3 Eylem Alanında Çalışılmalı…
Hatay Barosu Kadın Komisyonu üyeleri, “Dünya Çocuk Hakları Günü” mesajında, üç ana eylem üzerinde çalışma yapılması gerekliliğini savundu. Hatay Barosu Kadın Komisyonu’nun, Başkan Ekrem Dönmez’in de katıldığı toplantıdaki açıklamasında, 20 Kasım gününün, 1989 yılından bu yana Birleşmiş Milletler (BM) tarafından dünya genelinde çocukların karşı karşıya kaldıkları hak ihlallerini gündeme taşımak amacıyla “Dünya Çocuk Hakları Günü” olarak kutlandığı hatırlatıldı.
Hatay Barosu açıklamasında, özellikle savaş ve yoksulluğun hüküm sürdüğü coğrafyalarda yaşam mücadelesi veren çocukları korumak ve koşullarını iyileştirmek için, 20 Kasım 1989 tarihinde, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’yi imzaladığı ve Türkiye’nin de aynı sözleşmeyi 1990 yılında imzaladığına vurgu yapılarak şöyle denildi:
“ Sözleşme, Türkiye iç hukukunun bir parçası haline getirmiştir. Çocukluk; fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişme anlamında insan hayatının en önemli dönemine işaret etmektedir. Bu nedenle, bu özel dönemde çocukların sağlıklı gelişim gösterebilmeleri için, çocuklara (haklarını da dikkate alarak) özel koruma ve bakım hizmetleri verilmesi gerekmektedir. Bunun gerçekleşebilmesi için, çocuklara, insanlık onuruna yaraşır bir şekilde saygı göstererek, eşit davranarak, adil davranarak, haklarını bildiğimizi göstermek zorundayız.
Hatay Barosu Çocuk Hakları Komisyonu olarak; aile, devamında okul ve toplum içerisinde büyüyen ve şekillenen çocuklarımızın, fiziksel ve kişisel olarak sağlıklı birer birey olmaları için yapılması gerekenlerin; çocuğun korunması, çocuğa eşit, saygılı, adil davranılması, çocuğun sağlıklı gelişimini engelleyecek her şeyden uzak tutulması gerektiğini düşünüyoruz. Bunlara bağlı olarak, çocuk hakları savunuculuğu yapıyoruz. Devletin görevi de, herkesin (ebeveynler, öğretmenler, çocuklar ve ergenler de dâhil olmak üzere), Çocuk Haklarına dair Sözleşme’yi bilmesini, uygulamasını ve çocukların haklarına saygı göstermesini sağlamaktır.
Çocuklarla beraber, çocuk hakları için savunuculuk yapmak, hepimizin çocuklara, yaşadığımız dünyaya ve ülkemize karşı yükümlülüğümüzdür. Bunun için, 3 eylem alanında çalışmamız gerekmektedir:
1. Özel ve uygulanabilir eylemler – ÇHS’ni uygulamak için, doğrudan ihlalleri hedef alan ve hizmet sunumundaki açıkları kapatmak için faaliyetler yapmak,
2. Çocukların haklarını geliştirmek ve korumak için, yapıları ve mekanizmaları güçlendirmek. Yasal, siyasi, kamu ve toplumun yapısı; bunlar içerisinde uygulamalar ve mekanizmalar oluşturmak. ÇHS’nin ulusal yasal sistemin bir parçası haline gelmesi, gelişmenin izlenmesi, hesap verebilirliği sağlanması ve zorlukların üstesinden gelinmesi,
3. Çocuk hakları için farkındalığı arttırmak ve destek verecek grupları güçlendirmek (hükümet kuruluşlarında çalışan bireyler, uzmanlar, medya, özel sektör, kamuoyu ve sivil toplum kuruluşlarının birlikte hareket etmesi ve güçlenmesi gerekmektedir). Güçlendirme, sadece sayıyı arttırmak olarak düşünülmemelidir. Güçlendirmenin amacına uygun olabilmesi için, etkin ve bilgili bir grup oluşturmak gerekiyor.
“Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 30. yılı vesilesiyle, 23-24 Kasım tarihlerinde ‘Çocuk Hakları Sözleşmesi’ konulu bir konferans gerçekleştirilecektir. Konferansa, Baroların Çocuk Hakları Merkezi’nde çalışan gönüllü Avukatları, kamu ve sivil toplum kuruşları katılacak olup, Sözleşme’nin 30.yılında, birçok konuşmacının yer alacağı, çocuk alanında çalışan birçok katılımcının olacağı ve herkesin katılabileceği bir konferans gerçekleştirilecektir.” -Yusuf Cemil Karaçay-