol açan etkenlerin başında, adli tatilin varlığı, adli tatili gözetmeden belirlenen kararname dönemleri ve adli tatili, kararnameleri gözetmeden kullanılan izinler gelmektedir. Adli Tatil döneminde iş görme yasağı sebebiyle normal yargısal işlere bakılmamakta, nöbetçi kalan yargı mensupları sadece acil işleri görmektedirler. Son günü adli tatile denk gelen süreler de adli tatil sonrasına uzamaktadır.
Ancak 20 Temmuz ile 31 Ağustos arası adli tatil olmakla birlikte, yıllardır dile getirilen ve fakat, ne yazık ki çare bulunamayan, adli ve idari yargı kararnamelerinin açıklanması ile birlikte 42 gün olan adli tatil sürelerine ilave olarak 1- 1,5 ay daha kararname tatili eklenmektedir. Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından yayımlanan Adli ve İdari Yargı Kararnameleri ile hakim ve savcıların görev yeri değişikliği yapılmaktadır.
2019 yılı için adli ve idari yargı kararnameleri, 31 Mayıs 2019 tarihinde Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından duyurulmuştur. Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi’nin 31/05/2019 tarihli ve 601 sayılı Adlî Yargı Kararnamesi ve Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi’nin 31/05/2019 tarihli ve 602 sayılı İdarî Yargı Kararnamesi ile aynı yerde kalıp unvan değişikliği yapılanlar dahil olmak üzere, 2019 yılında 3722 hakim ve savcı hakkında karar verilmiştir.
Yıllardır olduğu gibi, kararnamelerin kamuoyuna açıklandığı tarih ile birlikte, önemli sayıda yargı mensubu izne ayrılmakta ve yargısal faaliyetler hiç yerine getirilmemektedir. Bunlara, kişisel sebeplerle izin kullanan yargı mensupları da eklendiğinde, adalet teşkilatı ve yargı kurumları adli tatil dışında uzunca bir süre tatil / izin / kararname etkisi sebebiyle iş yapamaz hale gelmektedir. Yasal olarak 42 gün olan adli tatil süresi, fiilen 3-4 aya çıkmaktadır. Zaten yılda iki ya da üç kez verilebilen duruşma günleri, fiilen işlevsiz hale gelmektedir.
Arızi/geçici yetkiyle çıkılan duruşmalar, sadece ileriye talik edilmekte ve bir kısım istisnai işlem haricinde esasa yönelik hiçbir iş ve işlem yapılmamaktadır.
Bir yanda adli tatil, yargısal hizmetlerde önemli bir verimsizliğe neden olmakta, yargılama sürelerini gereksiz yere uzatmaktadır. Yine, adli tatil müessesesinden beklenen amaç hiçbir zaman gerçekleşmemiştir, gerçekleşmeyecektir.
Artık adli tatilin Türkiye’de kaldırılma zamanı gelmiştir, geçmiştir. Artık adli tatilin ne kadar süreceğini düşünmek yerine, işlevsiz olan Adli Tatil tümden kaldırılmalı ve fiilen 3 – 4 aya çıkan tatil süreleri için acil bir çözüm getirilmelidir. Halen birçok Avrupa ülkesinde adli tatil ya yoktur ya kaldırılmıştır ya da kaldırılması tartışılmaktadır.”
-YARGI KARARNAMELERİ TATİLE DÖNÜŞMEMELİ-
Hatay Barosu açıklamasında, adli yargı kararnamelerinin de tatile dönüşmemesi gerektiğine yer verilirken, şöyle denildi:
“Yine adli tatilin kaldırılması ya da korunması haline bağlı olarak, yargı camiası içindeki adli ve idari yargı kararnamelerinin de adli tatile göre belirlenmesi ve adli tatili fiilen 3 – 4 aya çıkartan kararname sisteminden vazgeçilmelidir. Adli tatil kaldırılmayacaksa, kararnameler adli tatil zamanı açıklanmalıdır. Aynı şekilde, yargı camiasındaki izin kullanma şeklinin de, adli tatilin kaldırılması/devamına ve yine kararnamelerin açıklanma tarihlerine uygun bir düzen içine çekilmesi zorunludur. Adli tatil kaldırılmayacaksa, yıllık izinlerin tamamının adli tatil içinde kullandırılması zorunlu hale getirilmelidir.
Keza terfi sistemi değiştirilmeli, terfi almak için işlerin belirli bir zamana yığılması ve belli bir tarih sınırı içinde kaç iş çıkartıldığına bakılarak terfi değerlendirmesi sisteminden vazgeçilmelidir.
İnsan onurunu, hukukun üstünlüğünü, hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi ve korunmasını merkeze alan, ‘güven veren ve erişebilir adalet’ vizyonuyla hazırlandığı belirtilen ve kamuoyu ile paylaşılan ‘Yargı Reformu Strateji Belgesi’ kapsamında adli tatilin/kararnamelerin/izinlerin düzenlenmemiş, düşünülmemiş olması çok büyük bir eksikliktir.
Uzun süren soruşturma ve davaların bir merkez tarafından takibi ve yine yargıda hedef süre uygulaması için istediğiniz kadar performans kriterleri getirin; adli tatili/zamansız kararnameleri/hesapsız izinleri bu yeni anlayışa uygun hale getirmeden hiçbir sorun çözülemeyecektir. Bu önlemlere başvurulmadıkça, her tür tasarruf, yorgun bir kalbe, yorgun bir bedene estetik yapmaktan ibaret kalacaktır.
Yurttaşlarımız; adaletin en kısa zamanda tecelli etmesini, yargılamaların uzamamasını, davalarının bir an önce sonuçlanmasını istiyor. Yargılama süresi Türkiye’de zaten normalden de fazla uzundur. Türkiye’de en önemli sorun geciken adalettir. Geciken adalet de adalet sağlamamaktadır. Adalet yoksa, adalet eksikse, adalet geç işliyorsa bu hepimizin ortak sorunudur.
Sayın Cumhurbaşkanı’nı, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni, TBMM’de grubu bulunan tüm partileri, Milletvekillerini, Adalet Bakanı’nı, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nu, Türkiye Barolar Birliği’ni ve tüm Baroları bu konuda göreve çağırıyoruz. Daha fazla enerji ve zaman yitirmeden, gelin hep beraber, geciken yargının bu en önemli sorununa birlikte neşter vuralım.
Bu kamuoyu duyurusu ile birlikte ilgili tüm kurumlara başvurumuzu da yapıyoruz. İstediğimiz, elbette yargı camiamızın tatil yapması/izin kullanması, ancak bununla birlikte, adaletimizin toptan tatile çıkmamasıdır.” -Cemil Yıldız-